Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/862 E. 2023/561 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/862 Esas
KARAR NO:2023/561
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/12/2021
KARAR TARİHİ:05/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; – Nolu davalı —–tarafından, davacı aleyhine —- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı ile, davalı — arasında bir dönem ticari ilişki bulunduğu davalı —- olan tüm borçlarını ödendiği, ancak davacı — nolu davalı —- alacağının olmasına rağmen huzurdaki icra takibi ile — nolu davalı, davacından alacaklı olduğu iddiasıyla, bedeli tahsil edilmiş çeke istinaden icra takibi başlatmış olup, bu takibe dayanak olarak bedeli çekin hamiline ödenen 14.09.2016 keşide tarihli 703.300,00 TL bedelli çek ibraz edildiğini, ancak bu çekin bedelsiz olduğunu, çek bedelinin davacı tarafından takipten önce – 03.02.2017 tarihinde çekin son cirantası, çeki bankaya ibraz eden —- nolu davalıya ödenmiş olduğundan, davaya konu icra takibi kambiyo senedinin bedelsiz olduğundan takibin iptal edilmesi gerektiğini, takibe konu çeke karşılık olarak, davacı tarafından 03.02.2017 tarihinde, müvekkilin—– nezdindeki banka hesabından, — nolu davalı firmanın banka hesabına 700.000,00 TL göndermek suretiyle bu çekten kaynaklı borcun ödendiğini, davacı ile —- nolu davalı arasında, herhangi bir ticari ilişki veya cari hesap ilişkisi bulunmadığı, davacı — no’lu davalı ile görüşme ve yazışmaları neticesinde- çekin ibraz edildiği bankadan da aldığı bilgi doğrultusunda çeki bankaya ibraz ederek çeki yazdıran hamilin— nolu davalı olduğunu teyit ettiği ve ardından — davalıya yukarıda belirttiğimiz şekilde çek bedeline istinaden ödeme yapıldığı, davacı ile —davalı şirket arasında herhangi bir ticari ilişki ve cari hesap ilişkisi bulunmadığından ve davacının davalıya böyle bir borcu bulunmadığından, yapılan ödemenin takip konusu çeke istinaden yapıldığının açık olduğu beyan edilerek,——sayılı icra dosyasındaki takibin tedbiren durdurulmasına, davanın kabulüne, başlatılan icra takibine konu çekten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde, takibe konu çek için çekin hamiline ödenen 700.000-TL’nin borçtan mahsup edilerek, bu miktar kadar borçlu olunmadığının tespitine, davacı aleyhine başlatılan ——– sayılı icra takibinin ödenen miktar yönünden iptaline, takibin haksız ve kötüniyetli açılmış olması nedeniyle, asıl alacağın %20’den aşağı olmamak üzere davalılar aleyhinde kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerini davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusunda asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu, davalı görevli mahkeme konusunda itirazlarının bulunduğu, arabuluculuk şartı yerine getirilmediği, ——– yönünden husumet itirazlarının bulunduğu, davacı dayandığı 700.000,00 TL’lik havale başka çek veya borç ilişkisine ilişkin olarak ödendiğini, ödemelerin taraflar arasında başka bir çok borç ilişkisine dayandığı, ispat yükü davacı taraf ait olduğunu, davacı şu ana kadar iddialarını ispatlayamadığı, davacı çalışanı olan —– teslim aldığı çeklerin belli olduğu, dilekçe ekinde sunulan fotokopilerin aslını sunabilecekleri belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, icra takibinden sonra açılan, ödeme sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti istemli menfi tespit davasıdır.
Davalılardan alacaklı ——— tarihli takip talebi ile 703.300 TL bedelli çek için davacı borçlu hakkında icra takibi başlatmıştır. Takibe dayanak olan çek 14/09/2016 keşide tarihli, 703.300 TL bedelli, keşidecisi———. Çekin arka yüzünde lehdar—— cirosunu takiben diğer davalı —- kaşe ve imzası vardır.
Davacının davasının dayandırdığı husus, 03/02/2017 tarihinde banka yoluyla bu çek sebebiyle davalılardan —- para ödemesi yapmış olması sebebiyle borçlu olmadığıdır.
Davacı, davalı ——yetkilisi olduğunu, şirket hesabına ödeme yapılmış olmasına rağmen çekin şirket yetkilisi tarafından takibe konduğunu iddia etmiştir.
