Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/586 E. 2021/933 K. 06.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/586 Esas
KARAR NO: 2021/933

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/08/2021
KARAR TARİHİ : 06/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Çek—— arasındaki sözleşme ilişkisi nedeniyle müvekkil şirketi teminat amacıyla——– tutarındaki çeki verdiğini, işbu sözleşme ilişkisinde müvekkilinin bedel ödemekle yükümlü olan taraf olmadığını, müvekkilinin edimi sözleşmeye konu —- edilmesi olduğunu ve müvekkilinin bu yükümlülüğünü yerine getirdiğini, sözleşmenin 4.2 maddesi ile müvekkilinin sözleşme kapsamında teminat çeki vermesinin kararlaştırıldığını, çekin teminat için verilmiş olduğunun yazılı olarak belirtildiğini, çekin ödeme amacı ile verilmemiş olduğunu, ancak sözleşme taraflarca ifa edilmiş olmasına rağmen çek lehtarı tarafından çekin iadesinin gerçekleştirilmediğini, çekin işbu davada davalı —— ciro edildiğini, bu itibarla bedelsiz bir çekin söz konusu olduğunu, davalı tarafından çekin tahsili için alınan ihtiyati haciz kararına istinaden—– dosyası ile icra dosyası açıldığını, müvekkili aleyhine haciz işlemleri yapıldığını, bu icra dosyasının takip talebinde ———– arasındaki sözleşme ilişkisi nedeniyle müvekki——- imzasını taşıyan ayıp iddiasına ilişkin bir ihtarname gönderildiğini,—– —- konusu çekin teminat amacıyla verilmiş olduğundan ve sözleşme ilişkisi kapsamında iade edilmesi gerektiğinden haberdar olduğu konusunda şüphe bulunmadığını, hal böyleyken çek lehtarının vekilinin aynı zamanda davalının da vekili olduğunu, davalının söz konusu çekin bedelsiz olduğundan haberdar olduğunu, avukatın vekalet yükümlülüğü kapsamında vekilinin, vekalet verenin— özenle yürütmesi gerektiğini, bu doğrultuda vekilin çekin bedelsiz olduğunu bilmesini, davalı müvekkilinin bundan habersiz olması kabulünde vekilin bedelsiz çeki, icra takibine konu etmesi bu yükümlülüğe de aykırılık olacağını, böyle bir durumun gerçekleşmesi hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davalının çekin bedelsiz olduğunu bilmesine rağmen müvekkil aleyhine hareket ederek çeki devralması ve ihtiyati hacze konu etmesi karşısında bedelsizlik iddiasının davalıya karşı da ileri sürülebileceğini, çek lehtarı tarafından müvekkil şirket ile kurulan sözleşme ilişkisi nedeniyle ayıp iddiasında bulunulmuş bunun—- keşide edilerek müvekkile tebliğ edildiğini, söz konusu ayıp iddiasının süresi içinde bildirilmediğini, davalı tarafından cebri icra takibi başlatılmasının önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ihtiyati hacze cebri icra olarak devam edildiyse dosya borcunun alacaklıya ödenmemesi için uygun görülen teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, dava konusu teminat çekinin sözleşmenin ifası ile bedelsiz kalmış olması ve davalının senedi müvekkili zararına hareket ederek devralması nedeniyle müvekkil Şirket’inin davalıya borçlu olmadığının tespitini ve dava konusu çekin müvekkiline iadesini, ——- binalarına müzekkere yazılarak çek lehtarı ——- tarafından teslim edilen —— bilgilerini içeren kayıtların mahkeme dosyasına gönderilmesinin istenmesini, çek lehtarına karşı açılan dava dosyasının celbine ve dava konusunun benzerliği nedeniyle işbu davanın çek lehtarına karşı açılan menfi tespit konulu —– birleştirilmesini, müvekkili zararına hareket ederek senedi devralan ve icra takibine konu eden davalı aleyhine %40’tan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle; davalı tarafından ihtiyati haciz kararı alınan ve ———– Esas sayılı icra dosyası üzerinden davacı aleyhine takip işlemlerinin yürütülmesi nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
6100 Sayılı HMK.’nın 166. maddesi uyarınca, aynı yargı çevresinde yer alan aynı—- mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir. Yine aynı maddenin 4. fıkrası uyarınca, davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da birini hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır.
Davacı vekili dava dilekçesi ile Mahkememiz dava dosyas—–dosyanın aynı alacak konusu ile ilgili ve derdest olması sebebiyle birleştirilmesini talep etmiş olup,——- sayılı dosyası celp edilip incelendiğinde, iş bu dava dosyası ile dosyamızın dava konusunun benzer sebeplerden olduğu ve taraflarının aynı olduğu, dosyanın halen derdest olduğu, davanın mahkememizdeki davadan daha önce 23/08/2021 tarihinde açılmış olduğu anlaşılmış olup, benzer sebeplerden doğan davaların bir arada görülmesinin usul ekonomisinin gereği olduğu düşüncesi ile birleştirilmesine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, Mahkememizin dosyası——- dosyasındaki davalar arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu, usul ekonomisi gereği birlikte görülerek karara varılabileceği anlaşıldığından, davaların birlikte yürütülmesinin uygun olacağı sonucuna varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalar arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunması nedeniyle mahkememizin iş bu dava dosyasının——– Esas Sayılı dava dosyası ile HMK. m. 166 gereğince BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Yargılamanın—— —–Sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine,
3-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
4-Kararın derhal ——- Mahkemesi’ne bildirilmesine,
Dair, dosya üzerinden esas hükümle birlikte İSTİNAF yolu açık olmak üzere bu aşamada KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.