Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/272 E. 2022/887 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/272 Esas
KARAR NO : 2022/887
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 13/04/2022
KARAR TARİHİ: 06/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket yetkililerince —— adresinde yapılan kontrollerde kaçak elektrik kullanımı tespit edildiğini ve mühürleme yapıldığını, dava açılmadan yapılan sulh görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını, davalı aleyhine kaçak elektrik kullanım bedelinin tahsili için —– dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu, kaçak elektrik tespit tutanaklarının aksi ispatlanana kadar geçerli olan belgelerden olduğunu belirterek açıklanan nedenlerle ——– sayılı dosyası ile yapılan takibe yönelik davalının haksız ve yersiz itirazının iptali ile asıl alacağa uygulanacak ———- gereği değişecek oranlar üzerinden gecikme zammı, işbu gecikme faizi tutarına işleyecek —– birlikte takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama harç ve masrafları ile vekâlet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bahse konu olan işyerinde hiçbir zaman faaliyetinin olmadığını, sunduğu belgelerden anlaşıldığı üzere telefonla ve kuruma yazışma yaparak elektriği kullanmadığını ve saatin sökülmesini talep ettiğini, ancak firma yetkililerinin orada bulunan işletmenin kaçak elektrik kullanmasına müsaade ettiğini, ticari kayıtlar sorgulandığında işyeri ile alakası olmadığının ortaya çıkacağını belirterek davanın reddine ve masrafların davacıda bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; hukuki niteliği itibariyle kaçak elektrik tutanağına istinaden davacı tarafça başlatılan ——- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Görev dava şartı olup Mahkemece her aşamada re’sen nazara alınması gerektiğinden, öncelikle Mahkememizin görevli olup olmadığını tartışmak gerekmiştir.
Bilindiği gibi, bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nisbi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nisbi ticari davalar ise, her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. Öte yandan 6335 sayılı Kanunun 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK.’nın 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Eldeki davanın, kaçak elektrik kullanım bedeli alacağına ilişkin başlatılan icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı istemi olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle dava, haksız fiil niteliğinde olup mutlak ticari dava değildir. Bu durumda işbu dava bakımından nisbi ticari dava koşullarının araştırılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
Mutlak ticari davalar; kanunda sınırlı sayıda sayılmış olup, nispi ticari davalar da her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın ticari işletmelerine ilişkin olması şartına bağlı tutulmuştur. İşyeri olan her şahsın aynı zamanda tacir olduğu söylenemez. Esnaf olup olmadığının araştırılarak görev hususununu değerlendirmek gereklidir. Nitekim benzer nitelikte bir davada ——– ilamında aşağıda yer verilen gerekçe ile bu hususa değinmiştir:
“Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; kaçak elektrik tutanaklarında abone grubunun ticarethane olarak belirlendiği, davacı tarafından dava dilekçesinde davaya konu yerin iş yeri olduğunun belirtildiği, mahkemesince tacir-esnaf araştırması yapılmaksızın yargılamaya devam edilerek kara verlidiği görülmektedir.
TTK 4/2 maddesinde mutlak ticari davalar sayılmış olup, dava sayılan mutlak ticari davalar kapsamında değildir. Ancak, TTK 4/1 maddesine göre ticari dava sayılması için de, davanın her iki tarafın da tacir olması ve uyuşmazlığın iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olması gereklidir. Eğer taraflardan biri, tacir değil, esnaf niteliğinde ise davayı ticari dava olarak kabul etmek mümkün değildir.
Davada, davalının, ——- olduğu saptanmadan, buna dair araştırma yapılmadan, işletmesinin —-kapsamında kalıp kalmadığı, ———- getirtilmeden, hangi usule göre defter tuttuğu araştırılmadan,———- çıkartılan, ——— arası ayırıma dair kararnamedeki gelir sınırı dosyaya alınmadan ve bu deliller toplanıp karar yerinde tartışılmadan, salt abonelikte yazılı “ticarethane” ibaresi ile verilen karar, usul ve hukuka uygun bulunmamış, bu nedenle bunlar toplanıp kararda tartışılarak, eğer tacir niteliğinde ise Ticaret Mahkemesi olarak devam edilmek, esnaf niteliğinde ise genel mahkemeler görevli olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmek üzere, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, kararın HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılması ile dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.”
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan ——- nolu kaçak elektrik tüketim tespit tutanağında —— adresinin abone grubunun ticarethane olarak yazıldığı görülmüştür.
Dosya içine ——— sayılı icra takip dosyası eklenmiştir.
Mahkememizce——- müzekkere yazılarak davalının hangi faaliyet konusunda çalıştığı, işletme hesabına göre mi, bilanço usulüne göre mi defter tuttuğu, kaçıncı sınıf tacir olduğu ve ayrıca ———-yılları arasında vergiye esas gayri safi kazançları sorulmuştur.
——–cevabında; davalının Dairelerinde mükellefiyet kaydının bulunmadığını, yapılan sistem sorgulamalarından —- tarihinde kadar —– mükellefi olarak ——-yapılan perakende ticaret” faaliyetine devam ettiğini, sonrasında ——– nedeniyle —olduğunu, bu tarihten sonrasında —- herhangi bir ticari faaliyet nedeniyle mükellefiyet kaydı ve şirket ortaklığına rastlanılmadığını, halen ilçeleri ———— adresinde ikamet ettiğini belirtmiştir.
——– cevabı üzerine —— yazılmasına karar verilmiştir.——–cevabında; davalının ——- tarihleri arasında —- mükellefi olduğunu, ———– icra ettiğini, — yılları arasında Dairelerinde faaliyetinin bulunmadığının anlaşıldığını belirtmiştir. —– cevaplarından davalının en son faaliyetinin —- yılında olduğu anlaşıldığından—— davalının tacir kaydının bulunup bulunmadığı hususunun sorulmasına gerek görülmemiştir.
Yukarıda yer verilen cevaplar nedeniyle kaçak elektrik tüketim tespit tutanağı tarihi olan —– tarihinde davalının tacir olduğunu gösteren bir durum bulunmadığı ve davalının son vergi mükellefi olarak kaydının —- tarihleri arasında olduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca eldeki davada nisbi ticari dava şartlarının da sağlanmadığı, ancak uyuşmazlıkta işyerinden (ticarethane) kaynaklanması sebebiyle asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu kanaatine varılmış, dosyasının esasına girilmeden Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, vergi kayıtları birlikte değerlendirildiğinde, davada mutlak ticari dava ve nisbi ticari dava koşulları bulunmadığından Mahkememizin görevli olmadığı, genel nitelikte görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmış, görev kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında değerlendirilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle HMK 114/1-c ve 115/2 uyarınca davanın usulden reddine, görevli Mahkemenin ——– NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
2-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesi gereğince iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta süre içinde başvuru halinde dava dosyasının görevli ——— Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331/2. maddesi gereği harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda, mahkemece talep üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınmasına,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.
06/12/2022