Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/791 E. 2022/269 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/791 Esas
KARAR NO: 2022/269
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/11/2021
KARAR TARİHİ: 22/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı tarafın ticari ilişki içinde iken davalı tarafça kendilerine verilen çeşitli yerlerdeki—– test hizmetlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini ancak hizmetlerinin karşılığı olan ücreti davalıdan tahsil edemediklerini, yapılan işlerin bedelini gösterir— tarihli faturanın müvekkili şirket tarafından düzenlendiğini ve davalı/borçluya tebliğ edildiğini buna rağmen davalı borcunu ödemeyince , davalı aleyhine — dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu ardından—- dosyası ile itirazın iptali davalı açılsa da dosyanın işlemden kaldırıldığı ve davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, dava konusu fatura bedelinin—- olup, davalı tarafından müvekkili şirkete hiçbir ödeme yapılmadığını açıklanan nedenlerle—- dosyasına yapılan itirazın kaldırılması ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının alacaklı olmadığı halde kötü niyetli olarak dava açtığını, davasında haklı olduğuna inanmış olsaydı daha önce açmış olduğu davayı takip edip alacağını ispat edeceğini, icra takibine konu yapılan fatura üzerinde yapılan incelemede atılan imzanın şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiği, fatura üzerindeki şirket kaşesi üzerine atılan imzanın ——- ürünü olduğunun tespit edildiği, davacının müvekkiline —- faturayı—— yoluyla gönderdikleri, fatura olduğunu görmeleri üzerine —- nolu ihtarname ile bu faturayı davacıya iade ettiklerini, davacı taraf ile müvekkili arasında herhangi bir ticari ve hizmet ilişkisi bulunmadığını açıklanan nedenlerle haksız ve kötüniyetle açılan davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle, davacı tarafça fatura alacağına istinaden başlatılan —- sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. m. 67/1’de, takip talebine itiraz edilen alacaklının itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde mahkemeye başvurarak itirazın iptalini talep edebileceği düzenlenmiş olup, maddede düzenlenen süre hak düşürücü niteliktedir. Her ne kadar kanunda tebliğ şartı aranmakta ise de; davacının dava dilekçesi incelendiğinde aynı takibe ilişkin daha önce —- dava dosyası ile itirazın iptali davası açtığı, takipsizlik üzerine Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Eldeki davaya uygulanabilecek emsal —–“Buna göre, davalının itirazı davacı tarafa ayrıca ve açıkça tebliğ edilmemiş olsa dahi, davacının, davalının itirazını öğrenmesi ile birlikte aynı nitelikteki davayı (itirazın iptali) ilk olarak —tarihinde açtığı ve böylece haberdar olduğu bu takibin iptaline ilişkin iradesini, — dava yolu ile ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır. Eldeki davanın ise — yılında açıldığı gözönüne alındığında, davacının itirazı öğrendiği ve buna dair itirazın iptali davasını açtığı —- tarihten itibaren, İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği açıktır. O halde mahkemece, İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinde öngörülen —— yıllık hak düşürücü süre içerisinde en geç —- tarihinde açılması gereken itirazın iptali davasının, bu süre geçtikten sonra açıldığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilmek sureti ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.” hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. —– Sayılı ilamında: “Dava itirazın iptali davasıdır. İİK’nun 67. maddesine göre itirazın iptali davası ödeme emrine itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren——- yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Davacı alacaklıya ödeme emrine itiraz dilekçesi tebliğ edilmemiştir. Bir yıllık hak düşürücü süre davacının davaya konu icra takibi ile ilgili ilk itirazın iptali davasını açtığı —- tarihinde başlar, eldeki dava — tarihinde açılmış olup, davanın —yıllık hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile hak düşürücü sürenin ilk davanın açıldığı tarih itibariyle başlayacağına değinilmiştir. Yine —- ilamında:”Davacı tarafından davalı aleyhine, —- dosyasından takibe vaki itirazın iptali istemli davanın açıldığı, —- tarihinde takip edilmeyen dava hakkında açılmamış sayılmasına karar verildiği ve kararın — tarihinde kesinleştiği, eldeki itirazın iptali davasının ise, —- tarihinde ikama edildiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, davacı tarafından daha önce açılan davanın HMK’nın 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş olmakla ve aynı maddenin 7.fıkrasındaki düzenlemeye göre, açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılacağından, yani, anılan dava tüm hukuki sonuçları ile birlikte ortadan kalktığından ve istinaf incelemesine konu iş bu davanın ise bir yıllık yasal süre geçtikten sonra açıldığı anlaşıldığından, itirazın iptali davası olarak görülmesi mümkün değildir —- gerekçesi ile bu hususa değinilmiştir.
Tüm bu içtihatlar ve amir yasa hükmü nazara alındığında Mahkememizce celp edilen—–tarihinde açıldığı, İİK 67. Madde uyarınca– yıllık hak düşürücü sürenin en geç —tarihinde dolacağı anlaşılmış, arabuluculuk sürecinin başladığı tarih—- itibariyle de hak düşürücü süre çoktan dolmuş olduğundan ve Mahkememize açılan davanın da bir yıl geçtikten sonra —- tarihinde açıldığı anlaşıldığından, davanın hak düşürücü süre dolduktan sonra açılmış olması nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının itirazın iptali davasının, dava — yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.706,21-TL harcın mahsubu ile artan 1.625,51-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 7/2. maddesi uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
7-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca —– tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta kesin süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/03/2022