Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/688 E. 2022/312 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/688
KARAR NO : 2022/312
DAVA: Tazminat (Ayıplı mal sebebiyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi)
DAVA TARİHİ: 28/03/2017
KARAR TARİHİ: 30/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davalı şirketten ——–yevmiye numaralı — yoluyla satın aldığını, söz konusu——– tarafından sözleşmeye ilişkin borcun ödenmesi sonrasında adına tescil edildiğini, —- tarihinden itibaren müvekkil şirket tarafından kullanılmaya başlayan —–üretimden ve davalı üretici şirket hatasından kaynaklanan sebeplerle çeşitli arıza ve aksaklıklardan dolayı tam —-gördüğünü, araçta parça değişimi ve tamir işlemleri yaptırılmak zorunda kalındığını, davalı şirkete bu konudaki sorunlar defalarca aktarılmasına rağmen sorunun çözülmediğini, —-sayılı delil tespit dosyasından alınan bilirkişi raporuyla ihtilaf konusu ——gizli ayıplı ve üretim hatalı olduğunun belirlendiğini, dava ve ihtilaf konusu iş makinesinin sözleşme gereğince akit inikat ve makine teslim tarihi olan — tarihinden itibaren geçerli olmak üzere—– olduğunu, belirtilen garanti süresinin dolmadığını belirterek davanın kabulüne sözleşmenin feshine, taraflar arasında akdedilen alım satım bedelinin iadesine, aksi takdirde misli ile değiştirilmesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını bu nedenle hukuki yarar yokluğundan usulden reddi gerektiğini, davacının makinenin arıza ve aksaklık sebebiyle —– servis gördüğüne ve bu sebeple ayıplı bulunduğuna ilişkin iddiasının gerçeği yansıtmadığını, maddi gerçeklerin çarpıtılarak sunulduğunu, davacı tarafın davaya konu —- gizli ayıp bulunduğuna ilişkin iddiasınının kabul edilemez olduğunu belirterek davanın öncelikle görev, hukuki yarar yokluğu yönünden reddine, aksi halde esastan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, satıcının ağır kusurlu olması nedeniyle satım akdinin feshi ile satım edelinin aynen iadesi talepli, olmadığı takdirde ayıpsız misli ile değiştirilmesi taleplidir. Davacının talebi açıklatılmış, —- iadesini isteği anlaşılmış, eksik harç tamamlatılmıştır.
Mahkememizce, bir önceki esas olan —– üzerinden yapılan yargılamada, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, ayıbın nitelikli olduğu, sürekli olduğu, üretim hatasından kaynaklandığı ve dönme koşullarının oluştuğu kabul edilmişse de; davacı ile davalı arasında satım akti kurulmamış olduğundan davacının satım aktinden dönme talebi yönünden husumet bulunmadığı kanatine varılarak davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Ancak mahkememizin bu kararı ——bahse konu makinayı davalı firmadan alan şirket, dava dışı finansal kiralama şirketi ise de, davacının finansal kiralama sözleşmesi sebebiyle taksitlerin ödenmesinden sonra makinanın mülkiyeti davacıya geçtiğinden davacının, davalı ile dava dışı finansal kiralama şirketi arasındaki sözleşmeye göre doğan haklardan yararlanabileceği” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu kaldırma kararı sonrasında dosya mahkememizin iş bu esasına kaydedilmiş; usulünce duruşma günü verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Araç satım bedeli belli olduğundan ayıp nedeniyle ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya sözleşmeden dönülerek bedel iadesine yönelik davalar belirsiz alacak davasına konu edilemez. Satım bedeli belli olup; davacıya talebini açıklaması ve ona göre eksik harcı yatırması için süre verilmiş; Davacı da — tarihinde talebini harçlandırarak —- satım bedelinin iadesini istemiştir.
Davacı davaya konu —- finansal kiralama yoluyla satın almış; tüm taksitleri ödeyince de —- tarihinde araç davacı adına tescil edilmiştir.
Davacının akdin feshi talebi sözleşmeden dönme mahiyetinde olup, Türk Borçlar Kanunu’nun 219. maddesinde, “Satıcı alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi nitelik ve niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.” hükmü bulunmaktadır.
