Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/578 E. 2023/114 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/578 Esas
KARAR NO : 2023/114

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/08/2021
KARAR TARİHİ : 14/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 25.08.2021 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirketin,—-ilinden —-ilinin —– iline kadar nakliye hizmeti konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin bu anlaşmaya uyarak aya nakliye hizmet verdiğini, fakat nakliye hizmet bedelinin davalı tarafından, bu sebeple davalı şirket aleyhine —- İcra Müdürlüğü’nün ——-Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, ayrıca, davalı borçlu firma ile aralarında organik bağ bulunan —– adına düzenlenen e-İrsaliyeyi sunduklarını, —–firması ile davalı firmanın yetkililerinin arasında akrabalık olduğu gibi faaliyet adreslerinin de aynı yerde olduğunu belirtmiş olup, davanın kabulüne, davalının icra takibine itirazının iptali ile takibin devamıma, itirazında haksız olan davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen (01.09.2021 tarihinde —— cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, faturaya bağlanan hizmet bedelinin tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.Dosya konusunda uzman Mali Müşavir bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda; Davacı şirketin 2020 yılına ilişkin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davalı şirket tarafından inceleme günü ticari defterler ibraz edilmediğinden, davalı şirkete ait usul ve hesap incelemesinin yapılamadığı, davacı şirket tarafından davalı şirket adına 05.08.2016 tarih —– seri no.lu 1.674,00 TL tutarlı irsaliyeli faturanın düzenlenmiş olduğu, faturanın davacının kendi defterlerinde kayıtlı olsa da, davalı şirket defterlerinin ibraz edilmediğinden incelenemediği, davacı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı, fatura içeriği nakliye hizmetinin ifasına yönelik faturanın, ya da eşdeğer başka bir belgede “Teslim Alan” bölümlerinde isim ve imzanın bulunmadığı hususları topluca değerlendirildiğinde, öncelikle ticari ilişkiyi, sonrasında da teslim ve tesellümü ispat etmesi gerek taraf olarak davacının dosya kapsamındaki delil durumuna göre takip konusu fatura içeriği hizmeti ifa ettiğini ispat edemediği, davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş, kesin süre vermiş olmasına rağmen davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi sunmadığı, defter belge ibraz etmediği, davacının ise defterlerinin usulüne uygun tutulduğu gözetilerek HMK m.222/3 ile defterlerin karşı taraf lehine kesin delil olma şartlarını değiştiren “…veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi…” madde hükmü şartının davacı lehine değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin Sayın Mahkemenizin takdirinde olduğu, tacir olan taraflar arasında düzenlenmiş sözleşme ya da haricen başkaca somut belgede ödeme vadesi bulunmadığı ve davacının davalıyı temerrüde dü üne ilişkin tebliğ şerhine havi ihtarname ya da eş eğer belge bulunmadığından, takip öncesinde davacı alacağının muaccel olmadığından davacının takip öncesi faiz talebi yerinde değildir. Ancak, Sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde, tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında yasal faiz talebinin yerinde olduğu, şeklinde raporunu sunmuştur.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; Dava, ticari satış nedeniyle davacı alacağının tahsili için girişilen takibe itirazın iptali davasıdır. Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Fatura düzenlenmesi tek başına mal teslimini/hizmetin verildiğini kanıtlamaz. Ayrıca tek taraflı olarak düzenlenen faturanın faturayı düzenleyenin kendi defterlerine kayıt edilmiş olması da alacağının varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın faturaya itirazında, dayanağı temel ilişkinin ve fatura içeriği malın karşı tarafa tesliminin kanıtlanması gerekir.Somut olayda her iki tarafın tacir olması nedeniyle tutmakla yükümlü oldukları defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, düzenlenen raporda, davacının düzenlediği tüm faturaların davalı defterinde kayıtlı olduğu, taraf defterleri arasındaki uyumsuzluğun, davalının davacı tarafından düzenlediği mevcut olan 05.08.2016 tarih —– seri no.lu 1.674,00 TL tutarlı fatura yönünden olduğu belirlenmiştir.Yukarıda açıklanan hususlar göz önünde tutularak davacının düzenlediği fatura içeriği malı davalıya teslim ettiğini usulüne uygun delillerle kanıtlama yükümü olduğu dikkate alınarak ispatlanmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90-TL harcın 59,30- TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 120,6‬0- TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.038,27- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
7-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca —— tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine, Dair; karar davacı vekilinin yüzüne, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.