Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/33 E. 2022/519 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/33 Esas
KARAR NO: 2022/519
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/01/2022
KARAR TARİHİ: 14/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında, yükümlülüklerini yerine getirmeden ve müvekkil şirketin izni dışında kesik olan elektriği açarak kaçak elektrik kullanılması nedeniyle davalı hakkında kaçak elektrik enerjisi tüketimi tespit tutanaklarının düzenlendiğini, bu şekilde davalının kaçak elektrik tükettiğini, davalı tarafından bahse konu faturaların süresinde ifa edilmediğinden faturaların bedelinin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın itirazı nedeniyle takibin durduğunu açıklanan nedenlerle davanın kabulu ile davalı tarafından ——– sayılı dosyasına yapılan haksız ve kötüniyetli itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, takibe itirazın haksız ve kötüniyetli olması sebebiyle İİK 67/2. maddesi uyarınca hükmolunan bedelin %20’den aşağı olmamak üzere İcra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, yargılama gideri ve ücret-i vekâletin davalıya yükletilmesine, arabuluculuk ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu kaçak elektrik tespit tutanağının düzenlendiği binanın müteahhitliğini müvekkilinin yaptığı ve müvekkili tarafından kat maliklerine teslim yapıldığını, söz konusu kaçak elektrik tespit tutanağından uzunca bir zaman önce daire teslimlerinin yapıldığı, söz konusu binada müvekkilinin herhangi bir taşınmazı olmadığı, icra takibine yapılan itiraz ekinde sunulan belgeden anlaşılacağı üzere kat maliklerinin şahit elektrikçi ———- huzurunda kaçak elektrik bedelinin kendileri tarafından ödeneceğini, müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını kabul ettiklerini müvekkilinin söz konusu binada herhangi bir mühür sökme ve elektrik enerjisini kullanma durumunun olmadığını, müvekkilinin söz konusu borçtan sorumlu olmadığını bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle kaçak elektrik tutanağına istinaden davacı tarafça başlatılan——– icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Bilindiği gibi, bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. Öte yandan 6335 sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK.’nın 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Dava konusu kaçak elektrik alacağı haksız fiil niteliğinde olup mutlak ticari dava değildir. Bu durumda nispi ticari dava şartlarının oluşup oluşmadığını değerlendirmek gerekmiştir. Davacı taraf kaçak elektriğin ticarethanede kullanıldığından ve davalının tacir olduğundan bahisle Mahkememize dava açmış olup, kaçak elektriğin iş yerinde kullanılması uyuşmazlığı mutlak ticari dava haline dönüştürmez. Sadece tüketici mahkemesinde davanın görülmesini engeller. Zira mutlak ticari davalar kanunda sınırlı sayıda sayılmış olup, nispi ticari davalar da her iki tarafın tacir olması ve ticari işletmelerine ilişkin olması şartına bağlı tutulmuştur. İşyeri olan her şahsın aynı zamanda tacir olduğu söylenemez. — olup olmadığının araştırılarak görev hususununu değerlendirmek gereklidir. Nitekim benzer nitelikte bir davada — —– Sayılı ilamında: “Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; kaçak elektrik tutanaklarında abone grubunun ticarethane olarak belirlendiği, davacı tarafından dava dilekçesinde davaya konu yerin iş yeri olduğunun belirtildiği, mahkemesince ——— araştırması yapılmaksızın yargılamaya devam edilerek kara verlidiği görülmektedir. TTK 4/2 maddesinde mutlak ticari davalar sayılmış olup, dava sayılan mutlak ticari davalar kapsamında değildir. Ancak, TTK 4/1 maddesine göre ticari dava sayılması için de, davanın her iki tarafın da tacir olması ve uyuşmazlığın iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olması gereklidir. Eğer taraflardan biri, tacir değil, esnaf niteliğinde ise davayı ticari dava olarak kabul etmek mümkün değildir. Davada, davalının, tacir mi esnaf mı olduğu saptanmadan, buna dair araştırma yapılmadan, işletmesinin esnaf işletmesi kapsamında kalıp kalmadığı, vergi kayıtları, vergi matrahları, —— getirtilmeden, hangi usule göre defter tuttuğu araştırılmadan, —- çıkartılan, esnaf-tacir arası ayırıma dair kararnamedeki gelir sınırı dosyaya alınmadan ve bu deliller toplanıp karar yerinde tartışılmadan, salt abonelikte yazılı———– ibaresi ile verilen karar, usul ve hukuka uygun bulunmamış, bu nedenle bunlar toplanıp kararda tartışılarak, eğer tacir niteliğinde ise Ticaret Mahkemesi olarak devam edilmek, esnaf niteliğinde ise genel mahkemeler görevli olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmek üzere, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, kararın HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılması ile dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir..” gerekçesi ile bu hususa değinmiştir.
Mahkememizce esnaf-tacir araştırması yapılması için—- müzekkere yazılmış, gelen yazı cevabından davalı adına bir ticari işletmeye rastlanılmadığı anlaşılmış, yine incelenen —– kayıtlarında davalının gerçek kişi tacir işletmesinin —- tarihinde terki ticaret nedeniyle kapandığı, — gelen yazı cevabında davalının kendi şahsi vergi mükellefiyetinin olmadığı, sadece şirket ortaklığının ve yöneticiliğinin kayıtlarının bulunduğu bildirilmiş ve ekine şirket beyannameleri eklenmiş olup, dava konusu olan kaçak elektrik tutanağı —- tarihleri arasını kapsamakla davalının kendi ticari işletmesinin olduğu ——– denk gelmediği anlaşılmıştır. Bilindiği gibi şirkete ortak olmak, müdür olmak tek başına tacir sıfatı kazandırmaz. Tacir sıfatı kazanmak için bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işletmek ve esnaf işletmesi için ön görülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamak gereklidir. Hal böyle olunca eldeki davada dava konusu kaçak elektrik tutanağını kapsayan tarihler itibariyle davalının ticari işletmesinin olmadığı ve kendi adına bir gelir elde etmediği, varsa şahsi geliri esnaf-tacir sınırını aştığına ilişkin dosyada bir delil de olmadığı bu nedenle nispi ticari dava şartlarının sağlanmadığı, ancak uyuşmazlığın iş yerinden —– kaynaklanması sebebiyle asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu kanaatine varılmış, Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller , vergi kayıtları birlikte değerlendirildiğinde, davada mutlak ticari dava ve nispi ticari dava koşulları bulunmadığından Mahkememizin görevli olmadığı, genel nitelikte görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmış, görev kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında değerlendirilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.’nın 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ———-Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 14/06/2022