Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/744 E. 2022/680 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/744 Esas
KARAR NO:2022/680
DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:27/10/2021
KARAR TARİHİ:06/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —tarihinde saat — sıralarında sürücüsü tespit edilemeyen— plaka sayılı araç ile— istikametine seyir halinde iken aracının ön kısımları ile aynı istikamette önünde seyir halinde olan sürücü—-sevk ve idaresindeki—- plaka sayılı aracın arka kısmına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş olduğunu, kazadan sonra —- plaka sürücüsünün olay yerini terk etmiş olduğunu, kaza tespit tutanağına göre söz konusu aracın KTK madde 84/d ve 56/1-c maddesini ihlal etmiş olduğunun belirtilmiş olduğunu, müvekkili nezdinde sigortalı araca yönelik —– ödeme yapılmış olduğunu, zararın tazmini için davalı aleyhine icra takibi başlatılmış olduğunu ancak davalının haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durmuş olduğunu, bu nedenler ile itirazın iptal edilerek takibin devamına karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —plaka sayılı aracın ticari faaliyet kapsamında—-uzun süreli kiralama yapılmış olduğu, bu nedenle davalının işleten sıfatının bulunmadığını, bundan dolayı da sorumluluğun —-olduğunu, ayrıca —– tarafından kusur tespiti yapılması, onarım faturalarının davalı tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığını, kazada araç sürücüsünün olay yerini terk etmiş olmasının tek başına rücu sebebi olamayacağını, bu sebeplerden dolayı davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine —-sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yöneltilen itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, tazminat alacağına dayalı olarak toplam —ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; — plakalı araç arasında meydana gelen trafik kazasında hasarlanan —olan davacının yapmış olduğu tazminat ödemesinin davalı araç işleteninden tahsilinin mümkün olup olmadığı, tarafların kusur durumu, tazminat miktarı, işleten sıfatının olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, dosya mahkememizce resen seçilen—- tevdi edilmiş,— raporunda özetle; “…Meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğu, söz konusu kaza ile hasar durumunun uyumlu olduğu, dava konusu araçta —- hasar meydana geldiğini, —piyasa rayiçlerine uygun ve kadri marufunda bulunduğunu, söz konusu aracın onarım sürecinin —gün olduğunu, dava konusu aracın kaza tarihi itibariyle kazadan önce kazasız —- civarında olduğunu, davaya konu trafik kazası kapsamında sürücüsü tespit edilemeyen —- plakalı aracın—kusurlu, asli ve tam kusurlu olduğu, dava konusu kazanın — plaka sayılı aracın kendi şeridinde seyir halinde iken arkadan çarpma şeklinde meydana gelmiş olması ve kural ihlali yapmamış olması nedeni ile—-” şeklinde rapor edilmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde, dava konusu aracın dava dışı —- uzun süreli kiralandığını, bu nedenle işleten sıfatının olmadığını belirtmiş ise de; cevap dilekçesinin ekinde sadece tek sayfadan ibaret “araç teslimat formu” isimli belgeyi sunduğu, bu belgede kiracının davalının iddiasının dışında “—- olarak göründüğü,—yapılan sorgulamada her iki şirketin farklı şirketler olduğunun anlaşıldığı, sunulan bu belge haricinde dava dışı birinin uzun süreli kiracı olduğunun ispatına yarar belge sunulmadığı, bu nedenle davalının işleten sıfatının devam ettiği anlaşılmıştır.—-poliçe genel şartlarının B.4. maddesinde sigorta şirketinin sigortalısına rücu edebileceği haller düzenlenmiş olup, rücu hakkının doğduğunun ve maddede sayılan bu hallerin mevcut olduğunu ispat yükü sigorta şirketindedir. Davacı vekili dava dilekçesinde rücu nedeni olarak sürücünün olay yerini terk ettiğini belirtmiş olup sürücünün olay yerini terk etmesi sigortacıya rücu hakkı vermez. Sigorta şirketinin somut delillerle genel şartlar B.4. maddesinde sayılan hallerin gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Davacı sigorta şirketi, — genel şartları uyarınca, sürücünün ehliyetsiz olduğunu veya alkollü bulunduğunu somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Davacı davasını somut delillerle ispatlayamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı vekilinin kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gerekli — harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan —peşin harçtan mahsubu ile kalan —davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT gereğince —-vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.