Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/574 E. 2022/573 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2021/574 Esas
KARAR NO: 2022/573

DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/08/2021
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının —– tarihinde düzenlenen —– nolu irsaliye ile davalıya mal teslim ederek —- tarih —–nolu—-dahil —– tutarında fatura düzenlediğini, davalının söz konusu satın aldığı malların bedelini ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine takip başlattıklarını davalının itirazı neticesinde takibin durduğunu, itirazın iptali ile davalının —– aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında akdi bir ilşkinin bulunmadığı, davacının tek taraflı düzenlediği fatura ile alacak iddiasında bulunduğu, davalının davacıdan —– standardında ürün almadığını, iddia edilen malın —–standardında olmadığı ve uygunluğuna ilişkin —– belgesi ve —- raporu sunulmadığından ürünlerin davalı şirket tarafından kabul edilmediği, ayıplı olan üründen dolayı davalı şirketten alacaklı olunduğunun kabul edilmesinin mümkün olmadığı, davaya konu faturadan icra takibinde haberdar olduklarını, faturanın davalı şirkete ibraz edilmediğini, tek taraflı düzenlenen faturayı kabul etmediklerini, mal satışı ile davacı ile düzenlenmiş bir sözleşmenin bulunmadığını beyanla davanın reddini, davacının —– az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine——sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yöneltilen itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, toplam ——- tutarlı ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; davacı tarafça davalı aleyhine faturaya dayalı alacağın ödenmediği iddiası ile başlatılan ilamsız takipte itirazın iptali ve icra inkar tazminat talebinin yerinde olup olmadığı, davacının mal/hizmet sunup sunmadığı ve bu kapsamda taraflar arasındaki hukuki ilişki iddiasının yerinde olup olmadığı noktalarında toplandığı belirlenmiştir.Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, davalının defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılması için —- Mahkemesine talimat yazılmış,—- tarihli —-raporunda özetle; “.—– ait herhangi bir faturaya veya —– tarihli ve —- nolu ——fatura kaydına rastlanılmadığı, davalı ve davacı firmalara ait——beyannamelerinde de adet ve tutarlar gözükmediği” şeklinde rapor edilmiştir.Davacı tarafın defterlerinin incelenmesi için mahkememizce resen seçilen—— dosya tevdi edilerek rapor aldırılmış, —- tarihli —— raporunda özetle; “Davacının incelenen —— yılları ticari defterlerinin kendi adına delil vasfına haiz olduğu, davacının——tarih —- nolu irsaliye ile davalıya gönderdiği ürünleri —– tarihinde davalı çalışanı —–tarafından teslim alındığı, davacının —–formunda dava konusu faturayı bildirim konusu yaptığını, davalının, davacı tarafından adına gönderilen ürünlerin ayıplı olduğuna dair düzenlemiş olduğu herhangi bir tutanak veya davacıya yapmış olduğu bir bildirimin bulunmadığı, davacının , davalıya ödeme emri göndererek temerrüde düşürmediği, bu nedenle icra takibinden sonra faiz talebinde bulanabileceği” şeklinde rapor edilmiştir.Bilindiği üzere Türk Ticaret Kanunu 23’üncü maddesinde; “Ticari satış ve mal değişimi” düzenlenmiş, tacirler arasında yapılan ticari satışlarda esas itibariyle Türk Borçlar Kanunun ilgili hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten sonra bu tür satışlar hakkında özel bazı hükümlere yer verilmiştir. Bu hükümlerin uygulanabilmesi için somut olayda ticari satışın mevcut olması gerekir. Ticari satış, sözleşmenin her iki tarafının da tacir olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olan satıştır. Tacirler arası ticari satımlarda satıcının ayıplı ifadan sorumluluğu esas itibariyle Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı madde hükümlerine tâbidir ancak tacirler arasındaki ticari satımlardan kaynaklanan ayıplı ifa hallerinde alıcının muayene ve ihbar külfetlerinin süresi hakkında Türk Ticaret Kanunu 23/1-c madde hükmünde düzenlenmiş olan özel hüküm uygulanacaktır. Satıcının ayıplı ifasına ilişkin diğer konularda ise Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı hükümlerinde düzenlenen genel hükümler uygulama alanı bulacaktır.
6098 sayılı TBK’nun ayıba karşı tekeffül hukuki kurumunu düzenleyen 219 ve devamı maddelerine bakmak gerekir. Buna göre “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.”TTK. m. 23/c hükmü, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı –gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra — gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223’üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” düzenlemesini, TBK. m. 223 hükmü ise; “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” düzenlemesini içermektedir.Dava, ticari satıştan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının itirazının iptaline ilişkindir. Taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu her iki tarafın kabulündedir. Uyuşmazlık noktası ise dava konusu ürünün ayıplı olup olmadığı ve bu ayıptan davalının sorumlu olup olmadığına ilişkindir. Yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere satıcı satılan maldaki ayıptan sorumludur. Ancak bu sorumluluğun doğması için TTK ve TBK’da ayıp ihbar süreleri düzenlenmiştir. Satışa konu malın açıkça ayıplı olması halinde teslimden itibaren — gün, açıkça ayıp olduğu belli değil ise —- gün, ayıp gizli ayıp niteliğinde ise ayıbın ortaya çıktığı andan itibaren makul sürede satıcıya ayıp ihbarında bulunulması gerekmektedir. Belirtilen bu sürelerde ve usulüne uygun şekilde ayıp ihbarında bulunulduğu davalı tarafından ispat edilememiştir. Bu nedenle davalının ayıplı ifa iddiasına itibar edilmemiştir.
Takibe konu edilen fatura davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalının ticari defterlerinde kayıtlı değildir. Davacının ticari defterlerinin delil olarak kabul edilebilmesi için davalının defterlerindeki kayıtlar ile çelişmemesi gerekmektedir. Davacının defterlerinde kayıtlı olan faturanın davalının defterlerinde kayıtlı olmaması halinde davacı mal veya hizmeti sunduğunu başka deliller ile ispat etmesi gerekir. Davacının dayandığı fatura irsaliyeli faturadır. İrsaliyeli faturada ürünün davalıya teslim edildiğine dair teslim alan kısmında —–ismi ve imzası bulunmaktadır. —- kayıtlarının incelenmesinde bu kişinin davalı tarafın çalışanı olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafta cevap dilekçesinde dava konusu ürünün kendisine teslim edildiğini ancak ayıplı olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır. Bu itibarla davacının faturaya konu ürünü teslim ettiği kabul edilmiş ve fatura bedeli yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı taraf her ne kadar takipten önce faiz talebinde bulunmuş ise de, takipten önce davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair herhangi bir bilgi ve belge olmadığından dolayı takipten önce işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir. Alacak faturaya dayalı belirlenebilir ve likit bir alacak olduğundan alacak miktarı üzerinden —- inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; —— sayılı icra dosyasında davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin——- asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen ——oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli —– harçtan davacı tarafından yatırılan toplam —– peşin harcın mahsubu ile bakiye —— harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan —– peşin harç, —- başvuru harcı olmak üzere toplam—— harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan —–yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan——- davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-6325 Sayılı Kanun m. 18/A-13 uyarınca —– tarafından karşılanan —- zorunlu arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranına göre hesaplanan—–davalıdan, —— davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
7-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan—— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan—— vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren —-hafta süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.