Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/602 Esas
KARAR NO: 2023/450
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/09/2021
KARAR TARİHİ: 06/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —-tarafından 15.11.2018 tarihinde —— aracın, ——-yevmiye no.lu satış sözleşmesi ile davalı şirketten satın alındığını, Müvekkili adına satın alınan bu aracın—- getirilerek ———-adlı ikinci el araç alım satımı yapılan müvekkiline ait işletmenin vitrininde satış için hazır hale getirildiğini, başka bir kimse tarafından satın alınana kadar vitrinde satış için bulundurularak müşterilere sunulduğunu, davalı şirketten satın alınan bu aracın daha sonra müvekkili tarafından 25.12.2018 tarihinde ——-yevmiye no.lu satış sözleşmesi ile—-adlı üçüncü bir kişiye satıldığını, aracın dava dışı ——– satışının akabinde dava dışı üçüncü kişi tarafından, araçta arıza meydana geldiği ve aracın gizli ayıplı olduğundan bahisle müvekkili aleyhine ———- Sayılı dosyası ile dava açıldığını, ——–sayılı kararı ile gizli ayıbın bulunduğuna kanaat getirerek davanın kabulüne dair ilamına karşı müvekkil ——— herhangi bir sorumluluğunun olmadığından bahisle istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, istinaf başvurusunun kesin olarak reddedildiğini, müvekkili tarafından dava dışı —– icra yoluyla 12.951,79-TL ödeme yapıldığını, müvekkil tarafından davalı şirketten satın alınan ve ———– isimli işletmenin vitrininde sergilenen, satın alındıktan yaklaşık 40 gün sonra da dava dışı üçüncü kişiye satılan araç üzerinde müvekkil tarafından gizli ayıba neden olacak herhangi bir değişiklik yapılmadığından müvekkile de gizli ayıplı olarak satılan bu araçtan doğan sorumluluğun davalı şirkete ait olduğunu, Müvekkilinin gizli ayıp nedeniyle üçüncü kişiye ödemiş olduğu bedelin, müvekkilinin malvarlığında haksız eksilmeye yol açmış olduğundan gizli ayıplı araca ilişkin yapılan bu ödemenin davalı şirket tarafından tazmin edilmesi gerektiğini, davalıya noterden ihtarname gönderildiğini, müvekkili ——- tarafından üçüncü kişiye ödenen bedel (12.951,79.-TL) ile yapılan noter masraflarına (322,45.-TL) karşılık gelen toplam 13.274,24.-TL ve fer’ilerinin tazmini için davalı/borçlu aleyhine————- dosyası ile yapılan icra takibine karşı davalının haksız itirazı akabinde yapılan arabuluculuk görüşmelerinin de sonuçsuz kalması üzerine, itirazın iptali ile müvekkilinin alacağının davalıdan tahsiline, davalı/borçlu aleyhine % 20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu araçtaki arızanın nasıl ve ne zaman meydana geldiğine ilişkin bir açıklamanın bulunmadığını, araç satıldıktan sonra——- götürüldüğünü, davacının ve dava dışı 3. kişinin aracı nasıl ve ne şekilde kullandığının belli olmadığını, ayıp ihbarının bulunmadığını, davacının basiretli bir tacir olduğunu, müvekkiline kusur atfedilemeyeceğini, müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığını açıklanan nedenlerle davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava; davalı taraftan satın alınıp dava dışı 3.kişiye satılan aracın, ———- Karar sayılı kararı sonrası davalıdan satın alındığı sırada ayıplı olduğu iddiasıyla davacı tarafça başlatılan ——— Sayılı takip dosyasında davalı tarafça yapılmış olan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.——- sayılı dosyası, —- Esas sayılı dosyası, —- plakalı aracın sicil kayıtları,—– dava konusu aracın hasar kayıtları, davacının vergi kayıtları ve icra dosyası celbedilmiştir. Söz konusu aracın 15/11/2018 tarihinde davalıdan davacıya ve 25/12/2018 tarihinde davacıdan dava dışı——-satıldığı anlaşılmıştır.Mahkememizce; ————sayılı icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında 01/02/2021 tarihinde davacı tarafından 13.274,24-TL asıl alacak üzerinden tahsil tarihine kadar avans faizi uygulanması talepli icra takibi başlatıldığı, davalı yana ödeme emrinin 10/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalının süresi içerisinde aynı tarihte borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davasının ise, süresi içerisinde 05/09/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Davacı tanıklarının dinlenilmesi için ilgili mahkemelere talimat yazılmıştır. Davacı tanığı——– tarihli duruşmada; “Davacı —— benim patronum olur. Patronum galericilik işiyle uğraşır. 3 sene kadar önce ———— marka dava konusu aracı davalıdan satın almış, galeride satılık olarak beklettikten sonra 1 ay süre geçmeden davacı aracı satmıştır. Bu esnada araç kullanılmamış satılık olarak dükkanda teşhir edilmiştir. O süre içerisinde aracın kazaya karışması veya motor değişimi yapılması söz konusu olmamıştır. Aracın davacı tarafından satın alındığı esnada ben yoktum. Dolayısıyla gerekli kontrolleri yapılıp yapılmadığını motor değişimi veya hasar durumu ile ilgili ne şekilde bir araştırma yapıldığını bilmiyorum. Tanıklık ücreti talebim yoktur ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı ——– tarihli duruşmada; ” Davacıyı tanırım, arkadaşım olur, aracı davacıya ben getirdim, aldıktan sonra kazaya karışmadı, araçta motor değişimi olmadı, aldığım yer araçların bakımlarının yapıldığını söyledi, bende baktırdım, herhangi bir şey gözütmedi, bende aracı aldım, davacıya getirdim,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce; dosyanın makine mühendisi ve nitelikli hesap uzmanından oluşan bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiştir. Bilirkişi heyeti 01/10/2022 tarihli raporda özetle;