Davalılar, davacının keşide ettiği başka çeklerin de olduğunu, yapılan ödemenin bu çek için yapılmadığını, bu sebeple takip konusu çek sebebiyle alacaklı olunduğunu ileri sürmüş; ayrıca —-yönünden husumet itirazında bulunulmuştur.
Davacıya süre verilmiş, davacı davanın700.00 TL üzerinden harçlandırmakla yetinmiş, yaptığı ödeme kadar borçlu olmadığının tespitini talep ettiği kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Tanıkla ispatı mümkün olmayan davada, davalının rıza göstermediği de nazara alınarak tanık dinletme istemi reddedilmiştir.
Bir muhasip bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmıştır. Bilirkişi, 15/12/2022 tarihli raporunda özetle, davacının kayıtlarına göre davalı —– 2.653.300,00 TL alacağı bulunduğu, ancak bu çeklerin davalı tarafa hangi mal veya hizmetin alınmasına ilişkin verildiği defter kayıtları ve dosya kapsamında anlaşılamadığı, (sipariş formu, sözleşme, proforma fatura vb. belge bulunmadığı) davacı tarafından davalıya verilen çeklerden ———- tutarlı çek bedelinin ödendiği ve iade alındığı, ancak ———– tutarlı çeklerin ise ödenmediği, çek asıllarının davalının elinde bulunduğu- başka bir anlatımla davacı tarafından her ne kadar çekler verilmişse de bedelinin ödenmemesi nedeniyle davalıdan bu çeklerden dolayı 1.300.000,00-TL tutarında alacaklı olmayacağı, nitekim davava konu çek bedelinin davacı tarafından ödendiğini, beyanlarının doğru olmadığına ilişkin davalının savunmalarında davacı ödemelerin başka borçlara ilişkin olduğunu beyan ettiği, buna tutarların davalıya verilmiş 2 adet ödenmeyen 1.300.000,00-TL tutarındaki çeklere ilişkin olabileceği, davaya konu —– numaralı hesabına ait — tarafından —— davacının defterlerinde davalının hesabına borç kaydı yapıldığı, davalı —-tarafından davacıya banka yolu ile gönderilen toplam 275.500,00 TL gelen havalelerin defterlerinde kayıtlı olmadığı, —- davacının davalıdan 716.933,00 TL alacağı bulunduğu, davacı tarafından 03/02/2017 tarihinde davalı —— açıklaması ile kayıt edildiği, -Ancak gönderilen banka havale dekontunda herhangi bir açıklama bulunmadığı-, bu çek davacı tarafında keşide edilerek —- ayrı verildiği ve hesabına borç kaydı yapıldığı, zira davacı hesaplarında ödenmeyen çek bedeli olarak —— göndermiş olduğu 700.000,00 TL’dan dolayı kayden alacaklı olarak göründüğü, ——– ortağı olduğu, aralarında organik bağ bulunduğu dikkate alındığında her iki taraftan birden alacaklı olmasının mükerrerlik oluşturacağının tartışmasız olacağı, —– kişi olduğu, vergi mükellefiyetliğinin bulunmadığı ve ticari defter mükellefi olmadığı davaya konu—– tutarlı lehtarı —- olan çek davalın defterlerinde —— ciro yolu ile alındığı ve —-hesabına Alacak kaydedildiği, daha sonra çekin karşılıksız çıkması üzerine çek banka tarafından iade edilmiş ve firma tarafından —- yevmiye madde numarası ile şirket ortağı —– iade edildiği ve hesabına borç kaydedildiği, davacı tarafından davalı şirkete 03/02/2017 tarihinde gönderilen 700.000,00 TL. davalının ticari defterlerinde ———–gelen havale olarak alacak kayıt yapıldığı, zira çeklerin davalı şirkete şirket ortağı … tarafından ciro yolu ile devir edildiği, başka bir anlatımla davalı şirket ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, davalı vekili 22.06.2022 tarihli dilekçesi ekinde sunmuş olduğu; ——–tarafından keşide edilmiş ——– tarafından keşide edilmiş ———- çek fotokopisi, çek asılları davalının elinde olduğu, çek asılları görülerek fotokopilerinin rapora eklendiğini, çeklerin bankaya ibraz edilmediğini, başka bir anlatımla davalı —– davacıdan, (davacı tarafından verilmiş) halen ödenmemiş 1.950.000,00 TL tutarında çeke dayalı alacağının bulunduğu, ayrıca davaya konu —— tarafından —- tutarlı lehtarı — olan çekle ilgili davalı tarafından davacı aleyhine yapılan ——- sayılı icra dosyasında takip yapıldığı, takibe ilişkin olarak davacı tarafından ———— itirazın reddedildiği, karar davacı —istinaf başvurusunda bulunulduğu, ——-Sayılı kararı ile istinaf başvurusunun reddedildiği, istinaf mahkemesinin kararı davacı — tarafından temyiz edildiği, temyiz başvurusu —– kararı ile temyiz itirazlarının reddine,——- Sayılı kararının Onanmasına karar verildiği, Davacı tarafından dosyaya sunulan ————tarafından düzenlenen Uzman Görüşünde; davacının defterlerini incelediği, dosya kapsamında davalı tarafından davacıya gönderilen ödemelerin ise hiç değerlendirmeye alınmadığı, kendi görüşlerini tek taraflı sunduğu bu nedenle görüşlerine katılmadığını, mütala etmiştir.
