Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/26 E. 2023/259 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/26 Esas
KARAR NO: 2023/259
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 21/03/2011
KARAR TARİHİ: 06/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında ——- no’lu sözleşmeler imzalandığını, yine müvekkilince üstlenilen sözleşme konusu işlerin bir kısmının tamamlandığını, ancak bir süre sonra davalının işi durdurarak ekonomik krizi gerekçe göstererek fiyat indirimi talep ettiğini, müvekkilince bu teklifin kabul edilerek davalı ile buna ilişkin protokol imzalandığını, müvekkilinin işin ifasının yeniden başlaması için davalıdan onay talep ettiğini, ancak davalının ikinci kez fiyat indirimi talebinde bulunduğunu, aksi halde işe devam edilmeyeceğini bildirdiğini, müvekkilinin iyi niyetli yaklaşımlarına rağmen davalının sözleşmenin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, aynca sözleşme kapsamındaki işleri bir başka firmaya yaptırmaya başladığını, davalının bu ve benzeri eylemleri ile sözleşmeleri haksız yere ve müvekkilini zarara uğratacak şekilde feshettiğinin ortaya konulduğunu, tüm bu hukuki eylemler ve yapılan haksız fesih neticesinde müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, müvekkili üzerinde oluşan bu zararların şimdilik 10.000,00 TL’lik maddi zararın tazmini için iş bu davanın açıldığını, şimdilik 15.000,00 TL’nin 31.08.2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu sözleşmelerin iki tanesinin, davacı ile müvekkili arasında gemi inşa projelerindeki blokların imaline ve montajına yönelik olduğunu, davacı tarafından aynı sözleşmelere ve aynı iddialara dayanarak müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, yapılan itiraz nedeniyle —– dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, ayrıca davacının yine dava konusu —-sözleşmeye dayanarak aynı iddia ve talep ile —– sayılı dosyası ile ikinci bir dava açtığını, yine davacının— tarihinde müvekkiline karşı —-sayılı dosyası ile açtığı dava ile huzurdaki davanın aynı olduğunu, bu davaya yapılan iş bölümü itirazı üzerine ——sayılı numarasını aldığını, müvekkilinin, diğer şirketler gibi global ekonomik krizden etkilendiğini, davacı ile imzalanan ek protokol kapsamında üstlenilen tüm edimlerin yerine getirildiğini, ancak davacının ek protokoldeki edimlerini yerine getirmemesi üzerine sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini, davacının müvekkilinin iki kez fiyat indirimi talebinde bulunduğu iddiasının mesnetsiz olduğunu, davacıdan ve diğer müteahhitlerden iki kez fiyat indirimi yapması konusunda talepte bulunmadıklarını, davacının ikrar ettiği üzere bedel indiriminin taraflar arasında ek protokole bağlandığını, davacının dava dilekçesindeki iddialarının aksine, sözleşmeler müvekkili şirket tarafından haksız olarak feshedilmediğini, davaya konu sözleşmeler kapsamında davacı tarafından görülmesi gereken edimlerin başka bir firmaya verilmediğini, davacının 31/08/2009 tarihinden itibaren talep ettiği ticari faizin yasa ve usule aykırı olduğunu, manevi zarar iddia ve taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin davacının işçilerine tazminat ödemek durumunda kaldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla yapılan ödemeler nedeniyle takas mahsup defi’inde bulunduklarını belirterek, müvekkili aleyhine açılmış haksız mesnetsiz yasaya ve usule aykırı davanın reddine, yargılama giderler ve ücreti vekâletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava mahiyeti itibariyle, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin davalı tarafından haksız feshedilmesi sonucu davacının zarara uğradığı iddiasıyla, maddi ve manevi tazminat talebi ile açılan tazminat davasıdır.Eldeki davada öncelikle, mahkememiz——– Karar sayılı kararı ile “….Dosya kapsamı ve alınan raporlar birlikte değerlendirildiğinde,———– tarafından bildirilen kar marjı oranlarının yerinde olduğu, alanında uzman bilirkişiler tarafından kar marjı %15 kabul edilerek tanzim edilen ve dosya kapsamı ile uyumlu olan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, haksız fesih nedeni ile davacının davalıdan tazminat talep etmesi şartlarının oluştuğu ancak dava tarihi itibariyle davacının davalıya tespit edilen tazminat tutarından daha fazla tutarda borçlu olduğu, bu durumda davanın reddi gerektiği, davacı manevi tazminat talep etmişse de dava tarihi itibariyle davacının davalıya borçlu olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği hususu da göz önünde bulundurulduğunda, davacının manevi tazminat talebinin