Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/77 E. 2021/166 K. 29.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/77 Esas
KARAR NO : 2021/166

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/12/2017
KARAR TARİHİ : 29/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ———– tarihinde ———— işi mal alımı için tarafların açıkça imzasını ve kabul beyanlarını içerir ——malzeme için sözleşmede belirtilen hususlarda anlaşıldığı ve bu amaçla idare ile belirtilen firmanın işlemlere başladığı,—– müvekkili İdareye belli tarihlerde fatura kestiği, Sözleşmenin tarafı——- tarihinde temlikname düzenlendiği ve davacıya gönderildiğini, taraflar arasındaki ———–veren şirketin alacaklarını davacının yazılı izni olmaksızın devredemeyeceğini, yine taraflar arasındaki sözleşme uyarınca faturaların saymanlık müdürlüğünden yevmiye numarası aldıktan sonra ödeme müddetinin başlayacağını, davalı ile dava dışı yüklenici şirket arasındaki temliknamenin incelenmesinde, faturaların yevmiye numarası almadığından temlik eden firmaya temlik izni verilmediğini, taraflarınca temliğe izin verilmediğinden davalı şirkete bir borçlarının bulunmadığını, ayrıca icra takibinde fatura tarihinden itibaren faiz işletildiğini, oysa yukarıda belirtildiği üzere faturaların yevmiyeye alındığı tarih itibariyle faiz işletilmesi gerektiğini, belirtilen sebeplerle haklı davanın kabulü ile —üzerinden borçlusu olmadığının tespitine, dava konusu icra takibinin tahsili durumunda idarenin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararla uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu icra takibinin, teminatsız ve iş bu dosya kapsamıda yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar davaya konusu icra takibini durduracak mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilmesini, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra takibine konu alacağın ——— alındığını, temliknamenin davacıya tebliğ edildiğini, davacı tarafın——-verilmemesini faturaların yevmiye defterine işlenmemesine dayandırdığını, bizzat davacı tarafından dosyaya sunulan muavin defterinden faturaların yevmiye numarası aldığının görüldüğünü, davacının takibe konu faturaları kabul ettiğini, defterlerine işlediğini, davacı —- tarihli yazısı ile temliknamede belirtilen tutarların temlik alana ödenmesi yönünde hukuki bir engel bulunmadığının ifade edildiğini, davacı tarafın temlik izni alınmadı yönündeki savının bu nedenlerle yerinde olmadığını, Davacının temlik izni vermesine rağmen, temlik izni verilmedğinden bahisle menfi tespit davası açmasının borcun ödenmesine güçleştirme ve süreci uzatmaya yönelik bir girişim olduğunu, bu sebeplerle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, İstanbul Anadolu—–. İcra müdürlüğünün ——– Esas sayılı dosyasında takibe konu alacağın doğup doğmadığı, davalıya yapılan temlikin geçerli olup olmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır.
Mahkememizin —– Sayılı kararı, İstanbul BAM ————, sayılı ilamı ile kaldırılmış mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydedilmiştir.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup taraflarca ileri sürülmese dahi yargılamanın her aşamasında resen nazara alınır. Dava, icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti amacıyla açılmış menfi tespit davasıdır
Türk Ticaret Kanunun 4. maddesi ve 5/2. maddesi ile özel yasalarda hangi davaların ticari dava olduğu açıkça yazılmıştır. Mutlak ticari davalarda tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın ticari nitelikte olduğunu kabul edilen davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki taraf için ticari sayılan konulardan doğan davalardır. Nispi ticari davadan söz edebilmek için iki koşulun bir arada olması gerekir. Birinci koşul her iki tarafın da tacir olması, ikinci koşul ise dava konusu uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olmasıdır.
Uyuşmazlık konusu mutlak ticari dava olmadığı gibi, davacının tacir olmadığı nazara alındığında davanın nisbi ticari dava da olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Belirtilen sebeplerle mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın mahkememizin görevsizliği sebebiyle HMK.nin 114 /1-c, 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-HMK.nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi ile iki haftalık hak düşürücü süre içinde talep edilmesi halinde, dosyanın görevli —— Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK. 331/2. maddesi gereği yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Tarafların iki hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini istememesi halinde, 7251 sayılı yasayla değişik HMK.nun 20/1 maddesi uyarınca resen davanın açılmamış sayılacağına ve yargılama giderlerinin hüküm altına alınacağının ihtarına;
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yokluğunda dosya üzerinden oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı