Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/337 E. 2023/720 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/337
KARAR NO : 2023/720

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2022
KARAR TARİHİ : 03/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin mali müşavirlik, muhasebecilik hizmeti verdiğini, davalı taraf ile birlikte grup şirketlerin tamamının mali müşavirliğini üstlendiğini, tüm bu şirketlerin ön muhasebe personelinin —– olduğunu, bu nedenle tüm şirketler ile olan yazışmaların—-ile yapıldığını, davalı taraf ile davalı tarafın mali ve muhasebe hizmetlerinin yürütülmesi konusunda 01.01.2020 tarihinde KDV dahil 700,00 TL üzerinden anlaştıklarını ancak yazılı bir sözleşme yapmadıklarını, 11.02.2020 tarihinden itibaren her ay E-faturaların kesildi davalı tarafın tüm bu faturalara hiçbir itirazda bulunmadığını, davalı tarafın borç bildirimine herhangi bir itirazda bulunmadığını, davalı tarafından 06.11.2020 tarihinde 3.000,00 TL, 01.02.2021 tarihinde 3.000,00 TL ödeme yaptığını, müvekkili tarafından geç yapılan ödemelere itiraz etmediğini, müvekkili şirket tarafından bir çok kez ödeme talep edilmesine rağmen, ödemelerin yapılmaması üzerine icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın haksız, mesnetsiz, kötü niyetli olarak yaptığı itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, duran icra takibinin devamı için işbu davayı ikame etme gereğinin hasıl olduğunu, davalı tarafın haksız, kötü niyetli ve alacaklarını zamana yaymayı amaçlayan itirazın iptali ile takibin devamına, alacaklarının likit olması nedeni ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının grup şirket iddialarını kabul etmediklerini, davacı—- yayımlanan —– sıra no.lu V.U.K Genel Tebliği uyarınca verilmesi gereken gerçek faydalanıcı bildirimi formunu zamanında vermediğini—— ile yaptıkları yazışmada formun verilmesi ile ilgili hiçbir tebligatın kendilerine veya müvekkiline yapılmadığını, vergi dairesinin yaptığı işlemin hukuka aykırı olduğunu, müvekkiline gönderdikleri maktu dilekçe ile dava açılması halinde özel usulsüzlük cezasının kaldırılacağını müvekkile ilettiğini, —–. Vergi Mahkemesi’nde dava açıldığını ve davanın devam ettiğini, GİB’in yayınladığı genel tebliğler bağlayıcı olup tek tek mükelleflere tebliğ edilmesi gibi bir durum söz konusu olmadığını, davacının genelge yayınlandıktan bir ay sonra yürürlüğe giren genelgede yapılması zorunlu olan bildirimi yapmadığını, davalının özel uzmanlık gerektiren bir işi kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen bir izinle yürüttüğünü, borç ilişkisinden kaynaklanan her türlü işi yürütürken dikkat ve özen kuralları çerçevesinde hareket etmesi gerektiğini ancak davacı kusurlu ve ihmali davranışıyla borca aykırı davranarak şirketlerin zarara uğramasına neden olduğunu, müvekkili firmaların davacıya olan güveni sözleşmeleri sürdüremeyecek ölçüde sarsıldığını, diğer şirketler ile beraber sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini davacıya bildirdiğini, davacının sözleşmeyi sona erdirmediğini, müvekkilinin defalarca talep etmesine rağmen mali verileri zamanında geri göndermediğini, bu sebeple müvekkilinin finansal akışının bozulduğunu, davacıdan 2021 işlemlerini bitirmelerini defalarca istemelerine rağmen davacının müvekkilini cep telefonlarından engellediğini, sabit hatlarından ve gönderilen maillere cevap vermediğini, bunun üzerine —– şikayet ettiklerini, müvekkilinin, davacının bahsettiği hizmetleri alamadığını, davacının da bu hizmetleri sunduğuna ilişkin somut ve inandırıcı deliller sunamadığını, mail üzerinden bakiye sorulmasının borcun bulunduğuna ilişkin delil oluşturmadığını, mailin 2021 yılında gönderildiğini, dolayısıyla davacının başlattığı takibin haksız ve mesnetsiz olduğunu, takibin iptalinin gerektiğini, davanın usulden reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Ödeme emrinde ödenmesi istenen borcun hangi döneme ilişkin olduğuna dair bir kaydın bulunmadığını, faizin başlangıç tarihinin de evrak üzerinde yazılı olmadığını, bundan dolayı öncelikle zamanaşımı itirazlarının ve faize ilişkin itirazlarını sunduklarını, ilamsız takiplerin belgeye dayanması halinde ödeme emri ile beraber takip dayanağı belgenin de gönderilmesinin gerektiğini, davacının feshinden sonraki işlemleri yetkisiz temsil teşkil ettiğini, müvekkilinin bu hizmetleri almadığını, müvekkilinin —– gerekli bildirimleri yaparak davacının yetkilerini kaldırdığını,—– yapılan şikayet sonucunun beklenmesini talep etmiştir. Davacının gönderdiği faturayı kabul etmelerinin mümkün olmadığını, itirazda bulunulmamış olsa bile süresi içinde itiraz edilmeyen faturaya hizmetin verilmiş olduğunu göstermediğini, müvekkili ile davacı arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davacının belirti bakiyenin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bakiyenin müvekkiline tebliğ edilmediğini, alınmayan bir hizmetin karşılığını ödemenin de adalet ve nesafet kurallarına aykırılık teşkil edeceğinden davanın reddi gerektiğini, %20’den aşağı olmamak üzere karşı tarafa kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle—-. İcra Müdürlüğünün —–sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.—- CBS ——soruşturma nolu dosyasının Uyap sureti dosyamız arasına alınmıştır.