ispatlanamadığı sonucuna varılmış, davanın reddine karar verilmiş…” şeklinde gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.Davacının istinaf başvurusunda bulunması üzere dosyanın —–gönderildiği, ——Somut olayda, davacı tarafça dava dilekçesinde sözleşme konusu işlerin kendilerine yaptırılmayıp başka firmalara yaptırılması nedeniyle haksız fesih neticesinde maddi ve manevi zarara uğrandığı belirtilerek 15.000.TL tahsili istenmiş bilhare ıslah edilerek 101.241,51.TL tahsili talep edilmiştir. Dava dilekçesinde zararlardan bahsedilmiş isede bu zararların nelerden oluştuğu ve her birinde talep edilen miktar açıklanmamış, ıslah dilekçesinde de bu hususlarda bir açıklama yapılmamıştır. Bu durumda, mahkemece davacı vekiline süre verilerek, davacıdan talep ettiği zarar kalemlerinin neler olduğu ve her bir zarar kalemi için ne miktar talepte bulunulduğu dava ve ıslah dilekçesi yönünden açıklattırılıp, bilirkişiden bu zarar kalemlerinin talep edilip edilemeyeceği ve talep edilebilecekse her bir kalem yönünden ne miktarda talepte bulunulabileceği hususunda ek rapor aldırılması gerekmektedir. Bunun dışında, dosya kapsamında alınan raporlarda kâr marjı önce %50 olarak belirlenip hesaplama yapılmış, bilahare %15 oranı üzerinden hesaplanmış olmakla, bilirkişi kuruluna oranlar arasındaki farklılığın sebeplerinin açıklattırılması varsa çelişkinin giderilmesi gerekmektedir. Öte yandan dosya kapsamında bulunmayan dava konusu sözleşmelerin taraflardan temin edilerek dosyaya konulması ve sözleşmeler göz önünde bulundurulurak değerlendirme yapılıp karar verilmesi gerekmektedir…” şeklinde gerekçe ile istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.İstinaf kaldırma kararı doğrultusunda dava konusu sözlşemeler taraflardan temin edilerek dosya içerisine alınmış davacı tarafa tazminat taleplerini açıklaması için süre verilmiş, davacı tarafından sunulan dilekçede özetle, kar kaybı, bekleme sürecinde ödenen işçilik bedelleri, nitelikli işçilerin kaybı, kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin taleplerinin olduğu belirtilmiştir.
İstinaf kaldırma kararı doğrultusunda dosya daha önce rapor sunan bilirkişi heyetine tevdi edilerek ——–tarihli bilirkişi ek raporu düzenlenmiştir. Ek raporda özetle; “Davacının dava tarihi itibariyle tazminini isteyebileceği yoksun kaldığı karın 144.391,87 TL olarak hesaplandığı, davacının uğradığı tazmini gereken maddi zararın miktarının (yapılan takas-mahsup işleminden sonra) bulunmadığı, —– raporumuzda yaptığımız tespit ve değerlendirmelerimizi değiştirecek kanıtların halen dahi ortaya konulmadığı, bu bakımdan görüşümüzü koruduğumuz hususunu…” şeklinde rapor sunulmuştur.Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafın sözleşmenin haksız yere feshedilmesinden kaynaklı tazminat talep edebileceği, tazminat miktarının belirlenmesinde o iş kolundaki karlılık oranın dikkate alınacağı, her ne kadar bilirkişi heyetince kök raporda karlılık oranının %50 olduğu şeklinde değerlendirme yapılmış ise de,———tarafından bildirilen kar marjının %15 olduğu, ek raporda bu orana göre hesaplama yapıldığı, istinaf kaldırma kararından sonra alınan ikinci ek raporda da kök ve ek rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi hususunda açıklama yapıldığı, bilirkişi ikinci ek raporunda da belirtildiği üzere kök rapordaki oranın tahmini bir oran olduğu, bu alanda daha yetkin kuruluş olan ——– bildirdiği karlılık oranın kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, bu doğrultuda yapılan hesaplamalara göre davacının 144.391,87 TL kar kaybı talep edebileceği, davacının bu tutardan daha fazla davalı tarafa borcunun bulunduğu, davalı tarafın takas mahsup talebinde bulunduğu anlaşıldığından bu tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın açıklama dilekçesinde belirtiği bekleme süresince ödenen işçilik ücreti, nitelikli işçilerin kaybı, kıdem ve ihbar tazminatı talepleri yönünden ise, bu zararları ispata yarar herhangi bilgi ve belgenin dosya kapsamında bulunmadığı, zararın varlığı ve miktarının ispat edilemediği, kaldı ki bu zararların varlığı halinde dahi bu zararların dolaylı zararlar olduğu, zararla haksız fesih arasında illiyet bağının kurulamayacağı anlaşıldığından bu taleplerinin de reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harcın peşin alınan 1.822,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.642,85 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 1.674,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 16.186,23 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/04/2023 06/04/2023