Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/690 E. 2023/726 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/690
KARAR NO : 2023/726

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/10/2021
KARAR TARİHİ : 03/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı sigortalı —– tarafından —–yerleşik
dava dışı —–15.01.2020 tarihli ve —— numaralı faturada belirtilmiş olan 22.000 kg fındık emtiası toplam 1.008.789,17 TL bedel ile satıldığını, —–sevk edilecek 22.000 kg —–(Net; 22.000,00 Kg., Brüt; 23.030,00 kg.) cinsi emtia —— numaralı ve 15.01.2020 tanzim tarihli karayolu emtia nakliyat sigorta poliçesi ile müvekkil şirket tarafından teminat altına alındığını, Emtianın—— nakliyesi 15.01.2020 tarih ve—–
numaralı nakliye faturası ile davalı—–Şirketi tarafından üstlenildiğini, Taşıma işinin davalı—– ruhsat sahibi olduğu
—– plakalı çekici ve buna bağlı bulunan——- yarı römork plakalı aracı ile birlikte
gerçekleştirildiğini, emtianın yüklenmesinin ardından araç 15.01.2020 tarihinde saat 17:00
sıralarında yola çıktığını, Emtianın 17.01.2020 tarihinde saat 09:00 sıralarında—– bulunan alıcı adresine ulaşması beklenirken saat 15:00’da araç sürücüsü —— ulaşılamadığından
taşıyıcı firmayla iletişime geçildiğini, davalı taşıyıcı tarafından aracın —– terk edilmiş, fındıkların ise çalınmış halde bulunduğu ifade edildiğini….. yapılan ayrım işlemleri doğrultusunda ayrılan fındıklar üzerinde kısmi bozulmaların meydana gelmiş olduğu tespit edilmiş ve sonuç olarak 03.02.2020 tarih ve —— numaralı rapor ile hasarın
toplam maliyeti 82.725,71-TL olarak hesaplandığını, Sigortaya konu emtia —–) ile Müvekkil şirket tarafından güvence altına alınmış olup, ekspertiz raporundan anlaşılacağı üzere hasar teminat dahilindedir. Ekspertiz raporunda ayrıntılarıyla hesaplanmış olan hasar tazminatı, poliçe kapsamında değerlendirilmiş ve dava-dışı sigortalıya ödenerek zararı tazmin edilmiştir. Dolayısıyla, davacı müvekkil şirket tarafından ödenen 82.725,71-TL halefiyet prensibi
gereği rücuen talep edildiğini belirterek devam eden dilekçesinde sonuç olarak haklı davanın kabulüne, davalı/borçluların takibe, asıl alacağa, faize ve ferilerine ilişkin haksız tüm itirazlarının
iptaline,—-İcra Müdürlüğü —–sayılı icra dosyasındaki takibin
devamına, Davalı/borçlular aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde
bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —–vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı —–Şirketi müvekkili şirket nezdinde 28/08/2019-28/08/2020 vadeli, —– numaralı nakliyat sigorta poliçesi
taşınan yük ile sigortalı olduğunu, çalınma kural olarak teminat dışında tutulduğunu, taraflar arasındaki sigorta sözleşmesini tevsik eden poliçeye de bakıldığında bu hususta özel
bir düzenlemeye gidilmediğini, sigorta akidinin veya sigortalının veyahut bunların adamlarının vekil veya mümessillerinin fiil veya kusurlarının teminata dahil olmadığını,sigortanın akidi nakliyatı bizzat yaptığı veya adamlarına yaptırdığı takdirde, kaptanın ve gemi adamlarının barataryasından, hile ve hud’asından, ihmalinden, ihtiyatsızlığından,
ehliyetsizliğinden ileri gelen zıya ve hasarlar sigortaya dahil olmadığını, Tır şoförü ——olaya dair evraktan da açıkça anlaşıldığı üzere, nakliye konusu yükün içinde bulunduğu tırı —–mevkiinde terk ettiğini, hırsızlık
fiilinin ise bundan sonra gerçekleştiğini, şoförün tırı ne sebeple terk ettiği halen netlik kazanamamış olup her ne sebeple olursa olsun durumu hemen sigortalıya bildirmediği, oluşabilecek zararlara karşı gerekli tedbiri almadığı, dolayısıyla sigorta ettirenin ağır kusuru
sonucu gerçekleşen hırsızlık olayından kaynaklanan zarardan müvekkil şirket sorumlu olmadığını belirterek devam eden dilekçesinde sonuç olarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı —– Şirketi Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle,—— isimli kişi araç sürücü olan —– aradığında ise ”kendisinin düştüğünü, hastaneye gittiğini, bu nedenle de aracı —–ilinde bir petrol istasyonuna park ettiğini” beyan ettiğini, bunun üzerine davalı
