Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/684 Esas
KARAR NO : 2023/322
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2021
KARAR TARİHİ : 04/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan), davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —-Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne —- sicil numarasıyla kayıtlı müvekkil .—– 12.50 hisse adedinin (%12,5), —– 37,50 hisse adedinin (%37,5), şikayet olunanlar —- 25.00 hisse adedinin (%25) ve son olarak—–25.00 (%25) hisse adedinin bulunduğunu—şirketin yönetim kuruluna; 26.12.2019 tarihli—-anlaşılacağı üzere hissedarlardan —-ve dışarıdan —– 08.11.2022 tarihine kadar seçildiğini, 08.09.2021 tarihli genel kurul kararıyla şirketi temsil ve ilzama yetkili Yönetim Kurulu üyeleri olan—–yönetim kurulu görevini yürütürken usulsüzlükler yaptığını, akabinde ibra edilmemesi neticesinde yönetim kurulu üyeliği görevlerinden alınmış olduklarını, şirketin ticari faaliyetinin yürütülmesine ilişkin olarak ticari defter ve belgelerle, —-Şubesi tarafından şirkete tevdi ve teslim edilen çek koçanlarının teslim alınması ve yönetim kurulu üyeliği süresince—- tarafından yürütülen işlemlerin incelenmesi amacıyla 30.09.2021 tarihinde şirket merkezine gelindiğini, ancak bahsi geçen ticari defter kayıt , belgeler ve çek koçanlarının şirket merkezinde bulunmadığını, şirketin ticari faaliyetinin yürütülmesine ilişkin olarak ticari defter ve belgelerle, —–Şubesi tarafından şirkete tevdi ve teslim edilen çek koçanlarının teslim alınması ve yönetim kurulu üyeliği süresince—— tarafından yürütülen işlemlerin incelenmesi amacıyla 30.09.2021 tarihinde şirket merkezine gelinmiş davalı yan, şirketin usulsüzlükleri nedeniyle yönetim kurulu üyeliklerine son verilen ——olan yakın ilişkileri nedeniyle açıkçası dava dışı bu şahısların şirketin yönetimine ilişkin maksatlı olarak kaos yarattıklarını, alacaklı olduğu iddiasıyla gerçekte alacaklı olmadığı çeki 07.10.2021 tarihinde ödeme için bankaya ibraz ettiğini, çek keşidecisi olarak görünen —– bu tarih itibariyle şirkette temsil ve ilzam yetkisi olmaması nedeniyle gelinen noktada çek bedeli bankaca ödenmese ve davalının elindeki çekle müvekkil şirket hakkında ihtiyati haciz kararı alması ve/veya icra takibi başlatması ihtimalinin bulunmadığını belirterek davanın kabulüne, —– Şubesi 07.10.2021 tarih, —– no.lu 268.000,00-TL bedelli çeki nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Zorunlu arabuluculuk müessesesine başvurulmaksızın açılmış olduğundan davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkili şirket, davacı dava dışı —— yapımını gerçekleştirdiği otelin tüm yapım işlerini üstlendiğini, ve eksiksiz olarak ifa ettiğini, müvekkili ile davalı şirket arasında gerçekleştirilen bu mal ve hizmet alımı bedeli olarak taraflar arasında 1.020.000,00 TL + KDV hakediş bedeli belirlendiğini, bu hakediş bedeli için 350.000,00 TL ‘lik çekler düzenlenmiş ve ibraz edilerek tahsil edildiğini, ayrıca müvekkili şirket, alınan ödemelere ilişkin 01/04/2021 tarihinde dava dışı kurum —– vergiler dahil toplam 350.035,20 TL, davalı—– 01/04/2021 tarihinde vergiler dahil toplam 350.412,80 TL tutarında fatura düzenleyerek bu faturaları ticari defterlerine işlediklerini, davacı dava dilekçesinde çekin yetkisiz kişilerce imzalandığını iddia etmekle çekin hükümsüzlüğü konusunda herhangi bir beyanda bulunmayarak çekin bedelsiz olduğu yönünde iddiada bulunduğu, ancak davacı tarafça her ne kadar hükümsüzlüğe dair bir talepte bulunmamışsa da çekin yetkisiz kişiler tarafından imzalandığı iddia edildiği, çekin keşide edildiği tarihte—— temsil ve ilzam yetkileri sona erdirilmediği, davacı her ne kadar müvekkili şirketin kendi iç ilişkilerindeki kaostan faydalanarak davaya konu çeki aldığını ve bu çekin