Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/731 E. 2022/406 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/487 Esas
KARAR NO : 2022/294
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/04/2017
KARAR TARİHİ: 29/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan ticari faaliyetler nedeni ile müvekkili şirket tarafından davalı şirkete ——– kesildiğini, söz konusu fatura alacaklarına ilişkin olarak davalı şirket tarafından yasal süresi içinde herhangi bir itirazda bulunulmadığını ancak davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme de yapılmamış olması nedeni ile fatura alacaklarına istinaden——— sayılı icra dosyası ile davalı şirkete takip başlatıldığını, davalı/borçlu şirket tarafından haksız ve kötü niyetli olarak ödeme emrine itiraz edilmesi neticesinde anılan icra dosyasında takip durdurulduğunu, davalı borçlu şirketin, müvekkil şirkete olan borçlarını inkar etmiş olması, haksız ve kötü niyetli olarak ödeme emrine itiraz etmiş olması ve süre kaybına sebep olması gerekçeleri ile müvekkil şirkete ait alacakların tahsili bakımından davanın açılmasının hasıl olduğunu açıklanan nedenlerle ——– icra dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı hakkında, haksız ve kötü niyetli itirazı nedeni ile alacağın ve 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, dava masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya çıkarılan çağrı kağıdı tebliğine rağmen, davaya cevap vermemiş duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle, davacı tarafından faturalara dayalı olarak davalı aleyhine ——Sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali şartlarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında davalı yana ödeme emrinin — tarihinde tebliğ edildiği davalının süresi içerisinde —- tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Mahkememizce ——elp edilmiş,davalıya defterlerini ibraz etmesi için muhtıra çıkarılmış, davacıya da duruşma günü defterlerini sunması için kesin süre verilmiş, kesin süreye rağmen her iki tarafça da defterlerin sunulmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı vekiline yemin deliline dayanıp dayanmadığı sorulmuş, davacı tarafça yemin deliline dayanılması üzerine talimat yazılarak davalı şirket yetkilisi adına yemin metni ekli davetiye çıkarılmış, şirket yetkilisi — tarihli yeminli beyanında:————birlikte eksiksiz olarak fatura tanzim tarihlerinde——— ödediğini, başkaca, bakiye borcu kalmadığını” beyan etmiştir. Davacı vekili ——celsede mevcut dosya kapsamına göre talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Her iki tarafça dosyaya ticari defterlerin sunulmadığı açıktır. Mevcut dosya kapsamında davacının davalıdan alacaklı olduğuna ilişkin hiçbir inceleme yapılamamıştır. Zira taraflar defterlerini sunmamıştır. Bilindiği gibi fatura düzenlenmesi tek başına alacağı ispatlamaz. Fatura konusu hizmetin karşı tarafa teslim edilip edilmediğini ispat yükü davacıda, bedelin ödendiğini ispat yükü ise davalıdadır. Davalı şirket yetkilisi beyanında fatura bedellerini ödediğini başkaca bakiye borcunun kalmadığını beyan etmiştir. Mevcut dosya kapsamında davacının dosyaya sunduğu teyit belgesi açıklamalı belgede ise davacının —– olan toplam alacağının yazdığı, icra dosyasına sunulan faturalarda da —– bulunduğu, yine davacı vekilinin — numaralı celsede icra takibinde ve dava dilekçesinde —–yazılmısa da müvekkilinin ünvanının—- olduğunu bildirdiği görülmüştür. Görüldüğü üzere alacaklı ve borçlu olduğu iddia edilen her iki şirket de esasen yabancı menşeli olup,—–adına acentelik yapan kişiler ve şirketlere temsil ettiği tacirler bakımından izafeten dava açılabilecek olup, bunun aksine düzenlemeler geçersizdir. Eğer davalı —- sıfatıyla takipte borçlu olarak bulunmakta ise asaleten değil izafeten takip ve dava açması gerektiği açıktır. Eğer davalı bizzat borçtan sorumlu ise; bu durumun da davacı tarafça ispat edilmesi gerektiği açıktır. Zira yukarıda bahsedildiği gibi faturalarda davalının unvanı değil dava dışı ——- ünvanı mevcuttur. Hal böyle olunca davacının dosya kapsamında davalıdan alacaklı olduğunu kesin delillerle ispatlayamadığı kanaatine varıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 475,60-TL harcın mahsubu ile artan 394,90‬-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.29/03/2022