Dosya konusunda uzman Mali Müşavir ve Vergi hukuku alanında uzman bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. Bilirkişi 30/05/2023 heyeti raporunda; davacının 2020, 2021, 2022 senelerine ait ticari defterleri ile davalının 2021 ve 2022 senelerine ait ticari defterlerinin HMK. madde 222/2. Ve 3. Fıkralarındaki şartları sağladıkları görülmekle birlikte davalı ve davacının muavin defter kayıtları dikkate alındığında davacının ticari defterlerine itibar edilebileceği kanaatine ulaşılmakta olup davacının ticari defterlerinin delil kabiliyetleri Sayın Mahkemenin Takdirindedir. 2. Yukarıda V. Değerlendirme Bölümünün sonuç kısmında yapmış olduğumuz açıklamalar dikkate alındığında Davacının, davalıdan 09.02.2022 icra takip itibariyle ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 14.862,00 TL alacaklı olduğunu, davacı taraf, icra takibinde 840,00 TL işlemiş faiz (yasal faiz) talep etmiştir. İşlemiş faiz hesabının yapılabilmesi için, başlangıç tarihinin tespit edilmesi lazımdır. Başlangıç tarihi (temerrüt tarihi) hesabını tespit edebileceğimiz sözleşme, vade farkına ilişkin bir uygulama veya temerrüde düşürmeye ilişkin bir belge dosyaya sunulmamıştır, şeklinde raporunu sunmuştur.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; Taraflar tacir olup HMK 222/2. maddesinde, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayı yaptırılmış, defter kayıtlarının birbirini doğrulaması koşulu ile tarafların ticari defterlerinin ticari davalarda delil olabileceği, 3. ve 4. fıkrasında; diğer tarafın aynı şartlara uygun tutulmuş defterlerindeki kayıtların aykırı olmaması koşulu ile sahibi lehine delil olacağı, davanın mali müşavirlik- muhasebecilik hizmet alacağından kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, davacı şirketin incelenen ticari defterlerine göre, takip tarihi olan 09/02/2022 tarihi itibariyle davacının 14.862,00 TL alacaklı olduğu, bu alacağın davacı tarafından davalı yana düzenlenen faturalardan, davalı yanın kısmi ödemesinin mahsubu sonucu kalan bakiye olduğu, dosyaya sunulu faturalar üzerinde yapılan incelemede, faturaların davacı şirket tarafından davalı şirket unvanına düzenlenmiş olduğu, fatura muhteviyatlarının “Muhasebe ve Muhtelif Teşvikler için Danışmanlık Hizmet Bedeli olduğu, taraflar arası ticari ilişkinin ihtilafsız olduğu, faturaların e- fatura olduğu, davalı yana elektronik ortamda tebliğ edildiği, dosya kapsamından faturaların davalı yana teslimi hususunda ihtilaf bulunmadığı, savcılık soruşturma dosyasının incelenmesinde şikayet dilekçesinde taraflara arasında sözlü sözleşme yapıldığının, defterlerinin geri iade edilmediğinin beyan edildiği, soruşturma kapsamında davacının ücretini almasına yönelik maddi vakıa görülmediği, vergi cezalarının diğer şirketlere ait olduğu nazara alınmış, davacı taraf defterlerine itibar edilerek Muhasebe ve Sair Hizmetlerin davacı tarafından davalı tarafa verildiğinin ispatlandığı anlaşılmış, benimsenen rapor doğrultusunda 14.862,00 TL bakiye miktarın tespiti bilirkişi incelemesi gerektirdiği ve alacak belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, davacı tarafından açılan davanın, her ne kadar takip öncesi faiz istenmiş ise de davalının TBK’nın 117. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmediğinden takip öncesi işlemiş faiz isteyemeceği gerekçesiyle 14.862,00-TL asıl alacak yönünden davanın kabulü ile itirazın iptaline, işlemiş faiz yönünden itirazın iptali talebinin reddine, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının—-.İcra Müd. —–Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 14.862,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 9 oranında ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen 14.862,00- TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Alınması gerekli 1.015,00-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 189,65- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 825,35‬- TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 80,70- TL. başvurma harcı, 189,65-TL peşin harcın toplamı olan 270,35-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.680,00-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 1.590,13-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından sarfedilen toplam 137,00-TL ‘nin davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 7,33-TL yapılan yargılama giderlerinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul olunan dava değeri üzerinden hesaplanan 14.862,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca (red olunan dava değeri 840,00 TL üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücreti tutarı) 840,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili davalıya verilmesine,
9-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan 1.560,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin kabul ret oranına göre hesaplanan 1.476,55-TL’sinin davalıdan, bakiye 83,45-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine, Dair; karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.