“1.Dava konusu araç motorundaki hasardan davalının sorumlu olduğu,
2.Ayıbın davacıya satılırken var olduğu,
3.Ayıbın basit bir inceleme ile anlaşılamayacak, ancak kullanım sonrası ortaya çıkan karakterde bir ayıp olması neticesi, ayıbın gizli ayıp olarak nitelendirilebileceği,
4.Gizli ayıplar bakımından alıcının derhal bildirim külfetinin bulunduğu, davacının söz konusu gizli ayıbı kendisine karşı ikame edilen davanın kesinleşmesinden sonra davalıya bildirmiş olduğu, bu durumda davacının ayıba bağlı haklarının kullanılmasının mümkün olup olmadığının Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu,
5.Yapılan ödemeler nazara alındığında, davalının dava tarihi itibarı ile davacının yapmış olduğu toplam 13.274,24 TL den sorumlu olduğu,
6.Davalının aracı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu olup olmadığı yönünden değerlendirmede, dava konusu satış meydana geldiğinde, davalının araç motorunda mevcut olan kusurları bilip bilmediği yönünde dosya kapsamında bir kanıta rastlanmadığından, heyetimizce bu konuda bir görüş ifade edilemeyeceği,
7.TBK m. 227 hükmünde TBK m. 112 hükmüne atıf yapılmış olduğu, dolayısıyla TBK m. 112 hükmünün somut olayda yarışmalı olarak uygulanmasının mümkün olduğu,” yönünde görüş bildirilmiştir.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir. Taraf vekilleri, rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunmuştur.Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporunun incelenmesinden; 15/11/2018 tarihinde davalının davacıya —–plakalı aracı sattığı, 25/12/2018 tarihinde davacının da söz konusu aracı dava dışı —– sattığı, ———— söz konusu aracın arızası nedeniyle davacıya karşı açtığı davada ———-Karar sayılı kararı ile gizli ayıbın bulunması nedeniyle davanın kabulüne karar verildiği, söz konusu kararın istinaf aşamasından geçerek kesinleştiği, davacının icra takibi yoluyla dava dışı ——– ödeme yaptığı, davacının söz konusu mahkeme kararı için davalıya ihtarname gönderdiği, daha sonrasında icra takibi yoluyla yaptığı ödeme ve noter masrafı için davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı nedeniyle icra takibinin durması üzerine işbu itirazın iptali davasını açıldığı anlaşılmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda; dava konusu araç motorundaki hasardan davalının sorumlu olduğı, söz konusu ayıbın davacıya satılırken var olduğu, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Davacı, kendisine karşı —— açılan davanın kesinleşmesi ve icra dosyasında dava dışı kişiye ödeme yapması üzerine davalıya 13/11/2020 tarihli ihtarnameyi göndermek istemiştir. Davacının, ——— dava yönünden dava konusu araçta gizli ayıp nedeniyle sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususları kararın kesinleşmesi ile sübuta ermiştir. Bu nedenle davacının, söz konusu davadan sonraki ihbarı ile ayıba bağlı haklarını kullandığı kabul edilmiştir. Zamanaşımı bakımından ise, davalı satıcının, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu olduğu hususu ispatlanmamış olduğundan burada TBK 231. Maddesi gereği 2 yıllık veya TBK 112. Maddesi nedeniyle TBK 146. Maddesi gereği 10 yıllık zamanaşımı uygulanacaktır. Her hâlükârda davacının, beyan dilekçesinde belirttiği üzere Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle 13 Mart-15 Haziran 2020 tarihleri arasında zamanaşımı süresinin de durduğu, bu nedenle zamanaşımı süresinin 2 yıl olduğu kabul edildiği takdirde bile zamanaşımının 15/02/2021 tarihinde dolduğu, icra takibinin ise 01/02/2021 tarihinde başlatıldığı görüldüğünden zamanaşımının dolmadığı anlaşılmıştır. Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporuna itibar edilmiş ve davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın haksız olduğu anlaşılmış; davanın kabulü ile takibin aynen devamına, alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle likit ve belirlenebilir olmadığı anlaşıldığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, ——sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 906,76-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 160,33-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 746,43-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30-TL başvurma harcı, 160,33-TL peşin harç toplamı olan 219,63-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 2.615,40-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca —tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
8- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Dair, KESİN olarak verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okundu, usulen anlatıldı. 06/06/2023