Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/90 E. 2021/1270 K. 19.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/90 Esas
KARAR NO : 2021/1270

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/02/2021
KARAR TARİHİ : 19/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA, SAVUNMA, DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında ——müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğini, buna karşın davalının ödeme yükümlülüğüne —- müvekkilini zarara uğrattığını,——— yapılmasını, aksi takdirde sözleşmenin feshedileceğini bildirdiklerini, ancak ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap, beyan veya delil sunmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, faturaya dayalı alacak için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davacı, davalı —– kapsamında —- getirdiğini, ancak davalının bu hizmetlerin karışlığında fatura bedellerini ödemediğini, icra takibine giriştiğini,  davalının takibi haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı taraf, dava dilekçesi ve duruşma günü 22/02/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya yazılı bir cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara katılmamıştır. Öte yandan davalı, icra takibine yaptığı itirazda borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir.
Davadan önce—olduğu görülmüştür.
Dosyamız arasına alınan —-esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde alacaklının, 7.694,97 TL asıl alacak, 112,94 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 7.807,91 TL alacak üzerinden alacak talebinde bulunduğu görülmüştür. Ödeme —– tarihinde tebliğ edildiği davalının aynı gün takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu; davacının da süresi içinde 05/02/2021 tarihinde iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir. Ayrıca—-dairelerinden celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı taraf, bilirkişi incelemesi için tayin edilen gün kendisine 26/04/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen defter ve kayıtlarını ibraz etmemiş, davacı defter ve kayıtları ile yetinilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi, 26/07/2021 tarihli raporunda özetle, davacının takibe dayanak yaptığı üç faturayı defterlerine kaydettiğini, davacı defterlerinin TTK bağlamında usulüne uygun tutulduğunu, sahibi lehine delil vasfının olduğunu, faturaların mikter itibariyle — bildirilmemiş olduğunu, ancak davalının faturalara itirazının görülmediğini, faturalarda açık bir vadenin bildirildiğini, davacının 491,42 TL işlemiş faiz talep edebileceğini belirtmiştir.
Bilirkişi raporunun 31/07/2021 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, rapora karşı bir beyan dilekçesi sunulmamış olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, olayın oluşuna uygun olduğu anlaşılarak itibar edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 222. maddesinin ikinci fıkrasına göre “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır”. Aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre de “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve — lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi — Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz”
Somut olayda, davacı defterlerini ibraz etmiş, defterlerin gerekli açılış kapanış onaylarını içerdiği, usulüne uygun tutulduğu, defterdeki kayıtların çelişkili olmadığı, davalının da tebligat yapılmasına rağmen kendi defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, bu durumda (her ne kadar davacı tarafından davalıya verilen hizmetin yerine getirildiğini, teslim edildiği gösteren bir imza yok ise de) HMK.nun 222/3 maddesi uyarınca davacının kendi defterleri ile iddiasını ispatlamış kabul edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Açıklanan sebeplerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Faturaya dayalı alacağın likit olması sebebiyle icra inkar tazminatına da hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE;
1—- esas sayılı takip dosyasında, takibin aynen devamına;
2-Takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına;
3-Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
4- Alınması gerekli 533,36-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 94,30-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 474,06-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30-TL. başvurma harcı, 94,30-TL peşin harcın toplamı olan 153,6-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarfedilen toplam 944,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
9- —için takdir olunan — ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.