Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/511 E. 2023/36 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/511 Esas
KARAR NO: 2023/36
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ: 26/07/2021
KARAR TARİHİ: 17/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 26.02.2003 tarihi itibariyle —— kurucu ortağı olduğunu, davacının davalı şirketteki payının “1 pay karşılığı 1.000,00-TL” olarak belirlendiğini, müvekkil ile 9 Pay karşılığı ortak—— tarihinde evlendiklerini, müvekkilinin davalı şirketin kurucu ortağı olmasının eşi —– isteği ve yönlendirmesi ile olduğunu, uzun bir süreç boyunca davalı şirketin —– tarafından yönetildiğini, 24.05.2012 tarihine gelindiğinde ise 10 pay karşılığı olacak şekilde—–vergi numaralı —— yeni bir ortağın davalı şirkete katıldığını, aynı tarihte yine —– şirket müdürü olarak tayin edildiğini ve —— de şirket müdürlüğünün 20 yıl uzatıldığını, daha sonra ——- kararına göre şirket müdürlüğüne süresiz olarak şirket ortağı müvekkil — atanmasına karar verildiğini, müvekkili——– yönlendirmesi ile şirket müdürü olarak atandıktan sonra şirketin iş ve işleyişiyle ilgili ne eşinden ne de diğer ortaktan bilgi alamadığını, müvekkilinin ev hanımı olduğunu, şirketin faaliyet konusuyla ilgili herhangi bir bilgisinin bulunmadığını, şirket ortağı olmasının sadece eşinin isteği doğrultusunda gerçekleştirildiğini, bu süreçte müvekkilinin şirkete dahi gitmediğini, müvekkilinin eşi —–önce iş durumunu sebep göstererek evden sık sık ayrılmaya başladığını, akabinde de eve bir daha dönmediğini, müvekkilinin eşi —— yıldır haber alamadıklarını, ayrıca şirketin durumuyla ilgili kar durumu, bilanço durumu veya borç durumuyla ilgili herhangi bir bilgi de alamadığını, müvekkilin eşinin—— Esas sayılı dosyasında yargılandığını ve şirketin atıl durumda bırakıldığını öğrendiğini, bu durum üzerine müvekkilin şirketin diğer ortağı eşine karşı—— Esas sayılı dava dosyası boşanma davası açtığını, ortaklığın sürekli zarar etmesi, uzun yıllar boyunca kâr dağıtılmaması, şirketin atıl durumda olması, ortakların birbirlerine duydukları güven ortamının kaybolması, amacın gerçekleşmesinde hukuki veya ekonomik imkânsızlıkların doğmasına sebebiyet verdiğini belirterek açıklanan nedenlerle müvekkilinin şirket ortaklığından çıkarılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun çağrı kağıdı tebliğine rağmen davalı taraf davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacının davalı şirket ortaklığından haklı nedenle çıkarılma talebine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 638/2 maddesinde “(2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
—— davalı şirkete ilişkin —- dosyaya celp edilmiştir. —– cevabına göre; davalı şirket —– tarihinde kurulmuş olup, şirketin adresi ——- olmakla Mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmıştır. Davalı şirketin çalışma konusunun —— ithalatını ve ihracatını yapmak ve ana
sözleşmesinde yazılı olan diğer işler. ” olarak belirtildiği görülmüştür. Şirketin ortakları ise —- (9.000-TL sermaye), — (1.000-TL sermaye) ve —- (10.000-TL sermaye); yetkililer ise —- (münferiden), –(münferiden) ve —- (münferiden) olarak belirtilmiştir. Şirketin son tescilini ise 17/04/2017 tarihinde yaptırdığının anlaşıldığı hususuna yer verilmiştir. ——- incelenmesinden de davalı şirkette pay devri neticesinde şirket ortakları sermaye ve hisse durumları şu şekilde belirtilmiştir: “10 pay karşılığı 10.000,00 TL —-, 9 pay karşılığı 9.000,00 TL —-, 1 pay karşılığı 1.000,00 TL——Her bir şirket ortağının, davalı şirketin münferiden yetkilisi olduğunun anlaşılması nedeniyle davalı şirkete temsil kayyımı atanmasına gerek görülmemiştir.
