Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/143 E. 2023/772 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/143
KARAR NO : 2023/772

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2022
KARAR TARİHİ : 11/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde .
Müvekkili ile davalı şirket, davalıya yapılacak personel hizmeti için anlaştığını ve hususta sözleşme imzaladıklarını, Davalının siparişleri üzerine müvekkilce personel hizmeti sağlandığını, bu hizmetlere ilişkin e- faturaların kesildiğini, faturaların davalıya tebliğ edildiğini, ancak faturaların karşılıkları davalı tarafından müvekkiline ödenmediğini, sevk işlemlerine ve faturanın iletildiğine ilişkin tebliğ ve belgeler davalı şirketin vergi dairesi olan —- mükellefler vergi dairesi kayıtlarında olduğunu, fatura içeriğine süresinde davalı tarafından itiraz edilmediğini, davalı taraf —– Noterliğinin 17,12,2021 tarih ve —– yevmiye bolu ihtarnamesine rağmen borcunu ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine—-İcra Müdürlüğü’nün —– Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesindeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, davacı tarafından teşvik indirimlerinin müvekkiline ödenmediğini, bunun üzerine müvekkil şirket tarafından 18.11.2021 tarihinde—– Noterliği —- yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği ve sözleşmenin 5.i maddesi kapsamında ödenmesi gereken sigorta primi işveren hissesi prim desteği tutarlarının ödenmesi talep ettiğini, davacı tarafından, sözleşmenin 5.i maddesi kapsamında müvekkil şirkete ödenmesi gereken teşvik primlerinin ödenmemesi üzerine 14.12.2021 tarihli —– fatura numaralı 767.809,48-TL bedelli “teşvik sürecindeki eksik işlem” açıklamalı fatura düzenlendiğini, davacı tarafından, 17.12.2021 tarihli —– Noterliği —– yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmede teşvik indirimlerinin ödeneceğine ilişkin hüküm bulunmadığı bu nedenle faturanın kabul edilmediği, cari hesap bakiyesinin ödenmesi gerektiğini içeren cevabi ihtarname gönderildiğini, nitekim işbu dava konusu iddia edilen borç miktarı da davacının işbu teşvik ödemelerini ödememesinden kaynaklı faturalardan oluştuğunu belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE :

Dava, tacirler arasında hizmet sözleşmesinden kaynaklanan bakiye faturaya dayalı başlatılan icra takibine itirazın iptalidir.

