Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/840 E. 2023/562 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/840
KARAR NO: 2023/562

DAVA : Banka (Ticari) Kredi Alacağından Kaynaklanan İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/12/2021
KARAR TARİHİ : 05/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Ticari Kredi Alacağından Kaynaklanan İtirazın İptali
davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı —- firması ——- müvekkil bankanın —– şubesi arasında imzalanan Kredi Çerçeve Sözleşmelerine istinaden dava dışı borçlu firmaya krediler kullandırıldığını, davalının ise sözleşmeyi müşterek ve müteselsil borçlu sıfatıyla imzaladığını; sözleşme şartlarına uyulmaması ve borcun ödenmemesi nedeniyle borçlulara ihtarname keşide edildiğini ancak ihtarnameye rağmen ödeme olmayınca —- Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün —— Eşas sayılı dosyasından genel haciz yolu ile icra takibine geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu ve alacağım likit olduğunu açıklayarak davalının itirazlarının iptaline, inkar olunan alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap, beyan veya delil sunmamıştır.

İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, davacı banka tarafından, müşterek ve müteselsil kefil hakkında ödenmemiş kredi borcu nedeniyle başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.Taraf teşkili sağlandıktan ve deliller toplandıktan sonra işin esasına girilip gerekli inceleme yapılmıştır. (Dava tarihi itibariyle banka ve finans (—–nolu ATM) mahkemeleri faaliyete geçmediğinden görevli olduğumuz kabul edilerek esasa geçilmiştir.)Davalı —– dava dilekçesi, duruşma günü, ilerleyen aşamalarda rapor tebliğ edilmiş; davalı adına vekalet sunulmuş ancak cevap dilekçesi sunulmamış, duruşmalara katlımı sağlanmamıştır.
Dava dışı asıl borçlu —– ile davacı banka arasında 14/02/2014, 25/05/2015, 11/04/2016 ve 01/06/2018 tarihlerinde kredi sözleşmeleri imzalanmıştır. Bu kapsamda asıl borçluya taksitli ticari kredi, KGF kredisi kullandırılmış, çek karnesi verilmiştir.
Davaya konu olan—- Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’nün —–Esas sayılı icra takibi dosyası celp edilerek dosyamız arasına konmuştur.
Davaya konu —- Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’nün —— Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde, bankanın 17/12/2020 tarihli takip talebi ile 1.306.502,96 TL asıl alacak, 38.680,48 TL işlemiş faiz, 1.934,02 TL BSMV masraf olmak üzere toplamda 1.347.117,46 TL alacağın tahsili ile 12.767,00 gayrinakdi alacağın depo edilmesi istemiyle asıl borçlu ve dört müteselsil kefil aleyhine icra takibine başladığı, ödeme emrinin dosyamız davalısına 21/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının/borçlunun 23/09/2021 tarihinde borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davacının da süresi içinde 07/12/2021 tarihinde iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Takibe ve davaya dayanak yapılan kredi sözleşme örneği, kredi kartı kayıtları ve hesabın katına dair ihtarname örnekleri dosyamıza sunulmuştur. Kredi sözleşmesinin 5.1 Maddesine göre banka kayıtlarının esas alınacağına dair delil sözleşmesi akdedilmiş olduğu görülmüştür.
Davacı bankanın icra takip tarihi itibari ile kullandırılan kredilerden dolayı davalı borçludan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bankacı bilirkişi 16/05/2023 tarihli raporunda sonuç olarak bankanın takip tarihi itibariyle 1.376.953,02 TL asıl alçak, 27.019,61 TL işlemiş faiz ve 716,15 TL BSMV talep edebileceğini hesaplayarak; takip talebindeki taleple sınırlı olmak üzere, takibin 1.306.502,96 TL asıl alacak, 27.019,61 TL işlemiş faiz, 716,15 TL BSMV olmak üzere toplam 1.334.238,72 TL üzerinden devam edebileceğini belirtmiştir.Rapor taraflara tebliğ edilmiş; davacı banka vekili, 05/06/2023 tarihli itiraz dilekçesinde, bilirkişinin faiz oranlarında hata yapıldığı, kredi kartı alacağı gibi hesaplama yapıldığını,akdi faiz oranının tüm ürünler yönünden %22 olması, temerrüt faiz oranının da %33 olması gerektiğini , sözleşmenin 1. Maddesine göre kefilden depo istenebileceğini ileri sürmüştür.Rapor davalı kefile de 23/05/2023 tarihinde tebliğ edilmiş, 03/06/2023 tarihinde itiraz dilekçesi sunulmuştur. Önce davacının sonra davalının itirazları üzerinde tek tek durmak gerekir.
