Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/261 E. 2023/457 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/261 Esas
KARAR NO: 2023/457
DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/04/2022
KARAR TARİHİ:31/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında —— yapılacak olan ve davacının ürünlerinin tanıtımını konu alan —– ile ilgili olarak——— tarihli ve—— akdedildiği, sözleşmenin——-olarak belirlendiği, davalının —- sözleşmeye uygun bir şekilde ifa etmesi karşılığında ise, —- maddesi doğrultusunda hesaplanan ve ——- taraflarca kararlaştırılan —— ödemesine hak kazanacağını, davacı tarafından sözleşme kapsamında —— davalı tarafa ödendiği, dünyaya ve ——–yaşanan ———-sokağa çıkma yasakları uygulamış, ——yasaklamış, havaalanlarını kapatmış, seyahat kısıtlamaları getirmiş, vizelerin askıya alınması ve seyahat edenler alınan için karantina önlemleri dâhil olmak üzere giderek daha geniş kapsamlı önlemler alındığı, —– tarafından getirilen seyahat kısıtlamaları ile—– gibi toplu etkinliklerin gerçekleşmesi ile beklenen katılımcıların —— bilet rezervasyonu yapması ve seyahat etmesi imkânsız bir hale geldiği ve bu husus —-tarihinde davacı tarafından Davalı şirkete bildirildiği, ——— altında davacıya tek taraflı olarak bir özel fesih hakkı tanındığı, söz konusu hüküm uyarınca; “Müvekkil Şirket’in özel fesih hakkına başvurması halinde, Davalı Şirket sözleşmede öngörülen toplam bedelin—— kadar bir tutarı dönme cezası olarak elinde tutmaya hak kazanacaktır. Müvekkil Şirket tarafından yapılan her türlü ön ödemelerin toplamı bu ceza tutarını aşıyorsa da, Davalı Şirket sözleşme uyarınca bunu aşan tutarları Müvekkil Şirket’e iade etmekle yükümlü kılınmıştır.” davacı şirket, şartları gerçekleşen bu özel fesih hükmüne dayanarak, ——— tarihinde feshetmiş ve bu husus —- tarihinde Davalı Şirket tarafından ——- yazışmaları ile teyit edildiği, bununla birlikte, Davalı Şirket özel fesih hükmünün uygulandığını teyit etmesine rağmen, sözleşmeye aykırı ve haksız bir şekilde sözleşmede öngörülen toplam fiyatın %10’unu aşan avans ödeme tutarını, bir diğer deyişle dönme cezasını aşan tutarı davacı şirkete iade yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davalı şirketin özel iptal hükmünün uygulandığını teyit etmesine rağmen iade yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebiyle, tarafımızca ödeme talebi içeren —– tarihli ihtarname Müvekkil Şirket adına Davalı Şirket’e———- yevmiye numaralı İhtarname gönderildiği, davalı şirket ise bu ihtarnameye cevaben hiçbir hukuki temele dayanmayan haksız gerekçelerle ——— yevmiye numaralı ihtarname ile ileri sürerek ödeme yapmayı tekrar reddettiğini, davacı şirket, —-kapsamındaki hizmetlerin gerçekleştirilmesi için gerekli finansmanı sağlamak amacıyla davalıya toplam —- tutarında bir avans ödemesi yaptığı, davacı şirket ——maddesine istinaden, —- hukuka uygun ve geçerli bir şekilde feshederek, sözleşmede öngörülen toplam —— aşan ödeme tutarının iadesini talep etme hakkını haiz olduğu, bu kapsamda davacı şirket tarafından davalı şirkete iade edilmesi gereken tutar ——– olduğunu, dolayısıyla davacı şirket akdettiği sözleşmeden herhangi bir menfaat elde etmemiş, aksine