Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/369 E. 2023/363 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/369 Esas
KARAR NO : 2023/363

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2022
KARAR TARİHİ : 16/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 20/05/2022 harç tarihli dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 24/07/2014 tarihinde İş Birliği Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında müvekkili şirketin danışmanlık hizmeti bazında etkin olduğu ve davalı şirket ile sürecin başında prensip olarak iş birliği yapma hususunda anlaştığı idarelerde iş geliştirme ve yürütme faaliyetlerinde bulunulacağını, davalı şirketin elde edeceği brüt gelir rakamının sözlü olarak %30’luk kısmı müvekkil şirketin iş geliştirme ve yürütme gelirini oluşturacağının düzenlendiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket tarafından —— iş geliştirme ve yürütme faaliyetlerinde bulunduğunu, davalı şirketin 2014 ve 2015 yılı döneminde——öğrenildiği kadarıyla yaklaşık 2.850.000,00 TL iş geliştirme ve yürütme geliri elde ettiğini, müvekkili şirkete davalı şirket tarafından 2014 yılı belediyesinden elde ettiği 2.850.000,00 TL iş geliştirme ve yürütme gelirinin yaklaşık %30’u olan 944.000,00 TL kdv dahil fatura karşılığı olarak ödediğini, daha sonra davalı şirket tarafından iş birliği ve yürütme sözleşmesinin 9. Maddesi kapsamında düzenlenen usul ve esaslar gözetilmeksizin sözleşme tek taraflı olarak 08/12/2016 tarihinde feshedildiği, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 24/07/2014 tarihinde imzalanan iş birliği sözleşmesinin sözleşme süresi başlıklı 4. maddesine göre 01/08/2014 – 31/07/2019 tarihleri arasında geçerli olarak imzalandığını, sözleşmenin feshedildiği dönemden sonra 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında davalı şirketin —— elde ettiği iş geliştirme ve yürütme bedeline ilişkin haricen öğrenildiği kadarıyla davalı şirketin —— iş geliştirme ve itme bedeli olarak en az 2.600.000,00 TL gelir elde ettiğini, ileri sürerek müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 24/07/2014 tarihli iş birliği sözleşmesinin davalı şirket tarafından 08/12/2016 tarihinde haksız fesih nedeniyle tam olarak mümkün olması mümkün olmadığından belirsiz alacak davasına konu edilen 10.000,00 TL maddi tazminat talebinin ileride kesin olarak belirlenecek tutar açısından işleyecek faizi de kapsamak üzere fesih tarihi olan 08/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınıp müvekkili şirkete verilmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan 24/06/2022 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle:Davada alacak talebine dayanak yapılan sözleşmenin 10.6.maddesi uyarınca——Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın zaman aşımı ile reddi gerektiğini, müspet zarar talep edilebilmesi için sözleşmede buna ilişkin hüküm bulunması gerektiğini, faturanın dava konusu sözleşme ile ilgili olmadığını, fesihin haklı olduğunu, sözleşmenin müvekkil açısından çekilmez hale geldiğini ileri sürerek mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın yetkili ——-Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, davanın zaman aşımı nedeni ile reddine, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, sözleşmenin haksız feshinden kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkin olduğu belirlendi.Mahkememizce davacı şirket defterleri incelenerek hazırlanan 03/01/2023 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.Davalı vekilinin süresi içinde sunduğu cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki sözleşmenin 30. maddesinde —— mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığını ileri sürerek mahkememizin yetkisine itirazda bulunmuştur.HMK’nın 17. maddesinde yetki sözleşmesi düzenlenmiş olup “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır,” hükmü getirilmiştir.Mahkememizce yapılan incelemede taraflar arasında düzenlenen 24/07/2014 tarihli sözleşmenin 10.6 maddesinde de —–Merkez Mahkemelerinin yetkili kılındığı, her iki tarafın da tacir olduğu ve yetki şartının geçerli olduğu, yetki itirazının süresi içinde HMK nun 116/1-a maddesine göre ilk itiraz olarak ileri sürüldüğü, mahkememizin yetkisine itirazın haklı olduğu görülmüş; yetki itirazının kabulü ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin Yetkisizliğine, yetkili Mahkemenin ——Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunun tespitine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde başvuru halinde dosyanın yetkili Nöbetçi —— Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, belirlenen süre içinde başvurulmadığı takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331/2. maddesi gereği harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine, davaya yetkili mahkemede devam edilmemesi durumunda, mahkemece talep üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınmasına, Dair; karar davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.