Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/641 E. 2021/1412 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/641 Esas
KARAR NO: 2021/1412
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/09/2021
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;— müvekkil avukat—- arasında vekâlet ücreti alacağı davası görülmekte iken anılan şirket —-ettirmiş ve bunu takiben tasfiye işlemlerini tamamlayarak, —tarihi tasfiye sonu kararını — tarihinde ilan ettirildiğini, dava dışı şirket ile müvekkil arasında halen devam etmekte olan —— sayılı alacak davası davalılar tarafından bilinmekte olduğunu, müvekkilin alacaklı olduğu tespit edilmesine karşın bu alacağın ödenmeden ve teminat ayrılmadan tasfiyenin sonlandırılıp, ortaklığın —— terkin edilmesi müvekkili zarara uğrattığını belirterek, davalılar tarafından bilinen işbu alacağın ödenmeden ve teminat ayrılmadan dava dışı şirketin tasfiyesinin sonlandırılıp, ortaklığın sicilden terkin edilmesi ve bununla birlikte davalı tasfiye memuru ve diğer davalı şirket ortaklarının kusurlu ve yanıltıcı eylemleri sonucu müvekkilin ortaklıktan alacağını tahsil edememesi neticesi uğranılan şimdilik—- davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap, beyan veya delil sunmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, alacaklı tarafından tasfiye sonucu terkin edilmiş şirketin usulsüz ve eksik tasfiye işlemleri sonucu zarara uğradığını ileri sürerek 6102 sayılı TTK’nın 553-555 maddelerine dayanan sorumluluk davasıdır.
Davacıya tensiple talebi açıklattırılmış, şimdilik—– kendisine ödenmesini talep ettiğini, davanın ticari dava olmaması sebebiyle asliye hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davacı, dava dışı şirketten alacaklı olduğunu, davalıların şirket yetkilisi ve şirket ortağı olarak gereken özeni göstermediği, teminat ayırmaksızın tasfiye sürecine girdiklerini ve tasfiyeyi sona erdirdiklerini ileri sürmüş, uğradığı doğrudan zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile kendisine verilmesini talep etmiştir.
İddianın ileri sürülüş biçimi itibariyle dava konusu edilen zararın davacı yönünden dolaylı zarar niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde açıkça TTK.nun 553. Maddesine , sorumluluk hükümlerine dayanıldığı için eldeki davanın mutlak ticari dava olduğu açıktır. Bu bakımdan davacının görevsizlik kararı verilmesi istemi haklı görülmemiştir.
Öncelikle davalılardan—– tasfiye memuru olup, TTK.nun 553. Maddesine göre pasif husumeti bulunmaktaysa da, davalılardan——– olup, bu davada pasif husumetleri bulunmamaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 644/1-a maddesi yollaması ile 553 ve 556. Maddeleri uyarınca yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen limited şirket müdürleri, bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumludur.
Müdür aleyhine açılacak sorumluluk davasında asıl dava hakkı, ortaklığa aittir. Ancak, yukarıda açıklandığı üzere, zarar gören alacaklıların da müdür aleyhine dava açma hakkı bulunmaktadır. Müdürün ortaklığın mal varlığının azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, alacaklıların dolaylı zarar görmesine yol açar. Başka bir anlatımla, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, alacaklıların dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Ancak, alacaklı dolaylı zarar nedeniyle açtığı davada hükmedilecek tazminatı kendisi adına değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabilir. Zarar gören alacaklıların da müdür aleyhine dava açma hakkı bulunmaktadır. Zira, müdürün ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, alacaklıların dolaylı zarar görmesine yol açar. Başka bir anlatımla, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, alacaklıların dolaylı zararı olarak sonuç doğuracağından alacaklı dolaylı zarar nedeniyle açtığı davada hükmedilecek tazminatın kendisi adına değil, ortaklığa verilmesi yönünde talepte bulunabilir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı —— kusurlu davranışları nedeniyle alacağın dava dışı şirketten tahsil edilememesi sureti ile zarara uğradığı ileri sürüldüğüne göre, dava konusu edilen zararın davacı yönünden dolaylı zarar niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.———
Alacaklı dolaylı zararın kendisine ödenmesini talep edemez, dava dışı ortaklığa ödenmesini talep edebilir. Bu bakımdan davacının zarara yönelik tazminatın kendisine ödenmesini talep ettiği görülmekle, bu talep bakımından davacının aktif husumeti bulunmamaktadır. —-Bu nedenle davalı —— yönünden de davacının aktif husumeti yoktur.
Açıklanan sebeplerle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2- Alınması gerekli 59,30-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 102,47-TL peşin harcın mahsubu ile kalan 43,17-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 22/12/2021