davalının iade yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle sadece zarara uğradığı, öte yandan davalı şirket ise ———- kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmediği, hak kazanmadığı bir tutarı elinde tutmaya devam ettiği ve herhangi bir zarara uğramadığı için haksız bir şekilde menfaat elde ettiği, sonuç olarak, davalının iade yükümlülüğünü yerine getirmesi ve bu doğrultuda davacının uğradığı zararın tazmin edilmesi gerekmekte olduğu beyan edilerek, yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın kabulüne —- tutarının dava tarihine kadar ——–tarihleri arasında yıllık %6 oranında ve (iii) —— tarihinden itibaren yıllık %5.6 oranında işlemiş olan kanuni temerrüt faizi ve dava sürecinde işlemeye devam edecek faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında—— düzenlenecek olan ——-adlı sözleşmeyi akdedildiğini, davacı ile davalı arasında birden fazla sözleşme ilişkisi mevcut olduğu, taraflar arasında ——– kurulduğu, — tabi olduğu —– uyarınca söz konusu sözleşmeler hukuki geçerlilik kazandığı, davacı, —- ilişkin olarak herhangi bir ihale sürecine gerek duymaksızın sözleşme konusu hizmetlerin davalı şirketçe sağlanması —- tarafından —- talebini beyan ettiği, Davacı, —- ilişkin olarak sözleşmeye konu işi davalı şirkete verdiğini —- tarafından——— iletilen e-posta ile açıkça beyanı ettiği, davacının sözleşmenin kurulmuş olduğu hususundaki tereddütsüz yaklaşımı ve ifa edileceğine yönelik oluşturduğu güvene istinaden müvekkil şirket, sipariş sözleşmelerine konu hizmetleri yerine getirmeye başladığı, bu kapsamda davalı yetkilisi—- tarihinde davacının yetkilisi——- kanalıyla —- konusu olan tişörtler gönderilmiş ve söz konusu tişörtler Davacı tarafından kabul edildiği, ——tarihinde Davacı, Sözleşmenin feshedildiğine ilişkin Fesih Bildirimini, davalı şirkete e-posta yoluyla iletildiği, söz konusu Fesih Bildiriminde Davacı, ——— uyarınca feshettiğini ileri sürdüğünü, —- tarihinde Davacı, —-vasıtasıyla ihtarname göndererek, —– tarihinde Müvekkil Şirketçe ——— cevabi ihtarname gönderildiğini, ihtarnamede davacının müvekkil şirketten hiçbir alacağının olmadığı, aksine Müvekkil Şirketin Davacıdan —-alacağı olduğu belirtildiğini, davacı organizasyon sözleşmesini —– tarihinde feshettiğini iddia ettiğini, ancak davacının yalnızca organizasyon sözleşmesini feshettiği yönündeki iddiası karşısında, sipariş sözleşmelerinin taraflarca feshedilmediği, bu itibarla Davacı, — bedeli olan—— bedeli olan —- Müvekkil Şirkete ödemekle yükümlü olduğunu, dava konusu organizasyon sözleşmesi —- son derece açık bir şekilde belirlendiği:—— katılımcı sayısının %25’in altına düşmesi halinde, tek taraflı olarak işbu sözleşmeyi kısmen veya tümüyle feshetme hakkını haiz olacaktır. —– bu hakkını kullanması durumunda, Tedarikçi, —–alıkoyma hakkına sahip olacaktır… davacıya, sözleşmeyi özel fesih maddesine göre fesih hakkının tanınabilmesi için öngörülen katılımcı sayısının, %25’in altına düşmesi koşulu getirildiği, ancak davacı, dava dilekçesinin muhtelif yerlerinde, katılımcı sayısının *%25’in altına düşeceği yönündeki öngörüsünden bahsetmiş, adeta Sözleşmede, Davacının öngörüsünün özel fesih maddesinden faydalanabilmesi