Aynı Kanunun 227. maddesi gereğince alıcı ayıbı ihbar etmek suretiyle satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere, satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme haklarına sahiptir. Aynı madde gereğince, alıcının genel hükümlere göre, uğramış olduğu zararlar nedeniyle ayrıca tazminat talep etme hakkı da mevcuttur.
TTK’nın 23/1-c maddesi uyarınca; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcının iki gün içinde durumu ihbar etmesi, açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde inceletmesi ve aynı süre içerisinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerekir. Gizli ayıbın ortaya çıkması halinde ise durumun derhal satıcıya bildirilmesi gerekir.
Somut olayda, —- tarihinde iş makinası alıcıya teslim edilmiştir. —-tarihinden itibaren her arızalanma durumunda durumun davalıya ihbar edildiği, davalının da ihtirazi kayıt olmaksızın onarım yoluyla sorunları gidermeye çalıştığı sabittir.
Bilirkişi heyeti —- tarihli raporunda, araçta —- onarımın veya parça değişiminin olduğunu, pistonların yağ kaçırdığını, yürüyüş akımlarında arızalar meydana geldiğini, bu arızaların her seferinde davalı tarafından ihtirazi kayıt olmaksızın onarılmaya çalışıldığını ancak kalıcı bir çözümün alınamadığını, arızaların üretim hatasından kaynaklandığını, ayıpların normal bir muayene ile ortaya çıkmayan gizli ayıp niteliğinde olduğunu mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporuyla tespit edilen ayıp nedeniyle, davacının üründen faydalanmasının mümkün olmadığı, ayıbın elde edilecek faydayı büyük ölçüde ortadan kaldıracak nitelikte oluşu ve hakkaniyet kuralları da dikkate alındığında, somut olayda sözleşmeden dönme koşullarının da oluştuğu anlaşılmaktadır.
Davalının rapora itirazları yönünden tekrar önceleme yaptırılmak üzere ek rapor alınmış. Ancak teknik bilirkişiler ek raporda da kök rapor gibi tespitlerde bulunmuşlardır. Ayıbın varlığı, niteliği, ayıbın alıcının araçtan umduğu faydayı ortadan kaldıracak derecede olup olmadığı hususlarında gerekli teknik incelemeler yapıldığından, davalı itirazları da tartışıldığından, yargılama metodu yönünden esaslı tüm hususların tartışıldığı bilirkişi kök ve ek raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, olayın oluşuna uygun olduğu anlaşılarak itibar edilmiştir. Davalının sunduğu özel teknik rapor incelenmiş; ve özel hukuki mütalaa da okunmuş, incelenmiş, ancak esasa etkili görülmemiştir.
Sonuç olarak davacının sözleşmeden dönmesi için gerekli yasal koşulların mevcut olduğu anlaşılmıştır. Satım sözleşmesinden dönme beyanı, bozucu yenilik doğuran bir hak niteliğinde olup, bir irade açıklaması olarak, satıcıya vardığı anda hükümlerini doğurur ve sözleşmeyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırır. Dönme üzerine sözleşmenin geçmişe etkili olarak ortadan kalkmasının doğal bir sonucu olarak, tarafların edimlerinin karşılıklı olarak aynı anda ifası gerekir. Satım bedeli ve asli talep —- iadesidir. Birlikte ifa kuralı gereği iade tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir. —— Açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE;
1-Davaya konu —- tescil plakalı —- takdiyatlarından ari olarak; masraflar davalıya ait olmak üzere davacı tarafça davalı tarafa İADESİNE,
2— aracın iadesinden itibaren başlayacak 3095 sayılı yasanın 4/A maddesi uyarınca faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine;
3-HMK nun 111/2 maddesi uyarınca asli talep yönünden kabul hükmü kurulduğundan diğer(terditli) talepler yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına;
4- Alınması gerekli 66.632,78-TL harçtan davacı tarafından peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 16.744,39-TL harcın mahsubu ile bakiye 49.888,39-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 31,40-TL. başvurma harcı, 16.744,39-TL peşin harcın toplamı olan 16.775,79-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarfedilen toplam 4.697,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
9- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 65.822,35-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 30/03/2022