bedelsiz olduğunu iddia etmiş olsa da çek müvekkili şirketin davacı firma ile dava dışı—–yapmış olduğu işe ilişkin hakedişin bir kısmının karşılığı olduğunu, cevap dilekçesi ekinde sundukları mutabakatname ile davacı tarafından müvekkili şirkete verilen tüm çekler ve müvekkili şirket tarafından düzenlenen faturaların uyum içinde olduğu değerlendirildiğinde taraflar arasında bir ticari ilişki olduğu, davaya konu çekin de bu ticari ilişkiden kaynaklandığının açıkça görüldüğünü, müvekkili firma ile davacı arasındaki iş ilişkisinin, tahsil edilen çeklerin ve faturaların birlikte değerlendirildiğinde çekin bedelsiz olmadığının açıkça anlaşılacağı, ayrıca bu konuda dava dışı —–müvekkillere yazılarak taraflar arasındaki işi belirlenen hakedişi miktarını, bu miktarın ne kadarından davacının sorumlu olduğunu, ödeme planının ve ödeme şeklinin ve yapılan işe ilişkin tüm evrakların istenilmesini talep ettikleri, açıklanan nedenlerden dolayı davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
BİRLEŞEN —– ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN —– SAYILI DOSYASINDA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne—– sicil numarasıyla kayıtlı müvekkil —– 12.50 hisse adedinin (%12,5), —– 37,50 hisse adedinin (%37,5), şikayet olunanlar —– 25.00 hisse adedinin (%25) ve son olarak —– 25.00 (%25) hisse adedinin bulunduğunu, şirketin yönetim kuruluna; 26.12.2019 tarihli ——– anlaşılacağı üzere hissedarlardan—– ve dışarıdan ——08.11.2022 tarihine kadar seçildiğini, 08.09.2021 tarihli genel kurul kararıyla şirketi temsil ve ilzama yetkili Yönetim Kurulu üyeleri olan —– yönetim kurulu görevini yürütürken usulsüzlükler yaptığını, akabinde ibra edilmemesi neticesinde yönetim kurulu üyeliği görevlerinden alınmış olduklarını, şirketin ticari faaliyetinin yürütülmesine ilişkin olarak ticari defter ve belgelerle— Şubesi tarafından şirkete tevdi ve teslim edilen çek koçanlarının teslim alınması ve yönetim kurulu üyeliği süresince —— tarafından yürütülen işlemlerin incelenmesi amacıyla 30.09.2021 tarihinde şirket merkezine gelindiğini, ancak bahsi geçen ticari defter kayıt , belgeler ve çek koçanlarının şirket merkezinde bulunmadığını, şirketin ticari faaliyetinin yürütülmesine ilişkin olarak ticari defter ve belgelerle, —– Şubesi tarafından şirkete tevdi ve teslim edilen çek koçanlarının teslim alınması ve yönetim kurulu üyeliği süresince—— tarafından yürütülen işlemlerin incelenmesi amacıyla 30.09.2021 tarihinde şirket merkezine gelinmiş davalı yan, şirketin usulsüzlükleri nedeniyle yönetim kurulu üyeliklerine son verilen——olan yakın ilişkileri nedeniyle açıkçası dava dışı bu şahısların şirketin yönetimine ilişkin maksatlı olarak kaos yarattıklarını, alacaklı olduğu iddiasıyla gerçekte alacaklı olmadığı çeki 07.10.2021 tarihinde ödeme için bankaya ibraz ettiğini, çek keşidecisi olarak görünen —— bu tarih itibariyle şirkette temsil ve ilzam yetkisi olmaması nedeniyle gelinen noktada çek bedeli bankaca ödenmese ve davalının elindeki çekle müvekkil şirket hakkında ihtiyati haciz kararı alması ve/veya icra takibi başlatması ihtimalinin bulunmadığını belirterek davanın kabulüne, —– Şubesi 07.10.2021 tarih,——no.lu 268.000,00-TL bedelli çeki nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi ile duruşma davetiyesinin usulüne uygun olarak gönderilmesine rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; asıl dava olan Mahkeme’mizin—— Esas sayılı dosyası yönünden; —- numaralı çek ve birleşen —–. ATM ‘nin —- Esas sayılı dosyasında ——numaralı çeklerin davacı şirket yetkilisi tarafından keşide edilip edilmediği, bu çeklerin ileri tarihli keşide edilip edilmediği, ileri tarihli keşide edilmiş ise bu çeklerden davacının sorumlu olup olmayacağı, davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin mevcut olup olmadığı, dava konusu çeklerin ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya verilip verilmediği, bu çekler nedeniyle davacının borcunun olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Asıl dava yönünden; taraflarca deliller toplanmış, davacı taraf tanıklarını bildirmiş, 09/06/2022 tarihli—– nolu celsede huzurda hazır bulunan davalı tanığı … beyanında; “Ben davacı … şirketinde muhasebe görevlisi olarak çalışmaktayım, ilk olarak 26/03/2021 tarihinde işe başladım, 18/06/2021 tarihinde işten ayrıldım, daha önce bu şirkette çalışmakta iken işten ayrılmıştım, şirketin yönetimi daha önceleri —— tarafından yönetilmiştir, 03/10/2021 tarihinde ben yeniden bu şirkette muhasebe görevlisi olarak çalışmaya başladım, ben çalışmaya başladığımda —-yönetim yetkileri sonlanmıştı, şirketi—- yönetmekteydi, —–sahipleri ile arkadaşlığının olduğunu biliyorum, ancak akrabalık ilişkisi olup olmadığını bilmiyorum, davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki mevcuttur, —-20 odalı bir tesis yapılmıştır, bu tesisin bir kısım işlerini davalı——- yaptığını biliyorum, bu işten dolayı ilk çalıştığım dönemde her hangi bir alacağının olmadığını biliyorum, zira ben muhasebede görevliyim muhasebe kayıtlarında alacağının olmadığı görülmektedir, sadece çok cüzi bir miktar alacakları görülmekteydi, bunu talep ettiklerinde tatil olduğu için 500,00 TL elden ödeme yaparak alacak bakiyeleri sıfırlandı, yani benim davacı şirkette çalıştığım ilk dönemde alacak bakiyesi sıfırlanmıştı, daha sonra da başka bir ticari ilişki olmadı, ben çeklerin ileri tarihli keşide edildiğini bilmiyorum, şirkette ikinci kez çalışmaya başladığım tarih olan 03/10/2021 de çek koçanları şirkette mevcut değildi, davalı şirket yetkilisini tanırım ismi —- davalı şirket yetkilisi ile —— samimiyetinin olduğunu biliyorum, çünkü tesiste birlikte oturur, doğum günü kutlamaları yaparlardı, ancak bilgim bununla sınırlıdır” şeklinde ifadede bulunduğu, huzurda hazır bulunan davalı tanığı … beyanında; “Ben davalı —– imalat montaj işinde çalışırım, 2021 yılında davacı … nın tesislerinde pvc, silikon cephe, cam, sineklik vs. Hususlarında imalatlar yaptık, davacı tarafından ödeme yapılıp yapılmadığını bilmiyorum, dava konusu çekler hususunda da bilgim yoktur, davacının şirket yetkilisi kimlerdir bilmem, ben sadece belirttiğim işlerin yapıldığını bilirim başkaca bilgim yoktur” şeklinde ifadede bulunduğu, huzurda hazır bulunan davalı tanığı … beyanında “Ben —– şirket merkezinin bulunduğu binada farklı bir şirkette çalışmaktayım, 2021 yılında davalı —– tarafından davacıya ait —- tarafında bir tesisin cam, pvc doğrama, silikon cephe vs hususlarda imalat yaptığıını biliyorum, davacı şirketin yetkilisi olarak ilk zamanlar —— hanımlar olduğunu biliyorum daha sonra ——- diye birisi yetkili oldu bildiğim kadarıyla, ben davacı şirketin düzenlemiş olduğu çekler ile ilgili bir bilgim yoktur, taraflar arasında ne kadar alacak olduğu hususunda bir bilgiye sahip değilim” şeklinde,
Tanık … beyanında; “Ben davalı —— imalat montaj işinde çalışırım, 2021 yılında davacı … nın tesislerinde pvc, silikon cephe, cam, sineklik vs. Hususlarında imalatlar yaptık, davacı tarafından ödeme yapılıp yapılmadığını bilmiyorum, dava konusu çekler hususunda da bilgim yoktur, davacının şirket yetkilisi kimlerdir bilmem, ben sadece belirttiğim işlerin yapıldığını bilirim başkaca bilgim yoktur,” şeklinde,
