Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/389
KARAR NO : 2023/658
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/05/2022
KARAR TARİHİ : 31/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; “Müvekkil metal demir doğrama ve hareketli mobilya imaları yapan firmadır. Davalı ise demir kaynak işlemlerinde kullanılan gaz satışı yapan firmadır. Bu kapsamda müvekkil uzun bir süredir davalıdan kaynak gazı satın almakta ve taraflar arasında bu kapsamda bir ticari ilişki bulunmaktadır. Müvekkil, davalıdan gaz satın alımı yaptığında gazların içerisinde bulunduğu tüpler için de ayrıca depozito bedelleri ödemiş ancak devam eden süreçte bu tüpleri davalıya iade etmiş olmasına rağmen tüplere ilişkin depozito ücretlerini iade alamamıştır. Taraflar bazı hususlarda anlaşamadıklarından aralarındaki ticaret ilişkisi zamanla azalarak sonlanmıştır. Bu kapsamda Müvekkil şirket depozito bedellerini ödediği ve elinde bulunan bır kısım boş tüpleri davacıya iade etmiş olmasına rağmen bu tüplere ödediği depozito ücretlerini iade alamamıştır. Müvekkil davalıya depozito bedellerini ödediği 11 Adet tüpü iade etmiş olmasına rağmen depozito bedellerini alamadığından elinde bulunan diğer boş tüpleri davalıya henüz iade etmemiştir. Bunlara ilişkin dava ve talep haklarımızı saklı tutuyoruz. Ekteki cari hesap ekstresi ekstresinden de anlaşılacağı üzere, davalıya 17.03.2022 tarihinde boş tüpler iade edilmiştir. Bu tüplerin bedelleri toplamı 70.210,00-TL olup cari beakiyede müvekkilin toplam alacağı ise 67.947,73-TL olmuştur. Bu işlemlere ilişkin müvekkil tarafından düzenlenen fatura ve irsaliyeler bilahare sunulacaktır. Davalı tarafından alınan hizmet karşılığı müvekkili şirkete ödenmesi gereken toplam bedel takip öncesi işleyen 527,76-TL faizi ile birlikte toplam 68.475,49-TL’dir. Bu durum ekteki Cari hesap ekstresinden de anlaşılacaktır. Davalı tarafından bugüne kadar bu bedel ödenmemiştir. Müvekkil tarafından alacağını tahsil amacıyla davalı-borçluya karşı icra takibi başlatılmış ancak davalı tarafça haksız ve hukuka aykırı olarak takibe itiraz edilmiştir. Başlatılan takibe davalının itiraz etmiş olması nedeniyle, itiraz üzerine duran icra takibinin devamı için huzurdaki davayı açma zorunluluğumuz doğmuştur. Devam eden süreçte davalı borçlu ile yapılan —-Arabuluculuk Bürosu—– numaralı zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığından huzurdaki davayı açma mecburiyeti hasıl olmuştur. Takip konusu alacak, likit fatura alacağıdır. Bu durumda likit alacağa haksız şekilde itiraz eden borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği Yargıtay Kararlarıyla da sabittir. Örnek vermek gerekirse; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 14.06.2006 tarihli —– sayılı ve —– sayılı ilamında “alacak, başta bilinebilir (likit) nitelikte olduğundan, davacı yararına icra ve inkar tazminatına da hükmedilir.” şeklinde hüküm tesis etmiştir. Dolayısıyla davalı yanın likit alacağa karşı yaptığı haksız itiraz nedeniyle İİK m.67/2 gereğince davalı aleyhine takip konusu miktar üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. Müvekkil alacaklının alacağının temini bakımından; gerek borçlu tarafa kestiği fatura asıllarını dosyaya sunması gerekse de taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinin varlığının inkar edilemez nitelikte olması ayrıca haricen edilen bilgilere göre borçlunun bir çok borcunun olması nedeniyle davalının adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının borca yeter miktarda ihtiyati haczine karar verilmesini, —–İcra Müdürlüğünün—–Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; “Müvekkil şirket ile davacı arasında uzun senelere dayalı bir ticari ilişki bulunmaktadır. müvekkil şirket, davacı tarafa —–gaz satışı yapmakta olup, davacı taraf ise müvekkilden satın almış olduğu gazı işletmelerinde kullanmaktadır. müvekkil şirket, davacı tarafa gazların kullanımıyla alakalı gerekli—- tipi tüpleri emaneten teslim etmiştir. bu tüplerin mülkiyeti tamamen müvekkil şirkete ait olmakla birlikte, belirli şartlar altında davacının kullanımına sunulmuştur. bu ise ek’te sunacağımız “tüp tesellüm mukavelesi” nde açıkça belirtilmiştir. (ek-1) davacı taraf, mülkiyeti müvekkil şirkete ait olan ve karşılığında hiçbir bedel ödemedikleri tüplerin iadesi sonrası işbu haksız taleplerde bulunmuştur. ancak müvekkil şirkete ödenen hiçbir depozito bedeli bulunmamaktadır. fatura edilen her bir kalem, gaz dolumuna ilişkin olup, tüplerin kullanımına dair bir bedel faturalandırılmamıştır. davacı tarafın, müvekkil şirkete iade faturası düzenleyerek bu bedelleri sanki daha öncesinden ödemiş gibi görünerek müvekkilden talep etmesi açıkça kötü niyetli yaklaşımını aşikar kılmıştır. davacı tarafça, müvekkil şirkete iade faturası kesilmiş ancak ek’te sunacağımız —-. Noterliği —–yevmiye sayı ve 21/03/2022 tarihli ihtarname ile iade faturası yasal süresi içerisinde davacıya iade edilmiştir. (ek-2) daha öncesinde müvekkil şirket tarafından davacıya fatura edilmemiş tüplerin depozito bedelleri kaleminin, müvekkil şirkete iade faturası düzenlenerek istenilmesi hukuken mümkün değildir. Müvekkil şirket,—– İcra Müdürlüğü’nün —– esas sayılı icra takip dosyasına gerekli itirazlarını sunmuştur. itirazlarımız tamamıyla yerinde olup mahkemece yapılacak inceleme sonucu aşikar hale gelecektir. Davacı taraf, ticari ilişkilerinin bozulması sonucu müvekkil şirketten kötü niyetli işbu talepte bulunmuştur. davacı taraf nezdinde halen mülkiyeti müvekkil şirkete ait olan tüpler bulunmakta olup, davacı tarafça kullanılmaktadır. buna ilişkin dava ve talep haklarımızı saklı tuttuğumuzu bildiririz. ayrıca kötüniyetli olarak işbu icra takibine başvuran davacı aleyhine takibe esas alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. davacı tarafın tedbir talepleri ise son derece yersizdir. hiçbir gerçekliği bulunmayan iddialar çerçevesinde talep edilmiştir. Davacı tarafın tedbir taleplerinin de reddine karar verilmesi gerekmektedir, davacının gerek icra dosyası ile gerekse de işbu dava ile talep ettiği kalemler açıkça haksız ve mesnetsiz olduğunu beyanla açılan davanın reddini, davacının kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle—-. İcra Müdürlüğünün —– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.Mahkememizce—– İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında 02/01/2020 tarihinde davacı tarafından cari hesap alacağı olarak 68.475,49-TL alacak üzerinden tahsil tarihine kadar avans faiz uygulanması talepli icra takibi başlatıldığı, davalı yana ödeme emrinin 19/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde aynı tarihte borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davasının ise, süresi içerisinde 27/05/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.04/04/2023 tarihli ilk celsede; davacı vekili hazır iken her iki tarafın tüm yasal ticari defterlerinin mali müşavir bilirkişi eşliğinde 05/12/2022 tarihinde incelenmesi, davacı tarafından 2 haftalık kesin süre içerisinde yatırılması için bilirkişi ücreti takdir edildiği, kesin süre içerisinde yatırılmaması halinde bilirkişi delilinden vazgeçmiş sayılacağının ve mevcut dosya kapsamına göre karar verileceğine ilişkin sonucun ve inceleme gününün hazır bulunan davacı vekiline ihtar edildiği, hazır bulunmayan davalı vekiline ihtar mahiyetinde bilirkişi inceleme gününün ve duruşma zaptının tebliğ edilmesine dair ara karar verilmiştir.
Söz konusu ihtara rağmen davacı vekili tarafından bilirkişi ücreti yatırılmamıştır. İnceleme günü olarak belirlenen 05/12/2022 tarihinde ise; davacı vekilinin verilen kesin süreye rağmen bilirkişi ücretini süresinde depo etmediği, ticari defterlerini ibraz etmediği, bu nedenlerle inceleme yapılamadığına ilişkin tutanak tutulmuştur.Davacı vekilinin, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanması nedeniyle davalıya yemin teklif edip etmeyeceği hususunda beyanda bulunması için kendisine süre verilmiştir. Davacı vekili, beyan dilekçesi ile yemin teklifinde bulunduklarını belirtmiştir.Davalı tarafça şirket yetkilisini gösterir imza sirküleri sunulmuş, davalı şirketin ortağının ve münferiden yetkilisinin … olduğu görülmüştür. Yemin eda etmek üzere davalı şirket yetkilisine tebligat çıkarılmıştır.
Davalı şirket yetkilisi … 31/07/2023 tarihli duruşmadaki beyanında; “Davacı tarafın şirketimizden aldığı tüm boş tüpleri iade ettiği ve tarafların ticari ilişkisi boyunca bu tüplere ait tüm depozito bedellerini davacıya iade ettiğimize, taraflar arasında hiçbir alacak ya da borç ilişkisi olmadığı hususunda, namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün değerlerim üzerine yemin ederim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Somut davada, Mahkememizce tarafların tüm yasal defterlerinin incelenmesine karar verilmiş ve bilirkişi ücretinin yatırılması için davacı tarafa kesin süre verilmiştir. Ancak davacı tarafından hem bilirkişi ücreti yatırılmamış hem de defterler ibraz edilmemiştir. Davacı vekili, yemin deliline dayanmış, davalı şirket yetkilisi takip konusu fatura içeriğindeki ürünleri teslim almadığına, davacıya takipten dolayı borcu bulunmadığına dair yemin eda etmiştir. Bu itibarla, takip konusu alacak ispatlanamamış olup, ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 269,85-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 827,02-TL harcın mahsubu ile fazladan yatırılan 557,17-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 10.956,08-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Uyapta yapılan sorgulamada arabuluculuk tutanağına ilişkin sarf kararı düzenlenmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Tarafların artan gider avansı bulunması halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair; karar davacı vekilinin, davalı vekilinin , davalı şirket yetkilisinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.