Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/893 E. 2022/725 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/893 Esas
KARAR NO : 2022/725

DAVA: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2021
KARAR TARİHİ : 18/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili kooperatif tarafından Kooperatif Genel Kurul Toplantılarında alınan kararlar gereğince borçluya ait ödenmeyen üye aidat alacağının ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine——-Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının söz konusu icra takibine ve borca, borçlu olmadığından bahisle itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek açıklanan nedenlerle icra takibine yapılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın 40.150,00 TL asıl alacak, 10.185,09 TL işlemiş faiz yönünden——–iptaline, takibin aylık %1,5 (Yıllık %18) faizi ile devamına, itirazında haksız olan borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından açılan davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin davacı kooperatifin üyesi olduğunu, müvekkilinin kooperatifin hiçbir hizmetinden yararlanamadığını, dava konusu edilen kooperatifin aidatlarına itiraz ettiklerini, müvekkilinin hakkı olan dairenin kendisine verilmediği gibi, kooperatifin borçları nedeni ile icra tarafından satıldığını/3.kişilere devir ve temlik edildiğini, müvekkilinin kooperatif üyeliğinin devam etmesine rağmen daireleri teslim etmediğini veya karşılığında tazminat ödemediklerini, bu konuda davacı aleyhine —— Sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat talepli dava açtıklarını açıklanan nedenlerle haksız davanın reddine, davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı tarafça başlatılan ——–Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi isteminden ibarettir.
Davacı vekili 06/10/2022 tarihli dilekçesi ile davalı taraf ile sulh olduklarını, karşılıklı masraf ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiş, dilekçe ekinde 02/10/2022 tarihli Hesaplaşma ve Sulh Protokolü başlıklı belgeyi sunmuştur.
Davalı vekili 04/10/2022 tarihli dilekçesi ile davacı taraf ile sulh olduklarını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiş, dilekçe ekinde 02/10/2022 tarihli Hesaplaşma ve Sulh Protokolü başlıklı belgeyi sunmuştur.
18/10/2022 tarihli duruşmaya katılan davacı vekili; “Celse arasında davalı taraf ile müvekkil sulh olmuştur. Buna ilişkin sunduğumuz dilekçeyi tekrar ederiz. Karşı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz bulunmamaktadır. Arabuluculuk ücreti konusunda takdir mahkemenindir ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 313 ve devamı maddelerine göre sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. Taraf vekillerin beyanları ile tarafların sulh oldukları, vekaletnamelerinde de sulh ve feragat yetkilerinin bulunduğu görülmüştür. Tarafların sulh olduğu ve karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığından davanın konusuz kaldığı anlaşılmış ve konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir. HMK’nın 331/1 maddesine göre davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Tarafların karşılıklı yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığından aleyhe yargılama gideri ve vekalet ücreti yükletilmemiştir. Ancak zorunlu arabuluculuk ücreti bakımından davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu tam olarak tespit edilemediğinden (Taraf vekillerinin sunduğu Hesaplaşma ve Sulh Protokolü belgesinden de tarafların haklılık durumu tespit edilememiştir.) ve 18/10/2022 tarihli duruşmada davacı vekili arabuluculuk ücreti konusunda takdiri mahkemeye bıraktığından hakkaniyet gereği arabuluculuk ücretinin davacı ve davalı taraf arasında eşit şekilde bölünmesine karar verilmiş ve sonuç olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 80,70-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 607,92-TL harçtan mahsubu ile artan 527,22-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların karşılıklı vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-6325 Sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca ——- tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin eşit şekilde bölünerek 660,00 TL’sinin davacıdan ve 660,00 TL’sinin davalıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
6-Artan gider avansı bulunması ve talep etmesi halinde gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.