Tanık … beyanında “Ben —- şirket merkezinin bulunduğu binada farklı bir şirkette çalışmaktayım, 2021 yılında davalı —-tarafından davacıya ait ——-tarafında bir tesisin cam, pvc doğrama, silikon cephe vs hususlarda imalat yaptığıını biliyorum, davacı şirketin yetkilisi olarak ilk zamanlar —–hanımlar olduğunu biliyorum daha sonra —– diye birisi yetkili oldu bildiğim kadarıyla, ben davacı şirketin düzenlemiş olduğu çekler ile ilgili bir bilgim yoktur, taraflar arasında ne kadar alacak olduğu hususunda bir bilgiye sahip değilim” şeklinde ifadede bulunmuşlardır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; çek kural olarak bir ödeme vasıtasıdır. Çekin görüldüğünde ödeneceğine ilişkin TTK 795. madde hükmüne karşılık çekin üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce ibraz edilip ödenmesini engelleyen düzenlemeler ile ticari hayatta hukuken ileri tarihli çek keşidesine yasal olanak tanınmaktadır. Dolayısıyla çekin TTK’daki hukuki niteliği gereği ödeme aracı olmasına ilişkin kural, Çek Kanunlarında yapılan değişikliklerle çekin ticari hayatta bir kredi ve borçlanma amacına hizmet etmesine olanak tanınmaktadır.
Çekin ileri tarihli düzenlendiğini iddia eden taraf bu iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Aksi takdirde çek üzerindeki keşide tarihinde keşide edildiği kabul edilmelidir. Davacı taraf asıl ve birleşen davada, çeklerin keşide tarihi olan 05.10.2021 ve 07.10.2021 tarihlerinde şirket yetkilisi olmayan– tarafından çeklerin keşide edildiğini, düzenlenen bu çeklerden dolayı davacı şirketin sorumluluğunun olmadığını iddia ederek eldeki menfi tespit davalarını açmıştır. Davalı taraf ise savunmasında, dava konusu çeklerin davacıya ait —– bulunan otel inşaatında cam pvc ve siniklik işi yapımından dolayı hakkedişi kapsamında davacı şirket tarafından verildiğini, dava konusu işlerin yapılmasından dolayı davacının çeklerden dolayı sorumluluğunun devam ettiğini belirtmiştir. Taraflar arasında davacıya ait —– bulunan otel inşaatında cam, pvc ve siniklik yapımına ilişkin sözleşme ilişkisinin mevcut olduğu, davalı tarafından sözleşme kapsamında yapılan işlerin yapıldığına dair 13.08.2021 tarihli mutabakat metninin dosyaya sunulduğu, dinlenilen tanıklarında işlerin yapıldığı hususunda beyanda bulundukları, dosyaya sunulan mutabakat metninde davalıya yapılacak ödemlerin ne şekilde yapılacağının belirlendiği, bu belirlemeye göre ödemelerin bir kısmının yapıldığı, dava konusu çeklerin de bu ödeme mutabakatı kapsamında davalıya verildiği anlaşılmaktadır. Davacı taraf her ne kadar çeklerin keşide tarihinde keşide edenlerin şirket yetkilisi olmadıklarını ileri sürmüş ise de, dava konusu çeklerinde belirtildiği mutabakat tarihi olan 13.08.2021 tarihinde davacı şirketin yetkililerinin —– olduğu, ileri tarihli çek keşide edilmiş olduğu, davalının bu çeklerden dolayı alacaklı olduğu anlaşıldığından asıl ve birleşen dosya yönünden davanın reddine karar verilmiş, birleşen dosyada davalı tarafa usulüne uygun şekilde dava dilekçesinin tebliğ edilmesine rağmen davalı vekil tarafından birleşen dosyaya vekalet ve cevap dilekçesi sunulmamış, birleştirme kararı sonrasında asıl davada birleşen dosya yönünden de davanın takip edildiğine ilişkin davalı vekili tarafından herhangi bir beyan sunulmamış olduğundan, birleşen dava yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmeyerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Birleşen—- Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —–Esas sayılı dosyasında davanın REDDİNE,
Asıl Dava Yönünden;
3-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 4.576,77 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.396,87 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7-Davalı kendini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT gereğince 40.520,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Birleşen Dava Yönünden;
8-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 4.576,77 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.396,87 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
9-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.