—- müzekkere yazılarak —- sayılı ceza dosyası celp edilmiştir. Söz konusu ceza dosyasında davacının eşi ——-hakkında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma, Silahlı Terör Örgütlerine Silah Sağlama, Tehlikeli Maddeleri İzinsiz Olarak Bulundurma veya El Değiştirme” suçlarından dava açıldığı anlaşılmıştır. Ceza dosyasının halen derdest olduğu görülmüştür.
—— sayılı dosya celp edilmiştir. Söz konusu dosyanın incelenmesinden; davacının şirketin diğer ortaklarından eşi —— karşı açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma talepli dava olduğu anlaşılmıştır. Boşanma davasının halen derdest olduğu görülmüştür.
İlk celse dava dosyasının, mali müşavir ve nitelikli hesap uzmanından oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmesine ve davalı şirketin —— yıllarına ait tüm ticari defterlerinin incelenerek bilirkişi raporu sunulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından ——– talepli sunulan beyan dilekçesinde özetle; şirket ortaklarının birbirlerine duydukları güven ortamının kaybolduğunu, müvekkilinin davalı şirket ortağı eşinden boşanma aşamasında olup herhangi bir geliri bulunmadığını, müvekkilinin şirket işleyişi hususunda bilgisi ve deneyimi bulunmadığından şirket defterlerinin nerede olduğunu dahi bilmediğini, şirketin atıl halde olması nedeniyle defter sunma ihtimallerinin bulunmadığını, defterler üzerinde inceleme yapılacaksa bilirkişi incelemesi için gerekli masrafların adli yardımdan karşılanmasını talep ettiklerini, müvekkilinin sadece şirket ortaklığının bitirilmesini talep ettiğini belirtmiştir.
——- tarihli ara karar ile davacı vekilinin adli yardım talebinin; HMK 336 m. 2 uyarınca iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali duruma ilişkin belgeleri sunması gerektiği, davacı vekilinin talep dilekçesi ekinde herhangi bir belge sunmadığı anlaşıldığından bilirkişi ücretinin adli yardım bütçesinden karşılanması talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından, bilirkişi ücreti yatırılmadığından bilirkişi incelemesi yaptırılamamıştır. Davacı vekili, 20/09/2022 tarihli celsede müvekkilinin sadece davalı şirketin ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ettiğini ve çıkma payı ile kar payı talebinin bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür. Davacı vekili, 17/01/2023 tarihli son celsede ise, davalı şirketin ortaklarından olan müvekkilin eşinin kaçak olduğunu beyan etmiştir.
TTK’nın 638/2 maddesi uyarınca; her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir. Haklı sebep kavramının ne olduğu hususunda Kanunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Haklı sebep, ortaklık ilişkisini çekilmez hale getiren ve dürüstlük kurallarına göre ortak açısından bu ilişkinin sürdürülmesinin kendisinden istenemeyeceği nedenlerdir. Bu nedenler, örneğin yeni vergiler yüzünden şirketin yaşama şansının kalmaması gibi nesnel nedenler olabileceği gibi, ortaklar arasında şiddetli geçimsizlik, güven temelinin çökmesi gibi öznel nedenler de olabilir. ———-
Tüm dosya kapsamı, toplanan bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; şirket ortaklığından çıkma talepli dosyada, özellikle davacı ile davalı şirketin diğer ortaklarından eşi arasında olmak üzere ortaklar arasında güven ilişkisinin kalmadığı (söz konusu ortaklar arasında boşanma davasının devam ettiği),—— yılından beri davalı şirketin —– herhangi bir tescilinin bulunmadığı, belirli bir amacı gerçekleştirmek için bir araya gelen ortaklar arasındaki husumetin ortak amacın gerçekleştirilmesine artık imkan vermeyeceği, ortaklığın her iki taraf için de çekilmez hal aldığı anlaşılmıştır. Bu yönüyle şirket ortaklığından çıkmak için haklı sebeplerin oluştuğu kabul edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davacının ortaklıktan çıkma payı talebi bulunmadığından taleple bağlı kalınarak bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davacı ——ile kayıtlı davalı ——- ortaklığından çıkmasına izin verilmesine,
2-Davacı ——– ortaklıktan çıkma payı talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar kesinleştiğinde bir suretinin—— bildirilmesine,
4-Alınması gerekli 179,90-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 120,60-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30-TL. başvurma harcı, 59,30-TL peşin harcın toplamı olan 118,60-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarfedilen toplam 134,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı asil ve davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.17/01/2023