Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/676 E. 2022/250 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/676 Esas
KARAR NO: 2022/250
DAVA: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2021
KARAR TARİHİ: 16/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile —- eser sözleşmesi imzalayarak —- inşaatını tamamladığını ve geçici kabulünü de, aralarında davalı tarafın yetkililerinin de bulunduğu heyetçe, —- hizmete aldığını, müvekkilimin kati teminatı da iade olduğunu, santralin çalıştırıldığını ve elektrik üreterek idareye sattığını, davalı firma, kendisine gönderilen —— rağmen, bakiye borcunu — ayı aşkın süredir ödemediğini, davalıya kesilen faturalardan, nakit teminat hesabından, davalı adına yapılan fatura ödemeleri hesabından bakiye kalan toplam —– takip dosyası ile takip başlatıldığını, başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında akdedilen sözleşmede tahkim şartı bulunmakta olduğunu, tahkime başvurulmaksızın huzurdaki dava açıldığını, tahkim şartının yerine getirilmemesi nedeniyle HMK m.413/1 ve HMK m. 116/1-b gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, itirazın iptali davasının mahiyeti gereği kısmi olarak açılamayacağını, davacının ödeme talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı taraf icra takibinde haksız ve kötüniyetli olduğundan, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere müvekkil lehine icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Davalı taraf her iki davada HMK 116/1-b maddesi gereğince tahkim anlaşmasını ilk itiraz olarak ileri sürmüştür.
Tarafların sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamının veya bir kısmının çözümünü——- bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmalar tahkim sözleşmesi olarak adlandırılmakta olup yalnızca iki tarafın iradeleriyle tasarrufta bulunabilecekleri konularda tahkim sözleşmesi yapılabilir. İster bağımsız bir tahkim sözleşmesi şeklinde isterse bir tahkim şartı şeklinde yapılsın tahkim sözleşmesinin geçerliliği için aranan temel unsurlar geçerli bir tahkim iradesinin varlığı ve yazılı şekil şartıdır.
Eldeki davada, taraflar arasında düzenlenen —- tarihli —– maddesinde de sözleşmeden kaynaklı her türlü uyuşmazlıkta —yoluna başvurulacağı ve tahkim kararının taraflar yönünden bağlayıcı olacağı düzenlenmiştir.—– iş bu sözleşmelerin şirket yetkililerince imzalandığı, ifa edildiği, sözleşmenin hükümlerinin taraflar için bağlayıcı olduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacı, davalının bizzat kendisinin icra hukuk mahkemesine başvuruda bulunmuş olması sebebiyle tahkim şartını ileri süremeyeceğini beyanla itirazda bulunmuşsa da; celp edilerek incelenen——- dosyasında, borçlu/davalı şirketin “takibin, tahkim şartı sebebiyle usulsüz olduğundan bahisle takibin iptalini” talep ettiği; mahkemece, arada tahkim şartı olsa da bunun alacaklının icra takibin yapmasına engel olmayacağı gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği görülmüştür.
Davalı, dürüstlük kuralının bir görünümü olan “çelişkili davranış yasağı”na uygun şekilde, gerek icra takibine gerekse eldeki davaya tahkim şartının varlığını ileri sürerek itiraz etmiştir. Bir diğer ifadeyle davalı bir mahkemede tahkim şartına rağmen dava açıp, bir başka mahkemede bunu ileri sürüyor değildir. Davalının yazılı itirazları dürüstlük kuralı ile çelişmemektedir. Bu sebeple davacının itirazları isabetli olmayıp, davalının süresinde yapılmış tahkim itirazı sözleşmeye, usul ve yasaya uygun görülmüştür.
Açıklanan sebeplerle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK. nun 116/1-b.maddesi gereğince davalının ilk itirazının kabulü ile uyuşmazlığın ——çözümlenmesi gerektiği anlaşıldığından davanın HMK nun 413/1 maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
2- Alınması gerekli 80,70-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 sayılı Kanunun’un 18-A/13. bendi uyarınca ——- karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazine adına irad kayına,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/03/2022