Öncelikle kefilin depo sorumluluğu yönünden; davacı vekilinin itirazında dayanak gösterdiği kredi sözleşmesinin 1. maddesi:  “Kefiller, kefaletin, müşterinin bankaya ve bankanın bağlı ortaklıklarından / iştiraklerinden —– mevcut ve doğacak anapara ve akdi faizini, bilcümle işlemiş işleyecek temerrüt faizlerini, fonları, komisyonları, her türlü masrafları, vergi ve resimleri, dış işlemlerde kur artışı nedeniyle ortaya çıkacak ilave miktarları, kanuni takip giderlerini ve avukatlık ücretlerini de kapsadığını, bu tutarları, müşterinin tabi olduğu usul ve esaslar dahilinde ödemeyi kabul ve taahhüt ederler.” hükmünü haizdir. Bu maddeden kefilin gayrinakdi sorumluluğu olacağı açıkça anlaşılmamaktadır. Kefalet sözleşmesinin 2. Maddesine de ayrıca bakılmış, tetkik edilmiş; ancak kefilin gayrinakdi alacağın depo edilmesinden sorumlu tutulmasına dayanak oluşturacak bir hükme rastlanmamıştır. Bu sebeple bu itiraz yerinde görülmemiştir.
Bir başka itiraz, faiz oranlarına ilişkindir. Rapordan ve sözleşme hükümlerinden alıntıyla; 
(KÇS) Sözleşmenin “Kredi Faizi” başlıklı 2.5. maddesinin 1. fıkrası “Müşteri ile ayrıca mutabakata varılmamış ise faiz, —–bildirilen faiz oranlarını geçmemek kaydıyla, bankanın fiili kullandırım / işlem tarihinde aynı tür krediler ve hesaplar için cari olan en yüksek oranı üzerinden bankaca belirlenecek; banka, kredi kullandırımına ait kredi ve faiz tutarlarını, BSMV, KKDF ve sair resim ve harçları ile birlikte müşterinin cari hesabına borç yazabilecektir.”; 
2. fıkrası “Bankanın kullandırdığı kredilerin faiz oranları müşteri ile yazılı bir mutabakat ile sabitlenmedikçe, —– bildirilen faiz oranlarını geçmemek kaydıyla, bankaca aynı tür kredilere ve hesaplara uygulanan en yüksek cari faiz oranını uygulayarak bu oran üzerinden hesaplanmış faiz tutarlarını BSMV, KKDF ve sair resim, harç ve mali yükümlülükleri ile birlikte cari hesabına borç yazmaya yetkilidir.”
 KÇS’nin “müşterinin borçlar tamamen ödeninceye kadar yükümlülükleri ve temerrüt halleri” başlıklı 4.2. maddesi “Müşteri anapara, dönem faizleri, komisyon, masraf vb ödemelerde gecikme olması, adına açılmış cari hesap veya hesapların kesilmesi, taksitlendirilmiş kredilerde taksitlerden herhangi birinin ödeme tarihinde/vadesinde ödenmemesi, vadeli kredilerin vadelerinin gelmesi, temerrüte düşmesi, sözleşmenin feshi veya her ne suretle olursa olsun borçlarının sözleşme kapsamında muaccel kılınması halinde, alacağın muaccel hale geldiği tarihten müşteriye yapılacak ihtarda belirtilen sürenin hitamına kadar geçecek süreye —– bildirilen en yüksek cari akdi faiz oranı uygulanacağını kabul ve taahhüt eder. Müşteri, temerrütün doğduğu tarihten itibaren aynı tür krediler ve hesaplar için banka tarafından—– bildirilen TL/YP en yüksek cari akdi faiz oranının %50 fazlası olarak belirlenen oranda ve bu oranların değişmesi halinde değişen oranlarda temerrüt faizi uygulanmasını ve bu tutarları ödeyeceğini kabul eder. Banka döviz kredisinden kaynaklanan alacağını dilerse muacceliyet veya takip veya dava tarihinde —–efektif satış kuru üzerinden hesaplanmış Türk Lirası karşılığını talebe yetkilidir. Bu durumda Banka alacağına, muacceliyet tarihinden temerrüt tarihine kadar aynı tür TL krediler için —— bildirilen cari akdi faiz oranı, temerrütten itibaren ise bu oranın %50 fazlası oranında temerrüt faizi uygulanacaktır.” hükümlerini haizdir.     