Davacı———- rapora beyanlarını sunmuş; davacı kendi defterlerine göre ödeme ile bu çek sebebiyle 700.000 TL lik kısmından borçlu olmadığını ispatladığını; davalı da başka çeklerin mevcut olduğunu, ödemenin bu çeke teşmil edilmediğini belirterek savunmalarını ispatladığını ileri sürmüştür.
Her iki davalının da husumeti olduğu ve davacının çekte kendisinden sonra imzası olanlara karşı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olduğu açıktır. Bilirkişi incelemesi ile iyice netleşen ve taraflar arasında bir ihtilaf olmadığı üzere, davacı —– tarafından ——- bedelli çekler mevcuttur. Ayrıca davacının yetkilisi olduğu dava dışı —— tarihli bir çek vardır.————-
Bu sayılan çeklerden —- bedelli çek bankaya ibraz edilmiş, karşılıksız çıkmış; davacı —– tarafından ödenerek fiziken geri teslim alınmıştır. ———- tutarlı iki çek ise ibraz edilmemiştir ve bedelinin ödendiğini gösteren bir belge de yoktur. Bu çekler halen davalının elinde fiziken mevcuttur, Bilirkişi çeklerin aslını görmüş, fotokopisini almış, rapora eklemiştir.
Davacının 700.000TL’lik ödeme dekontu incelendiğinde hangi çek için ödeme yapıldığı dekontta yer almamaktadır. Davacı kendi defterlerine bu ödemeyi takibe konu çek olan ———— bedelli çek için yapılmış olarak kaydetmiştir. Davalı kayıtların da ise bu çekin ödendiğine dair bir kayıt yoktur.
6098 sayılı TBK’nın 102. maddesi “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır.” hükmünü haizdir.
Davacının davalıya muaccel birden fazla borcu olduğu anlaşılmaktadır. ———davacının yaptığı ödeme ise 03/02/2017’dir. Tarihler ve miktarlar örtüşmemektedir. Bu sebeple yapılan 700.000 TL lik ödemenin bunlar arasında ———- çek için yapılmış olduğu savunması yasaya uygun düşmediği gibi yazılı delille ortaya konamadığından ispata muhtaç kalmıştır. Diğer iki çekin———— ibraza ve takibe konu edilmemiş olması davacıyı haklı görmek için yeterli değildir. Sonuçta bu alacaklar da muacceldir ve ibraz edilmemiş olsa bile zamanaşımı süresi içinde takibe veya davaya konu edilebilirler. Üstelik vadesi ilk önce gelen çekler olduğundan TBK nun 102. Maddesine göre ödemenin bunlar için yapılmış olduğu karineten kabul edilmelidir. Davacının yasal karineyi çürüten somut yazılı bir delili yoktur.
Davacının, süre verilmiş olmasına rağmen yemin deliline de dayanmadığı nazara alınarak ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine;
2-Kötüniyet tazminatına yer olmadığına;
3-Alınması gerekli 179,90-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 10.818,12-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 10.638,22-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 95.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 05/07/2023