şirket yetkilisi—— sürücüyü arayıp yükün nerede olduğunu sorduğunda
ise telefonu yüzüne kapattığını, akabinde araçta bulunan GPS kayıtlarından aracın hangi
petrol istasyonuna terk edildiği müvekkil şirket yetkilisi tarafından tespit edilmiş ve kontrol
ettirmek üzere müvekkil hemen o yere yakın bir tanıdığını yönlendirdiğini, aracın yanına
giden kişi dorseyi açtığında, aracın boş olduğu bilgisini müvekkiline iletmiş ve aynı gün
17.01.2020 tarihinde müvekkili şirket yetkilisi ve beraberinde ki iki arkadaşı ile —– iline
oradan da aracın boşaltıldığı yer olan —– ili——ilçesine hareket ettiğini, hatta bu aşamada şirket yetkilisinin talebi üzerine tarafımızda —– ve ordan da —–ilçesine gidilerek hukuki olarak iş bu adli ve hukuki olayda danışmanlık vermiş bulunduklarını, TTK 876 maddesine bakıldığında ise; ‘Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği
sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.’ dendiğini, davaya konu olayda, görüldüğü üzere davalı şirket yetkilisi tarafından en yüksek özen gösterilmiş olmasına rağmen, sigortalı çalışan personel tarafından emtianın 3. Kişilere
satılması/verilmesi hususunda şüphe olmayıp, aracın—- ilçesinde boşaltıldığı düşünüldüğünde de olaya hemen müdahale etmek üzere kendi imkanları ile araç içerisinde bulunan emtiayı ve aracı bulmak için davalı şirket yetkilisi seferber olduğunu belirterek
devam eden dilekçesinde öncelikle davanın ilk itirazları neticesinde usulden reddine,davanın usulden reddine karar verilmemesi halinde, yukarıda açıklanan nedenlerle haksız ve hukuki mesnetten yoksun işbu davanın esastan reddine, yargılama harç ve giderleri ile
vekalet ücretinin davacı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; hukuki niteliği itibariyle taşıma sırasında meydana gelen ve dava dışı sigortalıya ödenen zararın dava-dışı sigortalıya ödenmesi nedeniyle alacağın tahsili için —– İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.Mahkememizce dosyanın kusur konusunda uzman, sigortacılık konusunda uzman ve taşımacılık konusunda uzman bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile rapor alınmasına karar verilmiş, alınan 16/05/2023 tarihli raporun sonuç kısmında,
“Davacı Sigortacının, teminat kapsamında bir hasar ile ilgili tazminatı poliçe genel ve özel şartlarına bağlı olarak ödemiş olduğu, bu anlamda ödemiş olduğu hasar tutarı kadar Sigortalısının haklarına halef olduğu ve en fazla bu tutarca, hasarın oluşmasında sorumluluğu/kusuru bulunanlara rücu talebinde bulunabileceği,Davalı Sigortacının, diğer davalı sigortalısı için düzenlediği poliçenin, vadesi dahilinde
meydana gelen hırsızlık nedeni ile meydana zarar açısından yapılan incelemede, teminatın Kamyon Klozu dahilinde sağlandığı ve hırsızlık – çalınma hasarlarının teminat kapsamında olmadığı bu anlamda davalı Sigortacının meydana gelen zarar açısından tazminat ödeme borcu
olmadığı,Dava dışı – Sigortalı —– işletmesi ile davalı arasında taşıma sözleşmesinin kurulduğu,Taşıma konusunun 22.000 kg. net- 23.030 kg. brüt ağırlıktaki 2 farklı üründen oluşan fındık
emtiası olduğu, emtiaların vakumlu paketler ile birlikte kolilere istiflendiği, sözleşmenin —— arasındaki taşıma için yapıldığı,Dosyadaki verilerden davalı yanın sürecin taşıma hizmeti veren AKDİ ve FİİLİ taşıyıcı olduğunun sabit olduğu, Taşıma sürecinde ürünlerin hırsızlık kaynaklı zarara uğradığı, bunun dosya kapsamındaki resmi
tutanaklar, beyanlar, eksper incelemeleri ile sabit olduğu,
Çalınan fındıkların —–bir lastik işletmesinde bulunduğu, burada yapılan yerindeincelemelere dayanan eksper raporu detayları, dosyadaki diğer veriler, fotoğraflar irdelendiğinde kayba dayalı kısmi zayi, kısmi hasara ve bu hasarlanan ürünlerin ayıklanabilmesi için TTK Md. 881/1 uyarınca yapılan masraflardan oluşan bir zarar tutarının tespit edildiği,toplam tutarın 82.725,71-TL olduğu, zarar miktarının ise 1.189 kg. olduğu,Taşıyıcının TTK Md.875/1 uyarınca teslim aldığı ürünleri aynı şekilde varış yerindeki alıcıya teslim etmesi gerektiği, mevcut halde teslimatın sağlanamaması sebebiyle oluşan zarardan sorumlu olacağı,
