Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/39 E. 2022/920 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/39 Esas
KARAR NO : 2022/920
DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 17/01/2022
KARAR TARİHİ : 13/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sigortalısı—– —– sıfatı ile gerçekleştireceği taşıma işlerinden kaynaklanan yasal sorumluluklarının ve —- maruz kalabileceği hasar, zarar—– teminat altına alındığını, bu kapsamdaki dava konusu; —— tarafından —- tarihli ve ————ve —– —– şirket tarafından—- ağırlıktaki —— nolu fatura tahtında———– “——- nolu fatura ve ——— tahtında ———–tahtında toplam ——— emtiasının; —- taşınması işinin—- — dava dışı sigortalının yetkilendirmesi ile fiilen davalı —-tahtında gerçekleşt , davalının —-nolu—olduğunu, emtia —-sürücüsünün dikkatsiz araç kullanması ve araç kullanmadan önce alkol alması nedeniyle trafik kazasına sebep olduğunu, yapılan incelemelerde meydana gelen trafik kazasına bağlı olarak maruz kaldığı —–nedeniyle hasara uğradığını ve kullanılamaz hale geldiğinin tespit edildiğini, hasara istinaden ilgili CMR belgesi üzerine —- alınmıştır” şeklinde hasar şerhi düşüldüğünü ve belgeyi sürücünün imzaladığını, yapılan ekspertiz incelemesi sonucunda hasar toplamının — edildiğini, müvekkili şirketin bu hasara istinaden farklı tarihlerde— yaptığını beyan etmek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyleğ)—-alacağın ödeme tarihi olan — tarihinden itibaren, —– alacağın da ödeme tarihi olan—– tarihinden——- CMR Konvansiyonu’nun 27. Maddesi gereğince işleyecek olan yıllık % 5 faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin de davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Usulüne uygun—-süreci yürütülmediğinden dava şartının yerine getirilmediğini, bu nedenle de davanın usulden reddi gerektiğini, CMR konvansiyonu mad.32’ye göre yapılan taşımalardan doğacak davaların 1 yıl içinde açılması gerekirken— olduğundan davanın zamanaşımına da uğradığını, CMR konvansiyonu mad.23’e göre, tazminatın hesaplanacağı tarihteki yükün taşınmak üzere kabul edildiği tarih kur değeri ile talep edilen tazminatın hesaplandığı ——— arasında fark olduğunu, buna göre yükün kabul edildiği tarihteki—— geçersiz olduğunu, alkollü araç kullanmanın tek başına yeterli ölçüt olmadığını, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleştiğinin ispat edilmesi gerektiğini, kazanın — karanlıkta sabaha karşı —– yoğun kış şartlarında, şartları kötü olan köy yolunda buzlanmadan dolayı gerçekleştiğinin görüleceğini, ayrıca sürücünün alkol miktarının 0,41promil olup yasal olarak da alkollü sayılmadığını, şoför —– vefat ettiğinden yasal mirasçılarının da dâhil edilmesi gerektiğini, merkezi —- olan şirkete herhangi bir davet mektubu gönderilmediğini, dava şartı arabuluculuk sürecinin usulüne uygun yürütülmediğini beyan etmek suretiyle ,Yüce Mahkeme’den özetle; müvekkili aleyhine açılan haksız davanın usulden ve CMR md.32 uyarınca zamanaşımı nedeniyle ve de kaza ile alkol arasında herhangi bir nedensellik bağı olmadığından reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, davacı tarafça sigortalanan emtianın taşınması esnasında davalı tarafın işleteni olduğu araç sürücüsünün kusur ihmali trafik kazası neticesinde zarara uğratıldığı iddiasıyla poliçe kapsamında ödenen tutarların davalıdan rucüen tahsili şartlarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Dosya konusunda uzman bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda; Davalı taşıyıcı, üstlendiği (CMR Konvansiyonu’na tabi, dava konusu) ——–icrası sırasında, —- vuku bulan ve araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu trafik kazası sonucunda oluşan hasarın tazmini bağlamında, taşıma işini aldığı davacının dava dışı sigortalısı ve dolayısıyla da davacı karşısında kendisini—– kurtarabilecek—- herhangi birinden —– edemeyeceğinden, “işbu davaya konu edilen rücuen tazminat alacağının zamanaşımına uğramadığına ve talebin haklılığına hükmedilmesi” halinde davacının derdest davaya —-üzerinden konu ettiği—-davalı taşıyıcıdan rücuen talep edebileceği ve davacının bu alacağına miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere dava tarihinden —– itibaren yıllık %5 oranında —- işletilebileceği, şeklinde raporunu sunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Dava, taşıma sözleşmesi kapsamında, davacının, sigortalısına ait —-olan davalı tarafça—– taşınması sırasında, meydana gelen zararın taşıyıcı olan davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davaya konu somut olay; —- tarihinde davacının sigortalısı bulunan dava dışı—– emtiaların ——–davalıya ait ——- nolu —- taşıtın————-sevk ve idaresinde iken —- sevkiyatı sırasında seyir halinde iken —— yakınlarında trafik kazası meydana gelmesi sonucu taşınan emtianın kullanılmaz hale gelmesi şeklinde gerçekleşmiştir.
