Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/40 E. 2023/220 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/40 Esas
KARAR NO: 2023/220
DAVA: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ: 15/04/2019
KARAR TARİHİ: 23/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait olan —- ili —-ilçesi —- mahallesi –cad.——- , —-Ada No , — Parsel No , 64/2560 Arsa Payı, 1.823,36 Yüz Ölçümü, 10 ——— davalı bankaya borçlu olan dava dışı ——borcuna karşılık üst sınır ipoteği olarak toplam 250.000 TL miktarlı üst sınır ipoteği verdiğini müvekkilinin davalı bankaya herhangi bir şekilde kefilliği veya munzam senetlerinde ve genel kredi sözleşmelerinde de kefilliğinin bulunmadığını dava dışı —– sahibi ve hissedarı olan——- ait olan—– ili ——-İlçesindeki taşınmazın 480.000 TL bedel ile 03.05.2017 tarihinde alacağa mahsuben satıldığını ve 17.05.2017 tarihinde de satışın kesinleşip tescilin davalı banka adına yapıldığını diğer taşınmaz olan ve davaya konu olan —–bulunan taşınmazın ise, üçüncü şahıs müvekkili adına kayıtlı olup söz konusu taşınmazda ise üst sınır ipoteğinin bulunmadığını icra takibinde de açıkça üst sınır ipoteği olan taşınmaz için —— bulunan taşınmazın alacağa mahsuben satılmasından çok sonra müvekkili tarafından ödemelerin yapıldığını hatta ilk 100.000 TL ödeme sonrası 28.05.2018 tarihinde yapılacak olan ihalenin alacaklı vekilinin talebi doğrultusunda düşürüldüğünü dekontları da sunulan ödemelerin üst sınır ipoteğinin üstünde olmasına karşın, davalı banka tarafından tekrardan satış talep edildiğini müvekkilinin üçüncü şahıs olduğu ve gayrimenkulünün satılmaması için yaptığı ödemelerin haricen ödendiğini ve dosyaya bildirilmediği de görüldüğünde müvekkilinin gayrimenkulün satılması durumunda telafisi güç ve imkansız zararların söz konusu olacağını müvekkilinin aile konutu olan ve hali hazırda oturduğu tek gayrimenkulün borçlu olmadığı halde satışına gidilmemesine, ipoteğin fekkine, davalının haksız ve kötü niyeti sebebi ile %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; arabuluculuk ön şartının yerine getirilmediğini, davanın öncelikle dava şartı yokluğu sebebi ile reddine karar verilmesini, davanın menfi tespit davası olduğunu, İİK 72/3 uyarınca yalnızca icra dairesine yatacak paranın alacaklıya ödenmesi yönünde tedbir kararı verilebileceğini, mahkememizce verilen tedbiriin bu yasa maddesine aykırı olduğunu, tedbiren satışın durdurulması talebi, davacı tarafından ——– esas sayılı dosyasından da ileri sürüldüğünü, tedbir talepleri reddedilmiş olmasına rağmen kötü niyetle tekrar huzurda talep edildiğini, tedbirin kaldırılmasını talep ettiklerini, İcra İflas Kanunu madde 72/3. maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebileceğini, müvekkili bankaya ipotek fekki üzere yatırılan bir bedel bulunmamadığını, tüm dekontlarda, protokole istinaden açıklaması bulunmakla; bu hususta düzenlenen protokol uyarınca davacı yan zaten protokol akit tarihinde bankanın yaptığı indirim neticesinde 325.000,00-TL borçlu olduğunu kabul ettiğini, davacının bahsettiği 200.000,00-TL’lik 11.10.2018 tarihli ödeme, müvekkili banka adına kayıtlı taşınmaz alım bedeli olarak yatırıldığını, yalan beyan ile bu taşınmazın borç ödemesi yerine yapıldığı iddiasının dürüstlük kurallarıyla bağdaşmamadığını, sırf tedbir kararı alabilmek adına mahkemeyi yanıltmak, müvekkili bankayı itham etmenin hukuka aykırı olduğunu, 13.09.2018 tarihinde —- açıklaması ile 12.000,00-TL, 11.10.2018 tarihinde——açıklaması ile 183.500,00-TL, 11.10.2018 tarihinde——– açıklaması ile 200.000,00-TL olmak üzere tapu alımı için toplam 395.500,00-TL para gönderildiğini ve tapu devrinin de 11.10.2018 tarihinde davacıya yapıldığını, bu sebeple taşınmaz alımı için gönderildiği açık olan ödemelerin ipotek fekkine sayılması talebinin kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin ipotek hakkı sebebi ile alacağı devam ettiğinden ve bu alacak tutarı ipotek limitinin zaten üzerinde olduğundan, ipoteğin fekki isteminin kabul edilemez olduğunu belirterek, sonuç olarak; İİK 72/3 maddesine aykırı olarak verilen tedbirin kaldırılmasını, müvekkili bankanın alacağı devam ettiğinden kötü niyetli davanın reddine, davada tedbir yolu ile satış durdurulduğundan İİK 72/4 uyarınca davanın usulden veya esastan reddi ile birlikte alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, dava masrafları ile harç ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını savunmuştur.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacının taşınmazına, dava dışı ——– borcunun teminatı olmak üzere davalı lehine konulan ipoteğin, bedelinin ödenmesi nedeniyle fekki istemine ilişkindir.
Davacı vekili 13/03/2023 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
Davalı vekili 16/03/2023 tarihli dilekçesi ile davanın feragat nedeniyle reddini talep ettiklerini, vekalet ücreti taleplerinin olmadığını yargılama giderinin davalı taraf üzerinde bırakılması talebinde bulundukları görülmüştür.
6100 Sayılı HMK.’nın 309. Maddesinde “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu itibarla, açılan davadan feragat edilmiş olduğundan, yukarıda açıklanan hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.311,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde gider avansının ait olduğu tarafa iadesine,
6- Vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/03/2023