Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/302 E. 2023/630 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/302
KARAR NO : 2023/630

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2022
KARAR TARİHİ : 18/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı şirket arasında var olan cari hesap ilişkisi bulunduğunu, cari hesap sözleşmesi şeklinde alışverişlerini kayıt altına aldıklarını, hesap devresi sonunda davacı şirketin davalı şirketten 26.855,90-USD alacaklı olduğunu ve davalı şirkete bu miktarı kendilerine ödemesinin bildirildiğini, ancak ödemenin gerçekleştirilmediğini, bunun üzerine davalı aleyhine—–İcra Müdürlüğü’nün—— Esas sayılı dosyasından başlatılan takibe borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, yapılan itirazın tamamen kötü niyetli olmakla beraber süre kazanma çabasına yönelik olduğunu, icra takibi başlatıldıktan sonra davalı firma tarafından cari hesaba mahsuben değişik tarihlerde ödemeler yapıldığını, cari hesap bakiyesinin 25.232,55-USD olduğunu, bu durumun bile yapılan itirazın sadece süre kazanma amaçlı yapıldığını ve itirazın mesnetsiz olduğunu açıkça gösterdiğini beyanla, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Usulüne uygun çağrı kağıdı tebliğine rağmen davalı taraf davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı tarafından cari hesap alacağına ilişkin olarak başlatılan—– İcra Müdürlüğünün—– Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.Mahkememizce;—– İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında 01/03/2022 tarihinde davacı tarafından 26.855,90-USD cari hesap alacağı üzerinden tahsil tarihine kadar yıllık %2 faiz uygulanması talepli icra takibi başlatıldığı, davalı yana ödeme emrinin 10/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde aynı tarihte yetkiye ve borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davasının ise, süresi içerisinde, 25/04/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Davacı vekili, dava dilekçesinde icra takibinden sonra davalının bir miktar ödeme yapması nedeniye 25.232,55-USD alacak miktarı için işbu davayı açtığını belirtmiştir.Öncelikle davalının, icra takibinde yaptığı yetki itirazının değerlendirilmesi gerekmektedir. İİK’nın 50. Maddesinde yetkiye dair HMK hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanacağı düzenlenmiştir. HMK’nın 6. Maddesine göre davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi, genel yetkili mahkemedir. Buna göre icra takibinin başlatıldığı ve dava açıldığı tarihte davalının yerleşim yerinin—– olduğu görülmekle icra takibinin, yetkili icra müdürlüğünde başlatıldığı anlaşılmış ve bu nedenle davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.İlgili vergi dairelerinden tarafların BA-BS formları dosyaya celbedilmiştir.Mahkememizce; her iki tarafın ilgili yıllara ilişkin ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdine karar verilmiştir. Davacı taraf, defterlerini ibraz etmiştir. Davalının, defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle davalının defterleri üzerinde inceleme yapılamamıştır. Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 11/05/2022 tarihli raporda özetle;
“Davacı şirketin, incelenen 2020-2021-2022 yılları ticari defterlerinden, 2021 yılı ticari defterlerinin davacı lehine delil vasfına haiz olmadığı, 2020 ve 2022 yılları ticari defterlerinin davacı adına delil vasfına haiz olduğu,
Dosya içerisinde taraflarca düzenlenmiş bir sözleşmenin bulunmadığı,
Davacı ticari defterlerinde tüm işlemlerin TL olarak yer aldığı,
Davacının, 01.04.2021 tarihinden itibaren davalı adına düzenlediği faturalarını TL ve USD olarak düzenlediği ve davalı adına tuttuğu cari hesabı TL ve USD bazında takip etmeye başladığı,Dosya içerisinde davalının, adına düzenlenen faturalarda TL tutarların yanında USD’ı döviz tutarlarının da yer alması ve cari hesabın TL olarak takibi yanında, USD olarak da takibi konusunda yazılı bir onayı bulunmamakla beraber, dosya içerisinde davalının adına düzenlenen faturalara itiraz ettiğine dönük bir belgenin de mevcut olmadığı,Tarafların 2020-2022 yılları BS-BA formlarının birbirini doğruladığı, 2021 yılında 1 belgede KDV hariç 52.939.-TL fark bulunduğu, farkın davacının 23.02.2021 tarih—– nolu 59.232.+10.662.05 KDV=69.894.05 TL tutarlı faturadan kaynaklandığı, söz konusu farkla ilgili davacının e-irsaliye düzenleyerek irsaliyedeki ürünleri teslim ettiğinin anlaşıldığı,
Davacının ticari defterlerinde,
– 02.03.2022 icra takip tarihi itibariyle 220.341.71 TL tutarında,
– 25.04.2022 dava tarihi itibariyle 194.730.87 TL tutarında, alacağının bulunduğunun görüldüğü,Sayın Mahkemeniz tarafından davacının cari hesap olarak USD döviz cinsinden alacağının bulunduğu konusunda hüküm kurulması halinde, davacının
