Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/751 E. 2021/1269 K. 19.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/751 Esas
KARAR NO : 2021/1269

DAVA : Muvazaaya dayalı işlemin tespiti ve iptali (TBK m.19)
DAVA TARİHİ : 01/11/2021
KARAR TARİHİ : 19/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … ile —— gönül ilişkisinin daha evvelden başladığını, davalı ilk eşinden boşanırken kendi adına kayıtlı taşınmazlarını ilk eşinden olan oğluna devrederek boşandığını, Davalı .– %50 ortağı olduğunu, diğer ortağın davalının — tarihinde sözleşme imzalatarak tüm malvarlığını bedelsiz olarak aldığını, davalının eşinin unutkanlık hastalığının ileri seviyede olduğunu, davalı …, unutarak imzaladığı sözleşme ve taahhütlerden feshini talep ettiğini, müvekkilinin davalının bu beyanlarına ve samimiyetine güvenerek eşi hakkında unutkanlığından bahisle dava açtığını, davalı ….———- ilk eşinden olan çocuklarının bu davaya müdahil olduğunu, davalı … müvekkilinin iradesini yanıltarak vesayet davası açtırıp, davanın açıldığı gün ilk eşinden olan —- şirketlerinin hisselerini devrettiğini, davalı ….– ayrıca birçok şirket hissesinden ve kazanımlarından tek taraflı olarak feragat ettiğini, davalının bu işlemleri hep akrabaları ve şirket ortakları üzerinden yürüttüğünü, müvekkilinin yapılan bu muvazaalı sözleşmelerin kesin hükümsüzlük nedeniyle ortadan kaldırılması için birçok dava açtığını, eşini—- muvazaalı ve hileli işlerle kandırdığını belirterek, davalılar arasında yapılan 21/11/2016 tarihli sözleşmenin muvazaa-mutlak butlan nedeniyle yok hükmünde sayılmasına, devri yapılan taşınır ve taşınmaz malların şirket hisselerinin paraların ve tüm değerlerin sebepsiz zenginleşime hükümleri gereği hak sahiplerine iadesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava; muvazaalı oyarak yapılan hisse devri, taşınır taşınmaz devirlerinin iptali ile iadesi istemlidir. Davacı, davalı eşin davacıdan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapmış olduğu şirket hisse devrinin iptaline ilişkin bulunmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir. HMK m. 114/1-c gereğince görev dava şartı olup HMK m. 115/1 uyarınca taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmelidir.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. 6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Dava TBK.nın 19. maddesi gereğince, İİK.nın 277 ve devamı maddelerinin kıyasen uygulanması istemiyle açılan tasarrufun iptali davasıdır. Bu tür davalar ile güdülen amaç; bir alacağın tamamının ya da bir kısmının tahsiline olanak bırakmamak amacıyla, borçlu tarafından yapılan tek taraflı hukuksal işlemlerle, borçlunun amacını bilen veya bilmesi gereken kimselerle yapılan bütün hukuksal işlemlerin hükümsüzlüğünü sağlamak ve bu yol ile alacağı tahsil etmektir. Kural olarak üçüncü kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir. ——- yaptığı —- işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlamaktadır. Davacının bu davadaki amacı (taraflar arasında devam eden boşanma davası sonucunda ——– dava neticesinde çıkabilecek) alacağını tahsil edebilmek için——geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır.—- dayalı iptal davasında davacı —- işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. Bu yasal nedenle iptal davası, davacıya alacağını veya açtığı davada tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup —— konusu malların aynı ile ilgili olmadığı gibi tarafların sıfatının (tacir olmasının) da görev hususunun belirlenmesine doğrudan bir etkisi yoktur. Kaldı ki davada incelenmesi gereken husus davalının yaptığı —- iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla TBK.nın 19. maddesinde yazılı şartların gerçekleşip gerçekleşmediğidir.
Davacı şirket ortağı olmadığı gibi, şirket hisse devrinin TTK’da düzenlenen şekilde yapılmadığını da iddia etmemektedir. Davacı hisse devrinin muvazalı yapıldığı iddiasındadır. Bu yönüyle somut olayda taraflar arasında TTK hükümlerinin uygulama yeri bulunmamaktadır. TBK’nın 19. maddesi gereğince devrin geçersiz olduğunun tespiti istemiyle açılan davalarda hukuki işlemin taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ve benzeri ilişkiler görevin belirlenmesinde etkili değildir. Somut uyuşmazlık TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olmadığından 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır. Ayrıca davalıların pasif husumetleri de görevli mahkemede değerlendirilmelidir.——-
Uyuşmazlık konusu mutlak ticari dava olmadığı gibi, davacının tacir olmadığı nazara alındığında davanın nisbi ticari dava da olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde genel hükümlerin uygulanacağı ve genel mahkemelerin görevli olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve istek halinde dosyanın görevli — Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın mahkememizin görevsizliği sebebiyle HMK.nin 114 /1-c, 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-HMK.nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi ile iki haftalık hak düşürücü süre içinde talep edilmesi halinde, dosyanın görevli —- Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK. 331/2. maddesi gereği yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Tarafların iki hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini istememesi halinde, 7251 sayılı yasayla değişik HMK.nun 20/1 maddesi uyarınca resen davanın açılmamış sayılacağına ve yargılama giderlerinin hüküm altına alınacağının ihtarına;
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.