için yeterli olduğu havasını yaratmaya çalıştığı, sözleşme taraflarından herhangi birine, kendi öngörüsü çerçevesinde sözleşmeyi feshetme yetkisi tanımak hukuk mantığıyla hiçbir şekilde bağdaşmayacağını, Sözleşmeye uygulanacak olan——- Medeni Kanunu’nun ispat yüküne ilişkin 6. Maddesi uyarınca, katılımcı sayısının %25’in altına düştüğünü ispat yükünün davacıya ait olduğu, ancak Davacı, ne Fesih Bildiriminde, ne ihtarnamesinde ne de dava dilekçesinde, bu olguyu hiçbir şekilde ispat edemediğini, dava dilekçesinden de açık bir şekilde anlaşıldığı üzere, katılımcı sayısının ne kadar azaldığını, diğer taraftan davacı, dava dilekçesinde —— Maddesi uyarınca feshin davalı tarafından teyit edildiğini öne sürerek, Müvekkil Şirket’in özel fesih hükmüne dayanılmasına ilişkin bütün şartları kabul ettiğine dair bir hava yaratmaya çalıştığı, ancak herkesçe bilindiği üzere fesih, tek taraflı bir irade beyanı olup, karşı tarafa ulaşmasıyla sonuçlarını doğurduğunu, sözleşmenin diğer tarafının fesih olgusunu kabul edip etmemesinin, feshin sonuçları üzerinde hiçbir etkisinin olmadığını, davacı tarafından gerçekleştirilen fesih,———- kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davacının Sözleşmedeki özel fesih hükmünden faydalanamayacağı yukarıda detaylı olarak açıklandığı, bu sebeple davacı tarafından gerçekleştirilen fesih, olağan fesih olarak kabul edilmeli ve—- uyarınca 90 günlük ihbar süresine tabi olması gerektiğini, bu çerçevede, fesih bildirimi Müvekkil Şirketçe—- tarihinde tebliğ alındığından, fesih tarihi 90 günlük ihbar süresinin sonu olan ——arihi olarak kabul edilmesi gerektiği, her halükarda, —– önce feshedildiğinin tartışmasız olduğu, hiçbir surette sözleşmenin —-uyarınca feshinin ve Davacı tarafından Sözleşme ücretinin %10’unun ödenmesinin kabulü anlamına gelmemekle beraber, Müvekkil Şirket adına hak kaybına uğramamak adına, %10’luk iptal ücreti açısından da açıklama yapma zorunluluğu doğduğunu, davacı, dilekçesinde iptal ücretini —– hariç toplam Sözleşme ücreti üzerinden belirlediği, ——-uyarınca yapılacak olan fesih işlemlerinde ———- yer verildiğini, şayet davacı tarafından iddia edildiği gibi olsa idi sözleşmede —– ifadesi kullanılacağını, Bu husus, “İptal ücretleri net tutar temelinde ödenecektir; yani ödenecek olan tutara herhangi bir katma değer vergisi eklenmeyecektir” şeklinde düzenlenen —- maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde; Davacının iddialarının aksine, Sözleşmedeki düzenlemenin, iptal ücretine herhangi bir vergi eklenmeyeceği şeklinde yorumlanması gerektiği, Dolayısıyla her türlü iptal ücretinin toplam sözleşme bedeli olan ——- üzerinden hesaplanması gerektiği, bu kapsamda davalı şirketin davacıya hiçbir borcu olmadığı gibi, aksine Davacının Şirkete ödeme yapması gerektiği, karşı dava açma hakkı da dahil olmak üzere her türlü yasal yola başvurma hakkı saklı kalmak kaydıyla, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini edilmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, ticari nitelikteki hizmet sözleşmesi kapsamında, TBK nun 179/3 maddesine göre cezai şart ödemek suretiyle sözleşmeden dönülerek fazla ödenen paranın iadesi istemli alacak davasıdır.
Davacı ile davalı arasında hizmet sözleşmesi benzeri atipik bir sözleşme imzalanmıştır. —- yurt dışında olan davacı —- yılının mart ve mayıs aylarında —— gerçekleştireceği iki toplantısının organizasyonunu yapması, katılımcıların konaklama, katılma vb işlerini ayarlaması için davalı ile ——tarihinde —-imzalamıştır.—– tarihli mail yazışmalarından anlaşıldığı üzere, dünya genelinde covid-19 salgını sebebiyle uçuşların ve organizasyonların iptal edilmesi, katılımcı sayısının %25 in altına düşecek olması sebebiyle davacı tarafından sözleşmeden cayılmıştır. ——- göre sözleşmenin toplam bedelinin %10 u oranında bir tutar dönme cezası olarak ödenecek, davalıya dana fazla miktarda ödeme yapılmış ise davalı, dönme cezasını aşan kısmı davacıya iade edecektir.Davacının iddiası davalıya—- ödeme yaptığını, bunun —- dönme cezası olduğu,bu tutarın tenzili ile bakiye —– davalı tarafından iade edilmesi gerektiğidir. Davacı ayrıca sözleşmeye göre hesaplanacak %10 dönme cezasının sözleşmenin ———bedeli üzerinden hesaplanması gerektiğini ileri sürmüştür.Davalı ise davacının kendisine fazla para göndermediğini aksine başka sözleşmeler sebebiyle halen borçlu olduğunu ileri sürmüştür.Dava tacirler arasındaki hizmet sözleşmesinde, dönme cezası (ceza koşulu) ödeyerek, fazla yapılan ödemenin iadesi istemli alacak davasıdır.Sözleşmede münhasır olmayan tahkim şartı getirilmiş, mahkememizde açılan tahkim itiraz yönünden davada usulsüzlük görülmemiştir. Tahkim yoluna gidilmese dahi—– hukukunun uygulanacağı çok açık düzenlenmemiş olmakla, MÖHUK m. 24’e başvurulmuştur. Maddenin dördüncü fıkrasına göre sözleşmede karakteristik edim borçlusu olan tarafın hukukunun uygulanacağı, buna göre de organizasyon işini yapacak, hizmet sunacak olan davalı tarafın edimi, para ödemekten ibaret davacı edimine nazaran karakteristik olduğundan, davalının yani Türk hukukunun uygulanacağı kabul edilmiştir.———-Tarafların delilleri toplandıktan sonra esasa girilmiş tarafların sundukları bilgi ve belgeler üzerine taraf iddialarına ilişkin inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Bilirkişiler (bir mali müşavir bir nitelikli hesap uzmanı) ———-tarihli raporlarında, taraflar arasında imzalanan bir sözleşme olduğunu, başkaca bir alacak borç ilişkisi olmadığını, davalının defterleri ile davacının sunduğu evraklara göre davacının davalıya—-ödeme yapmış olduğunu, sözleşme bedelinin —— tutarı üzerinden %10 oranında dönme cezası ödeyerek sözleşmeden dönebileceğini, koşulların oluştuğunu, sözleşme bedelinin —- olduğunu, bunun — olduğunu, —– tenzili ile davalının —— davacıya iade etmesi gerektiğini mütalaa etmişlerdir.Rapora karşı davacı —– tarihinde, davalı — tarihinde beyan ve itirazlarını sunmuştur. Davacı, rapordaki tespitlerin doğru olduğunu ancak sözleşmenin ——– olduğunu, bilirkişilerin maddi hata yaptığını belirterek talepleri gibi hesaplamanın yapılarak davanın kabulünün talep etmiştir. Davalı ise davacının ticari defterlerini sunmayarak ispat külfetini yerine getiremediğini, organizasyon sözleşmesi dışında sipariş sözleşmesinin de olduğunu, toplam sözleşme bedellerine göre davacının aslen—ödemesi gerektiğini— maddesinde bedelin —– olacağının kararlaştırılmadığını, o halde ——– üzerinden hesap yapılması gerektiğini, nitelikli hesap uzmanı yerine akademisyen hukukçu bilirkişi tayininin yapıldığını ve hukuki nitelendirmeleri kabul etmediklerini beyanla yeni bir rapor alınmasını, davanın reddini talep etmiştir.Dönme cezası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 179/III ve 818 sayılı Borçlar Kanununun 158/son maddelerinde düzenlenmiş olup, TBK’nın 179/III. maddesinde “Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır.” şeklinde ifade edilmiştir. Buna göre borçlu kararlaştırılan cezayı ödeyerek sözleşmeden dönebilecek veya feshedebilecek ve bu suretle sözleşmeye bağlılık ile borçtan kurtulacaktır. Dönme cezasına uygulamada ifadan kaçınma imkanını verdiğinden cayma