Uyuşmazlık emtia taşıma sözleşmesinden kaynaklanmakla, tarafların sorumluluklarının ve bu sorumluluklarını yerine getirmemeleri halinde doğacak hakları ve borçları ile bunların sınırlarının belirlenmesi yani ihtilafın çözümü için 6102 sayılı TTK’nın 850 vd. madde hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Taşıma işlerine ilişkin olarak öncelikle yasal düzenlemelerle ilgili genel bir açıklama yapılması, somut uyuşmazlığın çözümünde faydalı görülmektedir.
Taşıma ilişkisinde meydana gelen ziya ve hasarın tazmininden sözedilebilmesi için öncelikle taşıyıcının sorumluluğunun tespiti, sorumluluğun sonucu olarak da tazmin edilecek zararın kapsamı ve sınırlarının tayini gerekmektedir.
Taraflar arasında eşyanın davalı tarafından taşınması sırasında meydana gelen trafik kazasında zıya uğradığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
TTK’nın 875. maddesi gereğince—- üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Taşıyıcı ancak TTK’nın 875/2, 876 ve 878. maddesinde gösterilen hallerin ——ispat etmek suretiyle mesuliyetten kurtulabilir.
Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda ise tazmin edilecek zararın kapsamı ve sınırları TTK’nın 880. maddesi gereğince belirlenecek olup bu tazminat, eşyanın zıyaı hâlinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre belirlenmesi gerekmektedir. Maddenin 3. fıkrasında ise eşyanın değerinin piyasa fiyatına göre bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edileceği belirlenmiştir. Eşya, taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır.
Bu şekilde belirlenerek ödenecek tazminat ise 6102 sayılı TTK 882. maddesine göre, 880. ve 881. maddeleri uyarınca, gönderinin net olmayan ağırlığının ——- ———- sınırlıdır. Gönderinin ———-zıyaı veya hasarı hâlinde taşıyıcının sorumluluğu; gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının, gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her————ile sınırlıdır. —- amacıyla taşıyıcıya teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki, —- belirlenen değerine göre ——-çevrilir.
Ancak TTK’nın 886. maddesi uyarınca —- veya TTK’nın 879. maddede belirtilen kişiler zarara, —bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiil veya ihmalle sebebiyet verdiklerinin ispat edilmesi halinde sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacaklardır. Yine Aynı Yasa’nın 887/1.maddesine göre; taşıyıcının yardımcılarından birine karşı, —- hasarı veya geç teslimi sebebiyle, sözleşme dışı sorumluluktan doğan istemler ileri sürülmüşse, o kişi bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma sebeplerine ve sorumluluk sınırlamalarına dayanabilir. Zarara, kasten veya ——- davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiille veya ihmalle sebebiyet verilmişse birinci cümle hükmü uygulanmaz.
Fiilî Taşıyıcı başlıklı 888/1.maddesine göre ise; —-üçüncü bir kişi olan fiilî taşıyıcı tarafından yerine getirilirse, bu kişi eşyanın zıyaı, hasarı veya gecikmesi nedeniyle kendisi tarafından yapılan taşıma sırasında ortaya çıkan zarardan asıl taşıyıcı gibi sorumludur.
TTK m. 876’de düzenlenen —– BK m. 741 f.2’de yükleniciden beklenen—— daha ağır——— olup, basiretli—— göstermesi gereken mesleki ve teknik kurallara uygun davranışı aşan bir özen yükümlülüğü olduğunu, bu ağırlaştırılmış özen yükümlülüğünün yerine getirildiğini ispat külfeti taşıyıcıya ait olduğunu,
Davalı taşıyıcının TTK m. 876’da düzenlenen ağırlaştırılmış özen yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi bilakis zarara —- hareketi ile sebep olduğunu, TTK m. 863/ son cümlesi hükmüne göre taşıyıcı ——— uygun olmasını sağlamakla yükümlü olduğunu,
TTK m. 886 gereğince zarara kasten veya — davranışla veya böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcının, taşıyıcının — yerine getirilmesi için taşıyıcının yararlandığı kişilerin, sorumluluktan kurtulma hallerinden veya sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacaklarını, araç şoförünün alkol veya uyuşturucu alarak ve/veya ehliyetsiz ve/veya yetersiz ehliyet ile araç kullanmalarından veya araçta münhasıran bakımsızlıktan kaynaklanan teknik arızalarından dolayı emtiada oluşabilecek hasar ve ziyalarla ilgili taleplerin mevcudiyeti halinde davacı —– taşıyana rücu hakkının saklı olduğu,
Dava konusu olayda —- alkollü olması, hava ve yol şartlarını, aracın büyüklüğünü gözetmeksizin hızlı ve kontrolsüz araç kullanma hareketi, ağır kusur ya da pervasızca ve zarar meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle yapılan bir ihmal ya da hareket olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle zamanaşımı süresinin CMR’nin 32/1. maddesi uyarınca üç yıl olduğu sonucuna varılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1—– tutarındaki alacağın ödeme tarihi olan — tarihinden itibaren,— tutarındaki alacağın ise ödeme tarihi olan 04.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek olan yıllık %5 faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli — harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan— peşin harcın mahsubu ile bakiye —- davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 80,70-TL. başvurma harcı, 8.005,98-TL peşin harcın toplamı olan —- davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 4.534,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- —- tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 68.632,34-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7—— kontrolde —-için sarf kararı düzenlenmediği anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.