Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1015 E. 2022/990 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/1015 Esas
KARAR NO: 2022/990
DAVA: Alacak (Kıymetli evraktan kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/02/2021
KARAR TARİHİ: 27/12/2022
Mahkememizde görülmekte olanAlacak (Kıymetli evraktan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin —– senedinin sahibi olduğunu, ——– tüm aktif ve pasifleriyle birlikte—— birleştirilmesine karar verildiğini, gerek—— tabi olduğu için hazırlanan sözleşmenin—– onayına sunulduğunu ve —- birleşme izni verildiğini, davacının sahibi olduğu ———senedi, bu şirketin diğer bazı şirketlerle birlikte———- birleştirilmesi sonrasında her bir —— için çok düşük olan——- değer biçildiğini ve tek taraflı işlemle bu meblağın ödenmesi suretiyle intifa senetlerinin satın alınacağının belirtildiğini, müvekkilinin bilgi , rıza ve iradesi dışında gerçekleştirilen ve sadece sonuç olarak yine davalı tarafça her bir ———– taktir edilmesinin mülkiyet hakkının ihlali olduğunu, ————- imkanının mevcut olduğunun belirtildiğini, TTK’nun 347. maddesi ile —— özel bir önem ve ayrıcalık tanındığını, eş değer hakların verilmesi yerine kabul edilebilir bir neden olmamasına rağmen son derece düşük bir bedel ödenmek suretiyle intifa hakkının ortadan kaldırılmasının adil olmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hak ve alacaklar ile manevi tazminat hakları saklı tutularak birleşme ile ortadan kaldırılan ———— senetlerinin eş değerinin verilmesi, bu mümkün olmadığı taktirde her bir —— senedi bedelinin birleşme sözleşmesinin yapıldığı tarihteki gerçek değerinin tespiti ile hesaplanacak ve HMK uyarınca belirlenecek bedelin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, birleşme tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hiçbir surette afaki, dayanaksız bir oldu bitti eylemle senetlerin ortadan kaldırılmasının mevcut olmadığını, açık kanuni dayanağa istinaden satın alma hakkı kullanılmış ——- gerekli resmi onay alınmış ve tüm gerekli raporlamalar dahilinde kanuni bir hak kullanıldığını, davaya konu birleşme işleminde intifa seneleri üzerinde kanun koyucunun taraflardan birine tanıdığı seçimlik hakkın kullanıldığını, davacının da meşru hamil olmadığını, aktif husumetinin olmadığının bu nedenle davanın hem usulden hem esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava; hukuki niteliği itibari ile, birleşme ile ortadan kaldırılan ——– intifa senetlerinin birleşme sonrası ana sözleşmede tanınarak aynı hakların verilmesi, bu mümkün olmazsa gerçek değerinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mevzuatımıza göre,———— maddelerinde düzenlenmiş olan intifa senetlerinin özel bir türünü oluşturur. ——-sahibine sadece ———– hakkı sağlamayan senetlerdir. Bu bakımdan senet sahibine malvarlığı, yönetim, denetleme ve bilgi hakları vermez. Fakat, kara veya tasfiye bakiyesine katılma hakkı sağlar. —–senedi sahipleri ile anonim ortaklık arasındaki ilişki, ortaksal değil, sözleşmesel nitelikte bir ilişkidir.
İş bu dava,—– sırasında kayıtlı iken mahkememizin —–sayılı dosyası ile birleştirilmişse de; dava şartları yönünden eksikliğin ele alınması zorunlu olduğundan diğer dosyaların ilerlemesini engelleyeceğinden tefrik edilerek iş bu esas sırasına kaydedilmiştir.
Eldeki davada, davalı —- birleştiği şirketlerden biri olan——– olduğu ve davacının da sahibi ve hamili olduğunu iddia ettiği ——– senetlerine dayanılarak birleşme ile aynı hakların tanınması veya gerçek değerinin ödenmesi talep edilmektedir. Esasa geçmeden önce davalının husumet itirazları üzerinde durmak gerekmiştir.
6102 sayılı TTK ya göre kurusu intifa senetleri emre veya hamile yazılı olarak çıkarılabilir. DAvacının elinde olan kurusu intifa senetleri ise 6762 sayılı eTTK döneminde çıkarılmış olup, eTT.nun 402,403 maddelerine göre nama yazılı olarak çıkarılabilirler. Bilindiği üzere hamile yazılı senetler teslim ile dervredilmekte ise de nama yazılı ——–alacağın temliki beyanı ve teslim ile devri mümkündür. Bu açıklamalara göre davacının davaya dayanak yaptığı senetler——— düzenlenmiş, nama yazılı senetlerdir. Davacı bu şirketin kendi murisi babası —— kendisine kaldığını, ona da —— kaldığını ileri sürmüştür.—–senedi nama yazılı olduğundan geçerli yazılı bir temlik sözleşmesi ve teslim olmadan devri mümkün değildir. Senetlerde lehdar olarak görünen tüzelkişi olup, tüzelkişinin —– sonucu terkin olduğu anlaşılmaktadır. Dava tarihinden bu yana davacı vekiline süre verilmiş ancak davacı yasal hamil olduğunu, senetlerin tek sahibi olduğunu usulünce ortaya koyamamıştır. Dava dışı şirketin ihyası için süre verilecek olsa dahi şirkete atanacak tasfiye memurunun, davacının hak sahipliğini tanıma yetkisi de olmayacağından, iş bu davayı mülkiyet iddiası ile şirket adına açması gerekeceğinden davacının husumeti olmadığı gibi eksikliğin giderilme ihtimali de mümkün görülmemiştir.
Her ne kadar davacı vekili, bu zamana kadar müvekkilinin senede ait kuponlarla şirketten gelir elde ettiğini ileri sürmüşse de, ——–senetlerinin malikinin bizzat şirkete başvurma zorunluluğu yoktur. Senet sahibi dilerse kuponu bir başkasına vererek de —— senetlerinin semeresinden faydalanabilir. Bu nedenle davacının kupon karşılığı ödeme almış olması da bu davada davacıya tek başına aktif husumet kazandırmaz. Açıklanan sebeplerle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 114, 115 maddeleri uyarınca usulden REDDİNE;
2- Alınması gerekli 80,70-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 9.259,30-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 9.178,60-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 sayılı Kanunun’un 18-A/13. bendi uyarınca ——–tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazine adına irad kayına,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yokluğunda dosya üzerinden oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 27/12/2022