cezası adı da verilmektedir. Yasal düzenlemeye göre kararlaştırılan cezanın niteliği konusunda ihtilâf bulunması halinde, bunun dönme cezası olduğunu ispat yükü, iddia eden borçluya ait olacaktır. Yine dönme cezası ödemek suretiyle borçlu sözleşmedeki edim ve borcunu ifadan kurtulacağından dönme halinde alacaklı cezanın ödetilmesini talep edebilir ise de, sözleşmedeki edimin ifasını istemesi mümkün olmayacaktır.Taraflar arasındaki organizasyon sözleşmesinin ek 2 ,3.5 maddesinin —- başlıklı olduğu, bu madde ile ——– seyahat kısıtlamaları, herhangi bir devlet veya hükumet tarafından yapılan seyahat etmeme uyarıları veya uygulanan herhangi bir seyahat yasağı nedeniyle öngörülen katılımcı sayısının %25’in altına düşmesi halinde, tek taraflı olarak iş bu sözleşmeyi kısmen veya tümüyle feshetme hakkını haiz olacaktır. —— bu hakkını kullanması durumunda tedarikçi toplam fiyatın %10’unu alıkoyma hakkına sahip olacaktır. Toplam fiyatın %10’unu aşan peşin ödemeler, özel iptal söz konusu olduğunda tedarikçi tarafından ——–derhal iade edilecektir.’ şeklinde düzenleme getirildiği görülmüştür.
Taraflar sözleşmenin —-Maddesinde genel fesih maddesi düzenlemiş iken ek—– maddesinde ceza koşulu ödenerek özel bir dönme şekli düzenlemiştir.
Dönme tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir haktır. Davacı sözleşmenin tanıdığı imkanla ceza koşulunu ödeyerek dönme hakkını 20/03/2020 tarihinde seçmiş, davalıya bildirmiştir. Davacının fazla ödenen tutarın iadesi talebi, bu tarih itibariyle muaccel olmuştur; ancak faiz istemi için davalının temerrrüde düşürülmesi gerekir.
Davacı dava dilekçesi ile —- talep etmiştir. Davacının talep edebileceği tutar ———– sözleşmenin————. Davacının davalıya sunduğu ödeme dekontlarına göre—- ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi de bu kadar ödeme yapıldığını rapor etmiş, davacı itiraz etmemiştir.—— çıkarılırsa davalının davacıya —– iade etmesi gerektiği anlaşılmıştır.Davacının talep edebileceği ——–yönünden davacı davadan önce noter ihtarı ile talepte bulunarak davalıyı temerrüde düşürmüştür. Davacı———- yevmiye nolu noter ihtarı ile —- euronun derhal iadesini istemiş, davalı——— yevmiye nolu ihtarnamesi ile cevap vermiş, 08/01/2021 tarihinde tebellüğ ettiklerini, iade etmeleri gereken bir tutar olmadığını belirterek ödeme yapmayı reddetmiştir. Dosyada bir tebliğ şerhi yoksa da davalının cevabi ihtarnamesi ile temerrüdün 08/01/2021 tarihinde oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla davalının —- için ihtarı tebliğ aldığı 08/01/2021 tarihinde temerrüde düştüğü; bakiyesi için dava tarihi—- ile temerrüde düştüğü kabul edilerek, aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurulmuştur. Alacağın yabancı para alacağı olması sebebiyle karar tarihindeki efektif satış kuru üzerinden vekalet ücreti hesabı yapılmıştır.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davacının —— iade isteyebileceği anlaşılmakla, bunun—– temerrüde düşürdüğü —-tarihinden itibaren, bakiyesine dava tarihinden —- itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine;
2-Fazlaya ilişkin kısmın (91 Euro) REDDİNE;
3- Alınması gerekli 199.367,61-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 50.026,21-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 149.341,40-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 80,70-TL. başvurma harcı, 50.026,21-TL peşin harcın toplamı olan 50.106,91-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 6.079,50-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren (%99,95 kabul %0,05 ret oranında ) olmak üzere 6.076,46-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
8- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 268.466,92-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.013,93-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilleri ile e-duruşma yolu ile celseye katılan davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 31/05/2023