Davacı şirket ile davalı şirket arasında 07/06/2016 tarihinde “Müteahhitlik Sözleşmesi” başlıklı sözleşme imzalandığı, bu sözleşme kapsamında davacının belli bir bedel karşılığında davalının—– bulunan fabrikasında çalışmak üzere işçi temini sağlamayı taahhüt ettiği anlaşılmaktadır.Davacı bu sözleşme kapsamında işçi temini sağladığını, sözleşmedeki edimlerini yerine getirdiğini, süregelen ilişkide davalının bakiye 20 faturanın bedelini ödemediğini ileri sürerek başlattığı icra takibinin iptalini talep etmiştir.Davalı, davacının, sözleşmeye göre teşvik sürecinde yansıtması gereken indirimleri yansıtmadığı için esasen alacaklı olmadığını, kendilerinin 14/12/2021 tarihli 767.809,48 TL’lik fatura düzenlemeleri ile kendi defterlerine göre davacıya borçlu olmadıklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davaya konu—-. İcra Müdürlüğü’nün—– sayılı icra dosyası incelendiğinde, 19/12/2021 tarihli takip talebi ile 20 adet fatura ve 20 kalem de işlemiş faiz olmak üzere toplam 782.170,63 TL alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, takip tarihinden itibaren TTK.nun m. 1530’a göre faiz istendiği görülmüştür. Davaya konu icra dosyasında, ödeme emrinin davalıya/borçluya 10/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun aynı tarihte borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği, davacının da süresi içinde, 28/02/2022 tarihinde iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.Davacı asıl alacakla birlikte işlemiş faiz talebinde bulunmuş, itirazın iptali davasında da her ikisi yönünden harç yatırarak her ikisine yapılan itirazın iptalini talep etmiştir.
Davacı ve davalı şirkete ait takibe konu cari hesap dönemine ait BA ve BS formlarının celbi için ilgili kurumlar vergi dairesine yazı yazılmış, cevaplar dosya içine konmuştur.Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi, 03/03/2023 tarihli kök raporunda özetle, davacının defterlerine göre 770.441,26 TL alacaklı göründüğünü, davalının defterlerine göre davacıya borçlu görünmediğini, taraflar arasındaki BA ve BS faturalarının uyumlu olduğu, ihtilafın davalının 14/12/2021 tarihinde 767.809,48 TL lik fatura düzenleyerek cari ilişkide borcunun kalmamasından kaynaklandığını, sözleşmenin 4.i maddesine göre erken ödeme indirimi ile mali teşviklerin davalı —–aynen yansıtılacağı hükmüne göre davalının bu faturayı düzenlediği, dosyada—– teşvik indirimlerini gösteren belgeler olmadığından net bir kanaat oluşmadığını, ancak davacının 2019 yılında 4 fatura keserek indirimleri davalıya yansıtmış olduğunu belirtmiştir.
Bu (kök) rapora karşı davacı, davanın kabulüne karar verilmesini, davalı —– müzekkere yazılarak teşvik indirimlerinin tespiti ile ek rapor alınmasını talep etmiştir.—– müzekkere yazılmış, 02/05/2023 tarihli müzekkere cevabı ile inceleme yapılmak üzere dosya ek rapor için bilirkişiye tevdii edilmiştir. Bilirkişi, 25/08/2023 tarihli ek raporunda özetle, taraflar arasında 2016-2021 arası devam eden sözleşme ilişkisi içinde, 5.i maddesi ile davalının teşvik indirimlerini istemekte haklı olduğu, davacının da 2019 yılında bu amaçla 4 fatura düzenleyip indirimi davalıya yansıttığını, sözleşmenin 6. Maddesinde davalının iade isteyebileceği teşvik kodlarının yazıldığını, bu maddede — sayılı teşvik indiriminin yer almadığını, —– sayılı teşvik indirimine göre davacının 2.000,67 TL indirim aldığını ancak bunu sözleşmede açık hüküm olmadığından davalıya yansıtmak zorunda olmadığını, 2.000,67 TL’lik kısım hariç tutulunca —– müzekkere cevabına göre de toplamda davalının KDV dahil 712.418,77 TL indirim talep edebileceği, davacının alacağının 770.441,26 TL olduğunu(BA-BS formları uyumlu), bu alacaktan indirimin düşülmesi ile davacının bakiye 56.161,64 TL alacağı üzerinden takibin devam edebileceğini, TTK.nun 1530 m. ne göre faiz istenemeyeceğini mütalaa etmiştir.
Bu ek rapora karşı davacı, kök ve ek raporun çelişkili olduğunu, sözleşmenin 5. Maddesinin ahlaka, hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay içtihatlarına göre devletin sağladığı katkıdan davalının yararlanamayacağını, bu zamana kadar kesintiden faydalanılması talebinde bulunulmadığını, kendi defterleri ile alacaklı olduklarının sabit olduğunu, davalının da teşvik indirimi istemediğine dair yazışmalar olduğunu, bu maillerin davalıdan istenmesini talep ederek itiraz etmiştir. Davalı taraf da ek rapora itiraz dilekçesinde davacıya hiç borçlu olmadığını, borçlu ise bile bilirkişinin unuttuğu 2.000,67 TL lik faturanın da mahkeme tarafından resen hesaba katılmasını, indirimlerin ne zaman yansıtılacağının sözleşmede belirlenmediğini, teşviklerin ne zaman yapılacağını bilmediklerini ve bu haklarından da hiçbir zaman vazgeçmediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Hizmetin verildiği ve teslim alındığı sabittir. Uyuşmazlık davacının temin ettiği işçiler için —– primlerini ödedikten sonra—– aldığı teşvik indirimlerini davalının borcundan düşüp düşmeyeceği ile ilgilidir. Davacı Yargıtay kararları sunmuşsa da, sunulan bu kararlarda sözleşmede açık hüküm olmadığında devletin sağladığı katkıdan müteahhidin yararlanacağı belirtilmiştir. Somut olayda sözleşmede açık hüküm (5.i) olmakla bu yargı kararlarının eldeki davaya uygulanma imkanı yoktur. Davalının bu hakkından vazgeçtiğini gösterir yargılama boyunca hiçbir somut belge, bilgi sunulmamıştır. Davacının 2019 yılında bu minvalde 4 fatura düzenleyerek indirimi davalıya yansıtmış olması da sözleşme maddesinin taraflar arasında uygulandığına emare teşkil etmiştir. Davacının daha önce zikretmediği halde ilk kez ek rapora itiraz dilekçesinde belirttiği, davalının teşvik indirimi istemeyeceğine dair mail yazışmaları olduğu iddiası da iddianın genişletilmesi mahiyetinde olup davalının açık rızasını barındırmadığından, bu itiraza itibar etmek mümkün olamamış, davacının davalının bu hakkından vazgeçtiği iddiasını ispatlayamadığı kabul edilmiştir. Hangi teşvik indirimin hangi faturadan düşüleceğini tespit etmek mümkün olmadığı gibi, diğer yasal şartlar da oluşmadığından TTK.nun 1530m. ne göre işlemiş faiz istenemeyeceği; ancak tarafların tacir olması sebebiyle takipten itibaren ticari faiz istenebileceği kabul edilmiştir. Fatura alacağı likittir. Öte yandan davacı —–faydalandığı indirimleri bilecek durumda ise de davalının bunları bilmesi mümkün olmadığından indirimlerin tenzili ile ortaya çıkan bakiye alacağın likit olduğundan söz edilemez. Alacak likit olmadığından da davacı yararına icra inkar tazminatı verilmemiştir.Davalı itirazlarından 2.000,67-TL’lik indirimin de resen mahkememizce eklenmesi istemi haklı görülmemiştir. Sözleşmenin 6. Maddesinde belirtilmeyen bir teşvikin davalıya yansıtılması için yasal dayanak yoktur, bu sebeple ek rapordaki bilirkişi tespitlerine itibar edilerek hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1—— İcra Müdürlüğü’nün —— esas sayılı takip dosyasında davalı tarafça yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin 56.161,64 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA;
2-Fazlaya ilişkin kısmın reddine;
3-Kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca faiz uygulanmasına;
4-Koşulları oluşmadığından davacı yararına icra inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına;
5-Alınması gerekli 3.836,40-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 9.446,67-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 5.610,27-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 80,70-TL başvurma harcı, 3.836,40-TL peşin harcın toplamı olan 3.917,10-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından sarfedilen toplam 4.399,00-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren (%7,18 kabul, %92,82 ret oranında) olmak üzere 315,64-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
10- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11- Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 107.716,86-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.