TTK Md.879/1 uyarınca hırsızlık sucuna karıştığı dosya kapsamından anlaşılan taşıyıcının şoförünün yardımcısı sayıldığı, dolayısıyla yardımcılarının kusurundan kendi fiili gibi sorumlu
olması gerektiği,Bu noktada taşıyıcının sorumluluğunun kanaatimizce TTK Md.886/1 uyarınca değerlendirildiği,sınırlı sorumluluk hakkından faydalanamayacağı, bu sebeple zararın tamamından (82.725,71-
TL) sorumlu olması gerektiği, ancak ağır kusur-pervasızlık niteliği taşıyacak bu değerlendirmenin nihai takdirinin sayın mahkemede olduğu;Sayın mahkemece sınırlı sorumluluk hakkı olduğuna kanaat getirildiği durumda, dava konusu olayda nasıl yol izlenebileceğinin raporda işlendiği, sınırlı sorumluluk değerlendirmesi sonucunda da taşıyıcının zarar tutarından yararlanması gerekeceği, Fındıkların çalınması nedeniyle oluşan 82.725,71 TL zararın her iki davalıdan, 4.609,98 TL işlenmiş yasal faizin sadece davalı—–
icra takip tarihi 26.09.2020 itibariyle talep edilebileceği”
Yönünde görüş bildirmiştir.Somut olayda ; Dava dışı sigortalı —–. tarafından—– yerleşik dava dışı —– 22.000 kg fındık emtiası toplam 1.008.789,17 TL bedel ile satıldığı, —- sevkedilecek 22.000 kg Fındık Mamulleri cinsi emtia için davacı tarafça karayolu emtia nakliyat sigorta poliçesi düzenlendiği, emtianın —– nakliyesi 15.01.2020 tarih ve —- numaralı nakliye faturası ile davalı —- Şirketi tarafından üstlenildiği ve taşıma işi davalı—- ruhsat sahibi olduğu —– plakalı çekici ve buna bağlı bulunan—– yarı römork plakalı aracı ile birlikte gerçekleştirdiği ancak emtianın alıcı adresine ulaşmadığı yapılan araştırmalarda davalı —- Şirketi çalışanın araç sürücüsü —– aracı —– terk edilmiş halde bıraktığı ve aracın yükü olan fındıkların ise bir kısmının araçtan çalındığı, bu olay nedeni ile araç sürücüsü —- hakkında —– Cumhuriyet Başsavcılığının—–sayılı iddianamesi ile güveni kötüye kullanma suçundan dolayı dava açıldığı ve şüphelinin soruşturma aşamasındaki ifadesinde özetle suçlamaları kabul ederek ekonomik zorluk içerisinde olduğundan dolayı yük taşıdığı aracı soymayı düşündüğünü ifade ettiği, bilhare araç bulunduktan sonra da yapılan incelemelerde bir kısmı hırsızlanan taşımaya konu emtianın bir kısmını da ambalajlarının bozulması ve diğer sebeplerden dolayı zarar uğradığı anlaşılmaktadır.
Dava yukarıda anlatılan taşıma sözleşmesinden kaynaklanan ve davacı tarafça sigortalanan dava dışı dava dışı sigortalı—–ödenen sigorta bedelinin rücüen tazminat talebine ilişkindir. Taşıma işinin davalı —— Şirketi tarafından yerine getirileceği husunda yanlar arasında ihtilaf yoktur. Tespit edilmesi gereken husus davalı —— Şirketi’nin sorumluluğunun yasanın öngördüğü biçimde yerine getirip getirmediği ile ilgilidir.TTK 850/2 e göre “Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşyayı varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi veya yolcuyu varma yerine ulaştırmayı; buna karşılık, eşya taşımada gönderen ve yolcu taşımada yolcu, taşıyıcıya, taşıma ücretini ödemeyi borçlanır.” taşıma sözleşmesi tanımlanmış olup her iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir.TTK nın 875. Maddesi Taşıyıcının sorumluluğunu düzenlemiştir.Buna göre Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Zararın oluşmasına, gönderenin veya gönderilenin bir davranışı ya da eşyanın özel bir ayıbı sebep olmuşsa, tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde, bu olguların ne ölçüde etkili olduğu dikkate alınır. Yine TTK nın 879. Maddesine göre Taşıyıcıyı, Kendi adamlarının, Taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin, görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.Hükümlerini içermektedir.