Taraflar arasındaki sözleşmenin hem 2.5. maddesinin 1. fıkrasında hem de davacı bankanın rapora itiraz dilekçesindeki itirazında dayanak olarak gösterdiği (raporda da yazılmış olan) 4.2 maddesinde “aynı tür krediler için” ifadesi bulunmakta olup bu bağlamda raporda bu sözleşme hükmü doğrultusunda, banka belgeleri de delil niteliğinde olduğundan, her kredi için müşteri ile ayrı ayrı mutabakata varılan oranların tespit edilmesi suretiyle her ürün için ayrı akdi faiz oranları üzerinden hesaplama yapılması uygundur.
Temerrüt faiz oranı hususunda sözleşmede özetle, aynı türden krediler için—–bildirilen en yüksek cari akdi faiz oranının %50 fazlası olarak belirlenen oranın uygulanacağı kararlaştırılmış olup bu bağlamda takiple talep edilen her kredi türü için ayrı ayrı temerrüt faiz oranı belirlenmiştir. Yargıtay —–. Hukuk Dairesi’nin —– Esas—-Karar sayılı 07.02.2019 tarihli kararı ile HGK —- Esas,—–Karar sayılı kararlardan yola çıkarak, —-bildirilen değil, her kredi için ayrı ayrı taraflar arasında mutabakata varılan (müşteriye uygulanan) akdi faiz oranlarının %50 fazlası temerrüt faiz oranı olarak belirlenmiştir. Davaya konu ticari kredi alacağı için taraflar arasında akdedilen yıllık %22,56 akdi faiz oranı ve (akdi faiz oranının %50 fazlası %33,84 olup) ihtarla ve takiple talep edilen temerrüt faiz oranı %33 olduğundan taleple bağlı kalınarak %33 oran üzerinden temerrüt faizi hesaplanmıştır.
Son itiraz da kredi kartına ilişkin faiz oranlarının uygulanmış olduğu iddiasıdır. Ne var ki; bu husus da esasen doğru değildir. Raporun 11 ve 12. Sayfasında açıklandığı gibi, sadece nakde dönen teminat mektubu yönünden yerinde incelemede faiz tespiti yapılamamış olduğundan sadece bu alacak kalemi yönünden 5464 sayılı Kanun dayanağında—– tarafından belirlenen kredi kartı faiz oranları üzerinden hesaplama yapılmıştır. Bu hususta davacı vekili haklı ise de, nakde dönen alacak, KMH gibi işlem gördüğünden bilirkişi hesabında usulsüz bir yön görülmemiştir. Tazmin edilen her çek içinse alacaklı bankanın geçici hesaplara uyguladığı akdi faiz oranı banka ekranlarından tespit edilebilmiş olduğundan, çek tazmin bedelleri için müşteriye uygulandığı tespit edilen akdi faiz oranları ve bunların %50 fazlası oranında temerrüt faiz oranları üzerinden hesap yapılmıştır. Bu sebeplerle davacı itirazları yerinde değildir.Davalı vekilinin rapora itirazlarının da soyut olduğu, geçerli bir kefaletin kurulduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişinin gayrinakdi alacaktan davalıyı sorumlu tuttuğu itirazı ise doğru değildir. Hem bilirkişi raporuna göre hem de ona itibar eden mahkememizin kabulüne göre, davalı kefil sadece nakde dönen alacaktan sorumlu tutulmuş olup; alacaklının gayrinakdi alacak için depo talebi davalı lehine yerinde görülmemiştir.
Bu sebeplerle taraf vekillerinin rapora itirazları isabetli olmadığından ek rapora ihtiyaç duyulmamış, rapora itibar edilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Kabul edilen nakdi alacak için banka yararına; reddedilen kısmı için davalı yararına vekalet verilmiş; ayrıca reddedilen (gayrinakdi alacak) depo istemi için davalı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Tahsilde tekerrüre yer vermemek kaydıyla,
— Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafça yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin, 1.306.502,96 TL asıl alacak, 27.019,61 TL işlemiş faiz, 716,15 TL BSMV olmak üzere toplam 1.334.238,72 TL üzerinden DEVAMINA; fazlaya ilişkin kısmın REDDİNE;
2-Asıl alacağın %20 si oranında ( = 261.300,59 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
3-Asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar %33 oranlarda temerrüt faizi uygulanmasına;
4-Gayrinakdi alacağın depo edilmesi isteminin reddine;
5- Alınması gerekli 91.141,85-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 22.915,11-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 68.226,74-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6- Gayrinakdi alacak yönünden alınması gerekli 179,90-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30-TL. başvurma harcı, 22.915,11-TL peşin harcın toplamı olan 22.974,41-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından sarfedilen toplam 2.594,50-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren (% 99,04 kabul %0,96 ret oranında ) olmak üzere 2.569,70-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
11-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 154.739,10-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-Gayrinakdi alacak yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.