Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/633 E. 2021/997 K. 20.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/633 Esas
KARAR NO : 2021/997
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 16/09/2021
KARAR TARİHİ: 20/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket nezdinde —– dava dışı— plaka sayılı araç ile davalı — malik ve davalı— plakalı aracın —- İstikametinde karışmış olduğu kaza neticesinde sigortalı araçta hasar meydana geldiği, olay sonrası davacı şirket tarafından tanzim ettirilen ekspertiz raporundan ve olaya ilişkin kaza tespit tutanağından da görüldüğü üzere —— meydana gelen kazada %100 kusurlu olduğunu, meydana gelen kaza sonucu hasar bedeli olarak —- kısmı aracın onarımını yapan dava dışı—– kısmı aracın onarımını yapan dava dışı —–ödendiği, ödenen tutarın—– plaka sayılı aracın sigortacısından karşılandığını, kalan tutar olan——için davacı sigorta şirketi TTK m.1472 hükmü gereği sigortalısının haklarına halef olduğunu, işbu — tutarındaki hasar bedelinin ödeme tarihi olan ——- tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, açıklanan bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına arabuluculuk vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı şirketin sigortalısı —- plakalı araç ile davalıya ait — plakalı aracın karışmış olduğu kaza nedeniyle davacının sigortalısına ödediği hasar bedelinin kusuru oranında davalılardan rücuen tahsili amaçlı başlatılan——– yapılan itirazın İİK 67. Maddesi kapsamında iptali davasıdır.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; ———-Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle halefiyet davası ticari dava sayılamaz. Bu dava aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Davacı —- davalı arasındaki hukuki ilişki haksız fiilden doğmuştur.—- plakalı aracın kullanım şekli hususi olup, dava dışı sigortalı—— tacir değildir. Davalılardan araç maliki ise tacirdir. Dava mutlak ticari dava olmayıp haksız fiilden kaynaklanan tazminata ilişkin itirazın iptali davasıdır. Dava dışı sigortalıya ait aracın kullanım şekli hususi olup, dava dışı sigortalı tacir olmadığından TTK’nın 4/1 nisbi ticari dava koşulları oluşmamıştır. Bu durum karşısında, haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemeleri davaya bakmakla görevli olduğu anlaşılmıştır.———— benzer mahiyette olup: ” Somut olaya gelindiğinde; davacı sigortalısı ile davalı arasındaki hukuki ilişki de haksız fiilden doğmuştur. Sigortalı araç kullanım şekli hususi kamyonet olup sigortalı tacir değildir. Davalı tacir olmayıp aracı ticari nitelikte çekici ise de TTK’nun 4/1 maddesindeki nisbi ticari dava koşulları oluşmadığı gibi iş bu davanın aynı maddede düzenlenen mutlak ticari dava niteliği de bulunmamaktadır. Bu durum karşısında, haksız fiilden doğan davada genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemeleri davaya bakmakla görevlidir. TTK’nun 6335 sayılı kanun ile değişik 5/3 maddesi uyarınca —— tarihinden itibaren asliye ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline dönüştürülmüştür. Mahkemenin görevli olması ise, HMK’nun 114/1.c maddesi uyarınca dava şartlarından olup, anılan kanunun 115. maddesi uyarınca da davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır. Hal böyle olunca, davacının halefiyete dayalı olarak açtığı iş bu tazminat davasında asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. ” gerekçesine haizdir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, araç ruhsat kayıtları birlikte değerlendirildiğinde; davanın rücuen tazminat davası olduğu, ——— gereği, sigortacının rücuen tazminat davalarında sigortalısının yerine geçtiği, bu nedenle dava dışı sigortalı ile davalının arasındaki ilişki değerlendirildiğinde görevli mahkemenin belirlenebileceği anlaşılmış, neticeten dava mutlak ya da nispi ticari dava olmadığından asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu kanaatine varılmış, Mahkememizin HMK.nun 114/c ve HMK.nun 20. maddeleri uyarınca görevsizliğine, dosyanın talep halinde görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.’nın 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli ——- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.20.09.2021