Yargıtay —-.HD nin ——sayılı ilamında benzer bir olay karşısında “Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, TTK’nın 781. maddesinde ziya ve hasardan dolayı taşıyıcının sorumluluğu, TTK’nın 782. maddesinde ise taşıcıların yardımcılarının kusurundan sorumluluğu hükümlerinin düzenlendiği, dava konusu olayda davalı araç malikinin sürücüsü tarafından sigorta konusu malların taşınıp teslim edilmesi gereken yerlere ulaştırılmadığı, sürücü —– davalı araç malikinin yanında çalıştığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, oluşan zarardan araç maliki taşıyıcı ile onun çalışanı olduğu anlaşılan sürücünün sorumlu olduğu, davalının sözleşme bulunmadığı ve yük sahibinin sorumluluğu bulunduğuna dair savunmalarına itibar edilmediği, taraflar arasında taşıma sözleşmesi bulunduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne dair..” verilen kararı onamıştır.Yukarıda açıklanan yasla mevzuat ve yargı kararları ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Davacı Sigortacının, teminat kapsamında bir hasar ile ilgili tazminatı poliçe genel ve özel şartlarına bağlı olarak ödemiş olduğu, bu anlamda ödemiş olduğu hasar tutarı kadar Sigortalısının haklarına halef olduğu ve en fazla bu tutarca, hasarın oluşmasında sorumluluğu/kusuru bulunanlara rücu talebinde bulunabileceği,
Dava dışı – Sigortalı——işletmesi ile davalı arasında taşıma sözleşmesinin kurulduğu,Taşıma konusunun 22.000 kg. net- 23.030 kg. brüt ağırlıktaki 2 farklı üründen oluşan fındık emtiası olduğu, emtiaların vakumlu paketler ile birlikte kolilere istiflendiği, sözleşmenin —–arasındaki taşıma için yapıldığı,
davalı —- Şirketi nin taşıma hizmeti veren AKDİ ve FİİLİ taşıyıcı
Olduğu, taşıma sürecinde ürünlerin hırsızlık kaynaklı zarara uğradığı, bunun dosya kapsamındaki resmi tutanaklar, beyanlar, eksper incelemeleri ile sabit olduğu, ve toplam zararın 82.725,71 TL olduğu, davalı taşıma şirketinin çalışanın eylemlerinden de sorumluluğu olduğu ve TTK 886 anlamında sorumluluğunu azaltan bir durumunda bulunmadığı değerlendirilerek ona karşı açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Takip her ne kadar 90.641,31 TL üzerinden yapılsa da dava dilekçesinde asıl alacağa yapılan itiraz bakımından itirazın kaldırılması talep edildiğinden hüküm kurulurken taleple bağlılık ilkesi gereği dava dilekçesinde belirtilen dava değeri üzerinden hüküm kurulmuştur.Diğer davalı —– şirketi ne karşı açılan davada ise Sigortacının, diğer davalı sigortalısı için düzenlediği poliçenin, vadesi dahilinde meydana gelen yargılama konusu olay bakımından, teminatın
Kamyon Klozu dahilinde sağlandığı ve hırsızlık – çalınma hasarlarının teminat kapsamında olmadığı bu anlamda davalı Sigortacının meydana gelen zarar açısından tazminat ödeme borcu Olmadığı değerlendirilerek ona karşı açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı —– Şirketi aleyhine açılan davanın talep de dikkate alınarak KABULÜ ile—-İcra Müdürlüğünün ——esas sayılı yapmış olduğu itirazın KISMEN İPTALİ ile 82.725,71-TL asıl alacak üzerinden takibin DEVAMINA,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Davalı —–aleyhine açılan davanın REDDİNE,
4-Alınması gerekli 5.650,99-TL harcın peşin alınan 959,54-TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.691,45-TL harcın davalı —– tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30-TL başvurma harcı, 959,54-TL peşin harç toplamı olan 1.018,84-TL’nin davalı —— Şirketi’nden alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarfedilen toplam 3.393,25-TL yargılama giderlerinin davalı —– alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı —— Şirketi’nce masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalı—– alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı —–Şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı—–Şirketi vekili için takdir olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —— verilmesine,
10-6325 Sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan 1.360,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalı—— alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
11- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.