Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/73 E. 2021/715 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/73 Esas
KARAR NO : 2021/715
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/01/2021
KARAR TARİHİ : 03/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ….—- yaptırdığı ——poliçesinin zeyilname ile süresini 31/12/2019 tarihinden 31/12/2020 tarihen kadar uzattığı, bu — poliçesi — için hiçbir ödeme yapmadığı, anılan — davacı şirket ile ilgili sigorta şirketleri arasında mevcut bulunan—çerçevesinde davacı tarafından ilgili sigorta şirketine ödendiği, işbu alacaklar bakımında davacı şirket ilgili sigorta şirketine halef olduğu, anılan ———- primine ilişkin davalı ….—– davacı şirkete 14.000,00-TL borcu bulunduğu, anılan borç için— tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile Ankara — İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığı, yetki itirazı üzerine anılan dosya İstanbul Anadolu —- İcra — esas sayılı icra dosyası ile devam ettiği, davalı borçlu şirketler icra takibine itiraz ettiği, icra dosyasına vaki itirazlar dayanaktan yoksun olduğu bu sebeple davalı yanın itirazlarının iptalini istediği, davalı ..— alınan sigorta poliçe zeyiline ilişkin hiçbir borçlarının bulunmadığını ayrıca ———. Takipte istenen faiz oranının fahiş olduğunu ve ödeme emrinde bulunan işlemiş faizin işlemeye başladığı günün açık ve net belirlenmediği, bu sebeple faizin takip tarihinden itibaren istenebileceğini iddia etmişlerse de söz konusu itirazları hukuki olarak asılsız olduğu, davalı … ödeme emrinde işlemiş faizin işlemeye başladığı tarihin açık ve net olarak belirtilmediğini ifade etmiş ise de zeyilnamenin düzenleme tarihi olan 31/12/2019 tarihinde muaccel olan alacağın faizinin de bu tarihte başlayacağını izah ettiği, davalı yanlarca oluşturulan iş ortaklığı, davaya konu———aldıkları ihale için kullandığı, ihale mevzuatı gereği, sigorta yapılmadan dava —davalılara ödeme yapmadığı, davalılar anılan işten aldıkları ödemeleri davacı şirkete parasını ödemedikleri poliçe sayesinde almakta olduğu anılan hak edişler üzerine davacı şirketin mal kaçırılmasından korunması adına teminatsız olarak ihtiyaten tedbir konulmasını talep ettikleri görüldü.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin herhangi bir borcunun bulunmadığı, davalı şirket ile davacı şirket arasında akdedilmiş herhangi bir ticari sözleşmeninde bulunmadığı, yetkili icra müdürlüğünün —-İcra Müdürlükleri olduğu, davacının teslim edildiği hizmet verildiği halde bedeli ödenmeyen iş hizmet talebi var ise bu hususu kanıtlanması gerektiği, ticare defterlerde yer alan kayıtlarda malın teslim edildiğini kanıtlamaya yeterli olmadığı, davacı kendisi tarafından temin edilen imalatlara ilişkin diğer tüm ödemeler neticesinde halen bir alacak hakkı olduğunu iddia etmekteyse bu iddiayı kanıtlaması gerektiği, davacının icra takibinin kötü niyetli olduğu, bu hususlardan dolayı davanın reddini talep ettiği, kötü niyetli davacı aleyhine dava değerinin %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; hukuki niteliği itibariyle; İstanbul Anadolu—- İcra Müdürlüğünün —— sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davacı vekili tarafından 26/02/2021 tarihli beyan dilekçesinde davalı tarafın borcunun tamamını ödemiş olduğunu, davanın konusuz kaldığını bu nedenle karar verilmesine yer olmadığı kararının verilmesini talep ettiği davalı aleyhine yargılama giderine hükmedilmemesini talep ettiği anlaşıldığından davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir.
HMK 331. maddesi uyarınca, davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine karar vereceği düzenlenmiştir. Eldeki davada her ne kadar ödeme belgesi dosyaya sunulmamış ise de; davacının beyanına göre dava açıldıktan sonra davalı tarafından ödeme yapıldığı dikkate alındığında, davanın açılmasında davalı taraf kusurlu olup yargılama giderlerinden sorumlu tutulmalıdır. Ancak davacı vekili tarafından sunulan — dilekçesinde davalı taraftan herhangi bir yargılıma gideri talep edilmediği belirtilmiştir. Usul ekonomisi gereğince ödeme belgesinin sunulması beklenilmemiş ve yine hangi davalının ödeme yaptığı ve davalıların sorumluluk durumunun belirlenmesi yoluna gidilmemiştir. Çünkü davacı vekili yargılama gideri talebinin olmadığını beyan ettiği için davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş, yargılama giderleri davacının üzerinde bırakılmıştır. Dava zorunlu arabuluculuk sürecine tabi olduğu için taraflar ilk öncelikle arabulucu yoluna başvurmuş, dosyanın incelenmesinde arabulucu için Adalet Bakanlığı tarafından 1.320 TL ücret ödendiği tespit edilmiştir. Arabuluculuk ücreti de yargılama gideri kapsamında olduğu için ve davacının yargılama gideri talebi de olmadığına dair beyan sunduğu anlaşıldığından arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 59,30-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 172,30-TL harçtan mahsubu ile artan 113,00-TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı vekilinin talebi doğrultusunda vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Artan gider avansı bulunması ve talep etmesi halinde gider avansının yatıran tarafa iadesine,
7-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca — tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.