Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/66 E. 2023/319 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/66 Esas
KARAR NO:2023/319
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/01/2021
KARAR TARİHİ:04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında davalı yanın ürettiği ürünleri yine davalı yanın anlaştığı anlaşmalı noktalara dağıtımı ve satışı için satış dağıtım sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşmeden doğan borçlarını dikkat ve özen yükümlülüğü çerçevesinde yerine getirdiği, ancak müvekkilinin davalı yana herhangi bir borcu olmamasına rağmen davalının müvekkiline haksız bir şekilde icra takibi başlattığını, açıklanan nedenlerden dolayı davanın kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığı halde icra takibi neticesinde ödemek zorunda kaldığı 29.843,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte istirdatına, davalıya %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin iki farklı sözleşme ilişkisine dayandığını, bunlardan birincisinin davacı tarafın da dava dilekçesinde belirttiği satış dağıtım sözleşmesi olduğu, diğerinin ise davacı ile müvekkili şirket arasındaki satış ilişkisinin oluşturduğunu, davacı tarafından ileri sürülen satış dağıtım sözleşmesi huzurdaki davanın konusunu oluşturmadığını, müvekkili şirketin satış dağıtım sözleşmesinden kaynaklı davacıya borcu bulunmadığı gibi 5.373,50 TL alacağı bulunduğunu, takibe konu borcun sebebinin ——— faturanın alacağı olduğunu, bu fatura alacağının ise taraflar arasındaki satış ilişkisine dayandığını, müvekkili şirket tarafından söz konusu fatura alacağının tahsili amacıyla ——- dosyası ile davacı aleyhine 13/12/2019 tarihinde genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra takibinin davacının ödeme emrine itiraz etmemesi üzerine süresinde kesinleştiğini, sonuç olarak icra takibine dayanak faturanın davacıya satışı yapılan mal/ürün bedellerine ilişkin olduğunu, davacının kendi ad ve hesabına aldığı mal/ürün bedellerinin teminatını teşkil etmek üzere de müvekkili şirkete 20.000,00 TL bedelli senet verdiğini, ayrıca müvekkili şirketin gerek satış ilişkisinden doğan fatura edilmemiş bakiye alacağı, gerekse atış dağıtım sözleşmesinden kaynaklı alacağının bulunduğunu, dolayısıyla hukuki dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, istirdat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; davalı tarafından davacı aleyhine —- sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibi sonucu davacının borcu olmamasına rağmen ödemek zorunda kaldığını iddia ettiği 29.843,00-TL’nin istirdadı şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında olduğu tespit edilmiştir.
Taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış,———-sayılı dosyası celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Davacı tarafın bildirmiş olduğu tanıkların dinlenilmesi için — talimat yazılmış, ——– sayılı dosyasında Tanık—– beyanında; “Ben ——– ayından itibaren belirli aralıklarla yaklaşık 7 ay süre ile davacı şirkette pilasiyer olarak çalışıyordum, davacı—- davalı—- tarafından temin edilen gıda ürünlerinin ———- şubelerine dağıtım ve teslimini gerçekleştiriyordu, aralarındaki sözleşme uyarınca da parça başı yüzde olarak alıyordu. Yüzdesini bilmiyorum ama ürün başına 0,50-TL alıyordu. Davacı şirket davalı şirketin irsaliyesini kullanarak teslimat yapıyordu. İl ay 3.000-TL ödeme alındı. Ondan sonra——ayına kadar ödeme alınmadığı için davacı dağıtım işini bıraktı. Davalı şirketin davacıya teslim ettiği yada uhdesinde kalan herhangi bir ürün yoktu. Çünkü davacı, davalıya ait ürünleri davalı adına dağıtım ve teslimatını yapıyordu. Davalıya ait irsaliye belgeleri kullanılıyordu. Ancak davalı şirket hem parça başı dağıtım bedelini ödememiş hemde davacıya dağıtım yapılan ürünler için fatura düzenlemiştir, davalı şirket bu ürünlerin bedelini zaten şube marketlerden tahsil etmiş olmalıdır. Çünkü bu ürünler için davalı şirket fatura düzenliyordu, biz sadece teslimat işini yapıyorduk, davacı şirketin şirket merkezini taşıdığı dönemde fatura ve ödeme emri şirketin eski adresine tebliğ edilmiş bu nedenle davacı şirket alacaklı olduğu halde davalı şirkete icra tehdidi altında ödeme yapmıştır, ben şuan davacı şirkette çalışmıyorum, benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir” şeklinde ifadede bulunmuştur.Mahkememiz 22/02/2022 tarihli, —— nolu ara kararı gereği, tarafların ticari defterlerini incelemesi için mahkememizce resen seçilen mali müşavir bilirkişiye dosya tevdine karar verilmiş, 21/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ——davacının —– mallara ilişkin, davalı tarafından düzenlenen ——– fatura ve ekindeki sipariş fişleri dikkate alındığında, söz konusu faturanın 40.820,93 TL düzenlenmesi gerekirken, 16.754,93 TL eksik düzenlendiği tespit edildiği, neticede, davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının bulunmadığının anlaşıldığı, davacı ile davalı arasındaki satış dağıtım sözleşmesi kaynaklı ticri faaliyet nedeniyle davacının, davalıya 5.374,00 TL borçlu olduğu..” şeklinde rapor sunulmuştur.
Mahkememiz ———– nolu ara kararı gereği, dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilerek, Taraflar arasında “Satış dağıtım sözleşmesi” haricinde satış sözleşmesi ilişkisinin var olup olmadığı, 13 adet sipariş fişinin “Satış dağıtım sözleşmesi” kapsamında mı yoksa satış sözleşmesi ilişkisi kapsamında mı olduğu hususlarında gerekçeli ayrıntılı ek rapor düzenlenmesinin istenilmiş, 17/02/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “..davacının, davalıdan satış sözleşmesinin haricinde kendi nam ve hesabına ürün satmak amacıyla mal aldığı kanaatine ulaştığı, davacı kendi ticari faaliyeti ile alakalı olarak alış olduğu mallardan dolayı davalı yana 40.820,93 TL borçlu olduğu, davalının ise bu alacağının 24.066,00 TL si için fatura düzenlendiği..” şeklinde rapor sunulmuştur.Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında satış dağıtım sözleşmesi haricinde mal satışına ilişkin ticari ilişkinin mevcut olduğu, bu ticari ilişki kapsamında davalının davacıya ürünler sattığı, sattığı ürünleri teslim ettiğini irsaliyeler ile ispat ettiği, dosyaya sunulan irsaliyelerin satış dağıtım sözleşmesi kapsamında olmadığının bilirkişi tarafından ayrıntılı olarak belirlendiği, davalının satış yaptığı ürünler nedeniyle takibe konu fatura miktarından daha fazla alacağının olduğu, takip başlatmakta haklı olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin alınan 509,65 TL harçtan mahsubu ile artan 329,75 TL harcın davacının talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesindeki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde yatıran tarafa iadesine,
7-6325 sayılı Kanunun’un 18-A/13. bendi uyarınca ——-tarafından karşılanan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazine adına irad kayına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.04/05/2023