Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/803 E. 2023/35 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/803 Esas
KARAR NO: 2023/35
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/11/2021
KARAR TARİHİ:17/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında davalının, müvekkili şirketten ürün satın aldığını, müvekkili şirket tarafından kesilen faturalar için davalı tarafından yapılan ödemeler düşüldükten sonra, cari hesap ekstresi gereğince davalının müvekkili şirkete 36.698,11 Euro’luk borcunun kaldığını, davalının adına tahakkuk ettirilen faturalardaki bedelleri ödeme süreleri geçmiş olmasına rağmen ödememiş olması nedeniyle, davalı aleyhine——sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirtmiş olup açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, davalının icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına, davalının itirazında kötü niyetli olması nedeniyle davalının, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili şirket arasında bir ürün alım satımından kaynaklı ticari ilişki kurulduğunu ve müvekkili firma tarafından alınan bir kısım ürün karşılığında belli bir bedelin ödenmesinin kararlaştırıldığını, davacının da kabulünde olduğu üzere müvekkilinin sorumluluğu olan ödemeleri düzenli olarak yapmaya çalıştığını ve taraflar arasında kararlaştırılan tutarların yüksek oranını zaten davacıya ödediğini, dolayısıyla davacının kötü niyetle ve kasıtlı ödeme yapılmadığına dair hiç bir iddiasının gerçeği yansıtmadığı gibi hakkaniyete de uygun olmadığını, müvekkilinin ticari yaşantısı içinde yükümlülüklerine riayet eden ve düzgün şekilde yürütülen ticari işleyişe sahip bir firma olup ülkemizde ve dünya genelinde yaşanan Covit-19 salgını nedeniyle piyasadan bir çok alacağını alamadığını, sevkiyatlarını yapamadığını ve uzun bir süre ticaret yaptığı gerçek ve tüzel kişilerden alacağını tahsile uğraştığını ve ödemelerinin gelmesini beklediğini, cari hesap gereği varsa bakiye kalan bedeli de piyasada mevcut alacaklarını tahsili halinde borçlarını ödediğini, taraf ticari defterleri incelendiğinde müvekkilin davacı firmaya yapmış olduğu ödemelerin tespit edileceğini, müvekkili firmanın bu anlamda, —— tutarında olmak üzere toplamda 126.343,89-Euro ödeme yaptığını, hal böyle iken davacının dilekçesinde davalı müvekkilinin ürün satın aldığı ve bu ürünlerin bedelinin hiç ödenmediği gibi bir durum yaratılmaya çalışılmışsa da davaya konu olayın bu şekilde olmadığını, tüm bu zor sürece rağmen ödeme gayreti içerisinde olan müvekkilinin, davacı firmaya izah etmeye çalışmışsa da davacı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak———-icra dosyası ile müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığını, söz konusu alacak iddiası yargılamayı gerektirdiğinden ve açılan takip kötü niyetle açıldığından davacının talep etmiş olduğu inkar tazminatı talebinin de kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın kendi edimini taraflar arasındaki ticari
ilişkiye uygun olarak yerine getirdiğini ispatlamakla mükellef olduğunu belirtmiş olup açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleriyle ücreti vekaletin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava; hukuki niteliği itibariyle davacı tarafça cari hesap alacağına istinaden başlatılan —— sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.Davacı vekili 08/11/2022 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, feragat beyanları doğrultusunda dosyanın karara çıkartılmasını talep etmiştir.Davalı vekili tarafından sunulan 07/10/2022 tarihli dilekçe ile feragat nedeniyle davanın reddini, davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığı beyan etmiş, dilekçe ekinde Sulh-İbra-Feragat Protokolü başlıklı belgeyi sunmuştur. Davacı vekili ve davalı vekilinin vekaletnamelerinin kontrolünde davadan feragate yetkili oldukları anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenen feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Aynı Kanunun 309. maddesinde “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Hiç kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi (HMK m. 24), davacı da açmış olduğu bir davayı sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Bu itibarla, feragatin hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığından ve somut davada davacı vekili yazılı beyanı ile usulüne uygun şekilde davadan feragat ettiğini beyan ettiğinden, incelenen vekaletnamesinde feragat etmeye yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalı vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 5.999,09-TL harcın mahsubu ile kalan 5.819,19-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Taraf vekillerinin beyanları dikkate alınarak yargılama gideri ve avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
5-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca ——- tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
6-Artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde gider avansının ait olduğu tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yokluklarında verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.17/01/2023