Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/866 Esas
KARAR NO : 2022/787
DAVA: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/12/2021
KARAR TARİHİ: 10/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının —— işiyle uğraştığını, davalı davacı ile irtibata geçerek hizmet verdiği bir müşterisi için bir ——- yapılmasını talep ettiğini, akabinde davacının çalışanlarının —- ——yaptığını, davalıya fiyat teklifi sunulduğunu, ve akabinde anlaşmaya varıldığını, davacı taraf davalı tarafın talebini karşılayarak—– davalı tarafa teslim ettiğini, davalı taraf bir miktar ödeme yaptıktan sonra —- kalan bakiyeyi—– rağmen ödeme yapılmadığını, bunun üzerine———sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak davalının süresi içerisinde takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, açıklanan nedenlerden dolayı davanın kabulüne, %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı tarafa usulüne uygun şekilde dava dilekçesi ile birlikte tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak davalı tarafından yasal süresi içerisinde dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine —– sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yöneltilen itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, fatura alacağına dayalı olarak toplam —— tutarlı ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; davacının davalıdan ——- işinden kaynaklı bakiye alacağının olup olmadığı, davalının icra takibine itiraz dilekçesi dikkate alındığında davacının edimini ayıpsız yapıp yapmadığı, davalının süresinde ve usulüne uygun ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı hususları noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Tarafların tüm delilleri toplanmış, dosya bilirkişi heyetine tevdi edilerek —- bilirkişi raporu alınmıştır. Raporda özetle;—— yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığı, davacının eksik ve hatalı imalattan dolayı alacağından feragat ettiğine dönük dosya içerisinde belge bulunmadığı, davacının eksik ve hatalı imalattan dolayı davacıya düzenlemiş olduğu ——- iade faturasının —- icra takibinden sonra düzenlendiği, davacının, icra takibine kadar alacağı ile ilgili davalıya ödeme emri göndererek temerrüde düşürmediği, işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, davacının —— icra takip tarihi itibariyle davalıdan —— alacaklı olduğu——şeklinde rapor edilmiştir.
Bilindiği üzere —— düzenlenmiş, tacirler arasında yapılan ticari satışlarda esas itibariyle ——- ilgili hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten sonra bu tür satışlar hakkında özel bazı hükümlere yer verilmiştir. Bu hükümlerin uygulanabilmesi için somut olayda ticari satışın mevcut olması gerekir. Ticari satış, sözleşmenin her iki tarafının da tacir olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olan satıştır. Tacirler arası ticari satımlarda satıcının ayıplı ifadan sorumluluğu esas itibariyle —– tâbidir ancak tacirler arasındaki ticari satımlardan kaynaklanan ayıplı ifa hallerinde alıcının muayene ve ihbar külfetlerinin süresi hakkında —–madde hükmünde düzenlenmiş olan özel hüküm uygulanacaktır. Satıcının ayıplı ifasına ilişkin diğer konularda ise——— hükümlerinde düzenlenen genel hükümler uygulama alanı bulacaktır.
6098 sayılı TBK’nun ayıba karşı tekeffül hukuki kurumunu düzenleyen 219 ve devamı maddelerine bakmak gerekir. Buna göre “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.”
TTK. m. 23/c hükmü, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223’üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” düzenlemesini, TBK. m. 223 hükmü ise; “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” düzenlemesini içermektedir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında otomatik kapı yapılmasına ilişkin ticari ilişki olduğu sabittir. Kural olarak eser sözleşmesinde yüklenici eserin meydana getirerek iş sahibine teslim ettiğini, iş sahibi ise ücret ödediğini ispatla yükümlüdür. Davacı taraf eseri meydana getirerek davalı tarafa teslim etmiştir. Teslim konusunda taraflara arasında ihtilafta yoktur. Davalı taraf ise bir miktar ödeme yapmış ancak bakiye ——-ödememiştir. Ödememe gerekçesi ise eserin ayıplı olduğu iddiasıdır. Yukarıda belirtildiği üzere eserin ayıplı olduğunu iddia eden taraf ihbar sürelerine uygun hareket ederek ayıp ihbarında bulunmalıdır. Aksi taktirde eseri kabul etmiş sayılır. Davalı tarafından ayıp ihbarında bulunduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge sunulmamıştır. Bu nedenle ayıp iddiası dikkate alınmamıştır. Davacı tarafından takipten önce davalının temerrüte düşürüldüğü ispat edilemediğinden işlemiş faiz talebinin reddine, bakiye—-yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan %20 icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; ——–sayılı icra dosyasında davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 7.540,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen 7.540,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 515,06 TL harçtan davacının yatırmış olduğu 99,07 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 415,99 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 99,07 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı toplamı 158,37 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.249,50 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren (%91,93 kabul %8,07 ret oranında) olmak üzere 1.148,61 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-6325 Sayılı Kanun m. 18/A-13 uyarınca——–tarafından karşılanan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%91,93 kabul %8,07 ret oranında) 1.213,41 TL davalıdan, 106,59 TL davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
7-Davacı kendini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT gereğince 7.540,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 17/06/2021