Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/20 E. 2023/276 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/20 Esas
KARAR NO : 2023/276

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/11/2018
KARAR TARİHİ : 12/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 3 adet kamyon satın alma konusunda anlaşıldığını, kamyon bedellerinin davalı borçlu firmaya ödendiğini, ancak araçların müvekkiline teslim edilmediğini, araçların teslim edilmemesinden dolayı ödenen bedelin geri istendiğini, davalının ödenen bedellerden sadece 300.000 TL’sini —— firmasına ait müşteri çeki olduğunu bunun iade edildiğini, kalan kısmın iade edilmediğini, bunun üzerine —— Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, başlatılan icra takibine davalı tarafından kötüniyetle itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında kamyon alım satımına ilişkin ticari ilişki bulunmadığını, davacının satış iddialarının soyut ve hayali olduğunu, davacının müvekkiline gönderdiği, paraların dekontunda kamyon satışı ile ilgili hiçbir özelliğin yazılmadığını, davacının iddiasının afaki olduğunu, davacının iddiasının kötüniyetli olduğunu, müvekkili ile davacı şirket arasında —–Hal Binası Muhtelif Hafriyat işlerine ilişkin sözleşme imzalandığını, ancak sözleşmenin bir nüshasının davacı tarafından müvekkiline verilmediğini, sözleşme gereği ifa edilirken müvekkilinin yaptığı işlerin bedelinin hesabına yatırıldığını, davacı şirket yetkilileri ile müvekkili arasında 19/11/2018 tarihinde uzlaşma için görüşmeler yapıldığını, bu tarih itibariyle ana firma ile uyuşmazlıkların sona erdirildiğini, hem de davacı şirket ile söz konusu olan kamyon satımıyla herhangi bir ilgisi olmayan bu uyuşmazlığın sonra erdirilmesi yönünde uzlaşma sağlandığını, söz konusu bu tutanağın tek başına bu davanın reddi için yeterli olduğunu belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Davacı sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıya banka yoluyla gönderdiği paranın iadesi talebiyle icra takibi başlatmıştır. Davaya konu ——sayılı icra dosyası celp edilerek dosyamız arasına konmuştur. İcra dosyası incelendiğinde, 720.000 TL asıl alacak, 38.658,08 TL işlemiş faiz olmak üzere 758.658,08 TL edildiği, borçlunun da süresi içinde 15/10/2018 tarihinde borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir.Davalının savunması, anılan icra dosyası yönünden takip ve davadan sonra ihtiyari arabuluculuğa gidildiği ve alacaklının alacağından feragat ettiğine dayanmaktadır. Davacı taraf, dekonttan anlaşılacağı üzere kamyon satışı için para havale edildiğini, arabuluculuk tutanağının olayla ilgisinin olmadığını ileri sürmüştür.19/11/2018 tarihli arabuluculuk tutanağı incelendiğinde davacı şirket adına şirket yetkilisi …katıldığı ve 4 nolu maddede —–Madencilikten istenen icraya konu 720.000 TL lik alacaktan feragat ettiğini, ancak icra takibinin kaldırılmasına ilişkin yapılacak masraflardan—- Madencilik firmasının sorumlu olacağı yazılıdır. İş bu arabuluculuk tutanağı hem davacı hem de davalı şirket yetkililerince imzalanmıştır.Tereddütün giderilmesi için davacı şirket yetkilisi isticvap edilmiş, duruşmada alınan beyanlarında taraflar arasında başka bir icra dosyasının olmadığı, başkaca 720.000 TL lik bir bakiye alacağın mevcut olmadığını, imzanın kendisine ait olduğunu, dava dışı —— firmasının garantör olması sebebiyle arabuluculuk tutanağını imzaladığını ve alacaktan feragat ettiğini beyan etmiştir.
İcra takibine konu alacak yönünden, dava tarihinden sonra ihtiyari arabuluculukta feragat edilmiş olması ile uyuşmazlık anlaşma ile sonuçlanmış ve dolayısıyla davanın konusu kalmamıştır. —– Sulh Hukuk Mahkemesinin —— sayılı kararı ile icra edilebilirlik şerhi de verilmiştir.Mahkememizce konusuz kalan dava sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmişse de, —— sayılı kararla, “6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/1. maddesinde, “Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir; anlaşma belgesi düzenlenmesi hâlinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır.” Aynı Kanun’un 18/2 maddesinde ise, “Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler. Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden talep edilebilir. Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır. ” düzenlemesi bulunmaktadır.Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği, 21/4 maddesinde “Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir.” hükmü düzenlenmiştir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/2 maddesi ve bu kanunun uygulanması için çıkartılan 02.06.2018 tarihli yönetmeliğin 21/4 maddesine göre, davanın devamı sırasında ihtiyari arabuluculuğa başvurup anlaşma sağlanması halinde icra edilebilirlik şerhi konusunda davayı gören mahkemece karar verilmesi gerekir. Taraflarca eldeki dava açıldıktan sonra ihtiyari arabuluculuğa başvurulup 19.11.2018 tarihinde anlaşma tutanağı imzalandığından mahkemece söz konusu tutanak incelenip, icra edilebilirlik şerhi verilmesi şartlarının bulunup bulunmadığı değerlendirilerek ve—–.Sulh Hukuk Mahkemesinin ——-Esas sayılı dosyası ile davalı tarafça icra edilebilirlik şerhi talep edilip mahkemece karar verildiği ancak istinaf incelemesi sonucunda—– Bölge Adliye Mahkemesi —–. Hukuk Dairesinin——-Esas sayılı kararı ile kaldırıldığı anlaşıldığından mahkemece söz konusu dosya akıbetinin araştırılarak, varılacak uygun sonuç dairesinde icra edilebilirlik şerhi yönünden hüküm kurulması gerekmektedir.” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kaldırma kararı sonrası dosya iş bu sıraya kaydedilmiştir. İcra edilebilirlik şerhi veren—–SHM nin —– sayılı kararının —- BAM, —– HD nin—— sayılı kararıyla “talep dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilmesi, karşı tarafın hukuki dinlenme hakkının sağlanması gerektiği” gerekçesiyle kaldırılmıştır. Bu kaldırma kararı sonrası —– SHM nin—— sayılı, 03/11/2020 tarihli kararla istinaf kararında belirtilen eksiklikler tamamlanmış ve tekrar icra edilebilirlik şerhi verilmesine karar verilmiştir. Bu kararın da tarafların istinaf etmemesi üzerine 06/02/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.Eldeki davada, dava sırasında ihtiyari arabuluculuk ile uyuşmazlığın giderildiği açıktır. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/2 maddesi ve bu kanunun uygulanması için çıkartılan 02.06.2018 tarihli yönetmeliğin 21/4 maddesine göre, davanın devamı sırasında ihtiyari arabuluculuğa başvurup anlaşma sağlanması halinde icra edilebilirlik şerhi konusunda davayı gören mahkememizce karar verilmesi gerektiği görülmüştür. Her ne kadar —–SHM tarafından —— sayılı, 03/11/2020 tarihli kararla bu hususta hüküm kurulmuşsa ve (istinafın kaldırma kararı verdiği tarihten önce) kesinleşmişse de, çekişmesiz yargı işi olup, icra edilebilirlik şerhinin hukuken ilam niteliğinde belge olduğu, ilam olmadığı, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediği gözetilerek, yasa gereği, istinaf daire kararına da uygun olarak, bu hususta görevli olan mahkememizce icra edilebilirlik şerhi verilmesine karar verilmiştir.Davalı vekili, dava tarihi itibariyle haklı olduklarından bahisle lehlerine nisbi vekalet ücreti talep etmiştir.Dava tarihi itibariyle haklılık durumunun tayini için de defter ve kayıtların incelenmesi gerekmiş; önce—– nöb. ——talimat yazılmış, davalı defterleri inceletilmiştir. Sonra davacı defterleri ve dosya kapsamının incelenmesi için bilirkişi heyeti oluşturulmuştur. Gerek talimatla alınan 09/06/2022 tarihli raporda mali müşavir bilirkişi, gerekse mahkememizce yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen 25/01/2023 tarihli raporda bilirkişi heyeti; taraflar arasında tek bir ticari ilişki olduğunu, 720.000 TL lik alacağa ilişkin başka bir ticari ilişki olmadığını, kamyon satışına dair davacı iddiasını destekler bir yazılı delilin veya yan delilin olmadığını, tek ticari ilişkinin davalının dava dışı ——firması ile arasında olan —– Hal binası hafriyat işine ilişkin edimin bir kısmının davacı taşerona yaptırılması olduğunu, ihtiyari arabuluculukta da —— Hal binası hafriyat işine ilişkin görüşme ve anlaşma sağlandığını belirtmiştir.Toplanan tüm delillerle kaldırma kararı öncesinde varılan kanaat gibi, aradaki tek ticari ilişkinin harfiyat işi olduğu, kamyon satışına dair arada bir akdi ilişkinin mevcudiyetinin ispatlanamadığı, harfiyat işinden doğan alacak için başlatılan icra takibinin de ihtiyari arabuluculukta varılan anlaşma ile ortadan kalktığı sonucuna varılmıştır. Taraf vekillerinin nisbi vekalet ücretleri talebi de isabetli görülmemiş, davacı yararına maktu vekalet ücreti verilmiştir. Takip tarihi 01/10/2018, itirazın iptali dava tarihi 06/11/2018, arabuluculuk tutanağı 19/11/2018’dir. Arabuluculuk tutanağında 4 nolu maddede—– Madencilikten istenen icraya konu 720.000 TL’lik alacaktan feragat ettiğini, ancak icra takibinin kaldırılmasına ilişkin yapılacak masraflardan —– Madencilik firmasının sorumlu olacağı yazılıdır. Dava sırasında ihtiyari arabuluculuğa gidilmiştir. Arabuluculuk tutanağına göre de, icra masraflarını 19/11/2018 tarihinde davalı üstlendiğine göre, davacının takip ve dava tarihinde haksız olduğu da söylenemez. Ayrıca yasaya göre icra edilebilirlik şerhi çekişmesiz yargı işidir. Bu sebeple davacı yararına maktu vekalet ücretine hükmetmek gerektiği kanaatine varılmıştır.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Uyuşmazlığın dava tarihinden sonra ihtiyari arabuluculuk ile çözümlenmiş olması sebebiyle konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına;
2-19/11/2018 tarihli arabuluculuk anlaşmasının, 6325 sayılı yasanın 18/2 maddesi gereği arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olduğu anlaşıldığından, arabuluculuk anlaşma tutanağına İCRA EDİLEBİLİRLİK ŞERHİ VERİLMESİNE;
2- Alınması gerekli 179,90-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 8.502,51-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 8.322,61-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90-TL başvurma harcı, 179,90-TL karar harcın toplamı olan 215,80-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 8.322,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin e-duruşma yolu ile yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.