-02.03.2022 icra takip tarihi itibariyle 26.855.92 USD’ı,-25.04.2022 dava tarihi itibariyle 25.232.56 USD’ı talebinin yerinde olduğu,” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu, taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili, rapora karşı beyan dilekçesi sunmuştur. Davacı vekili beyan dilekçesinde; alacak kayıtlarının bulunduğu defterin yevmiye defteri olduğunu, yevmiye ve kebir defterinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yaptırıldığı, envanter defterinin tasdikinin ise 6 gün gecikmeli olarak yaptırıldığını, alacak iddiasının ispatını etkilemediğini, faturaların USD olarak düzenlendiğini belirtmiştir. Davacı vekiline taraflar arasındaki ilişkinin USD olarak devam edeceğine dair bilgi ve belge sunması için süre verilmiştir. Davacı vekili, beyan dilekçesinde; davalının dolar üzerinden tutulan cari hesaba ve faturalara itirazının olmadığını belirtmiştir.Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporunun incelenmesinden; taraflar arasında mal alım-satım ilişkisi olduğu, davacının, davalı ile aralarındaki cari hesap nedeniyle davalıdan 26.855,90-USD alacaklı olduğunu ileri sürerek icra takibi başlattığı, davalının takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğu, bu nedenle işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Davacı vekilinin, icra takibinden sonra davalının bir miktar ödeme yapması nedeniye 25.232,55-USD alacak miktarı için işbu davayı açtığını belirttiği görülmüştür. Tarafların, ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiştir. Davacı, ticari defterlerini sunmuş; davalı, ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Düzenlenen bilirkişi raporundan davacının sunduğu ticari defterlerin, 2021 yılı hariç olmak üzere, usulüne uygun tutulduğu, defter incelemesi sonucu davacının 01/04/2021 tarihinden itibaren cari hesabı ve faturaları TL ve USD olarak düzenlediği, davalının faturalara itiraz ettiğine ilişkin bir bilgi ve belge bulunmadığı, tarafların BA-BS formlarının birbirini doğruladığı ve bir adet faturadan kaynaklı bedele ilişkin davacının e-irsaliye ile ürünleri teslim ettiği anlaşılmıştır. Denetime ve hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle bilirkişi raporuna itibar edilmiştir. Davacı tarafından, 01/04/2021 tarihinden itibaren taraflar arasındaki cari hesap ve faturalar hem TL hem USD olarak düzenlendiği ve davalının bu konuda bir itirazı bulunmadığı anlaşılmakla bu konuda taraflar arasında teamül oluştuğu, bu nedenle de davacının alacağını dolar üzerinden talep edebileceği kabul edilmiştir. Dolayısıyla icra takibine konu cari hesap alacağı konusu faturaların ifa edildiğine ilişkin karine oluştuğu, aksi durumun veya cari hesap alacağının ödendiğinin davalı tarafından ispatlanması gerektiği ancak söz konusu hususların ispatlanamadığı, kaldı ki icra takibinden sonra davalı tarafından bir miktar ödeme yapıldığı ve yapılan ödeme miktarlarının indirilerek işbu davanın açıldığı, davacı tarafından söz konusu tutarın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın haksız olduğu anlaşılmıştır. Tarafların tacir olması ve işin ticari iş olması nedeniyle ve davacının takip talebinde yıllık %2 faiz talep ettiği de gözetilerek takip tarihinden tahsil tarihine kadar asıl alacağa yıllık %2’yi geçmeyecek şekilde 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca faiz uygulanmasına karar verilmiştir. Alacak miktarının likit ve belirlenebilir olduğu anlaşıldığından, İİK 58/3 maddesi gereği asıl alacağın takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı tutarın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir (benzer yönde Yargıtay—–. Hukuk Dairesi’nin—– Esas —– Karar sayılı ilamı). Bu nedenle, —– İcra Müdürlüğü’nün —— sayılı icra dosyasında davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile taleple bağlılık ilkesi gereği takibin 25.232,55-USD üzerinden devamına karar verilmiştir. Alacak likit ve belirlenebilir olup takibe haksız itiraz edildiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
—–İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı icra takibinde davalı tarafın itirazının iptali ile 25.232,55-USD üzerinden takibin devamına, alacak tutarına takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık %2’yi geçmeyecek şekilde 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca faiz uygulanmasına,
2-İİK’nın 58/3. maddesi de gözönüne alındığında, icra inkar tazminatına, yabancı para alacağının takip tarihindeki rayicine göre TL karşılığı üzerinden hükmedilmesi gerektiğinden ve davacı tarafından takip talebinde kurun 13,8742-TL olarak belirtildiği görüldüğünden takibe konu hüküm altına alınan alacağın takip tarihindeki Türk Lirası cinsinden karşılığı olan (25.232,55-USD*13,8742-TL=) 350.081,45-TL’nin % 20’si tutarındaki 70.016,29-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 25.432,93-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 4.495,21-TL peşin harç ve 16,03-TL tamamlama harcı toplamı olan 4.511,24-TL’nin mahsubu ile bakiye 20.921,69-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 80,70-TL başvurma harcı, 4.495,21-TL peşin harç, 16,03-TL tamamlama harcı toplamı olan 4.591,94-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.435,00-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 55.124,29-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan 1.560,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.