Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/51 E. 2021/705 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/51 Esas
KARAR NO : 2021/705
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/01/2021
KARAR TARİHİ: 01/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket yetkililerince —– adresinde yapılan kontrollerde kaçak elektrik kullanımının belirlendiğini —– numaralı kaçak usulsüz elektrik tüketim tespit tutanağı ile kayıt altına alındığını, dava dilekçesinin ekinde de sunulan tutanakta kaçak elektrik kullanımının sabit olduğunu, kaçak elektrik tespit tutanaklarının aksi ispatlanana kadar geçerli olan belge olduğunu,——– uyarınca davaya konu borcun tahakkuk ettirildiğini, davalı aleyhine kaçak elektrik kullanım bedelinin tahsili için——– ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun ise iş bu icra takibi açısından borca ve tüm ferilerine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı tarafça yapılan itirazın hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, bu nedenlerle durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği ancak cevap verilmediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle kaçak elektrik tutanağına istinaden davacı tarafça başlatılan———- icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Bilindiği gibi, bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır. Öte yandan 6335 sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK.’nın 5. maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür ve görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarınca dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Dava konusu kaçak elektrik alacağı haksız fiil niteliğinde olup mutlak ticari dava değildir. Bu durumda nispi ticari dava şartlarının oluşup oluşmadığını değerlendirmek gerekmiştir. Kaçak elektriğin iş yerinde kullanılması, davacının kaçak elektrik kullanımı yapılan yeri ticarethane olarak tanımlaması uyuşmazlığı tek başına mutlak veya nispi ticari dava haline dönüştürmez. Zira mutlak ticari davalar kanunda sınırlı sayıda sayılmış olup, nispi ticari davalar da her iki tarafın tacir olması ve ticari işletmelerine ilişkin olması şartına bağlı tutulmuştur. İşyeri olan her şahsın aynı zamanda tacir olduğu söylenemez. —— olup olmadığının araştırılarak görev hususununu değerlendirmek gereklidir. ———– Sayılı ilamında: “Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; kaçak elektrik tutanaklarında abone grubunun ticarethane olarak belirlendiği, davacı tarafından dava dilekçesinde davaya konu yerin iş yeri olduğunun belirtildiği, mahkemesince tacir-esnaf araştırması yapılmaksızın yargılamaya devam edilerek kara verlidiği görülmektedir. TTK 4/2 maddesinde mutlak ticari davalar sayılmış olup, dava sayılan mutlak ticari davalar kapsamında değildir. Ancak, TTK 4/1 maddesine göre ticari dava sayılması için de, davanın her iki tarafın da tacir olması ve uyuşmazlığın iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olması gereklidir. Eğer taraflardan biri, tacir değil, esnaf niteliğinde ise davayı ticari dava olarak kabul etmek mümkün değildir. Davada, davalının, tacir mi esnaf mı olduğu saptanmadan, buna dair araştırma yapılmadan, işletmesinin esnaf işletmesi kapsamında kalıp kalmadığı,——— getirtilmeden, hangi usule göre defter tuttuğu araştırılmadan,——-çıkartılan, esnaf-tacir arası ayırıma dair kararnamedeki gelir sınırı dosyaya alınmadan ve bu deliller toplanıp karar yerinde tartışılmadan, salt abonelikte yazılı “ticarethane” ibaresi ile verilen karar, usul ve hukuka uygun bulunmamış, bu nedenle bunlar toplanıp kararda tartışılarak, eğer tacir niteliğinde ise Ticaret Mahkemesi olarak devam edilmek, esnaf niteliğinde ise genel mahkemeler görevli olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmek üzere, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, kararın HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılması ile dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir..” gerekçesi ile bu hususa değinmiştir.
Mahkememizce ——- yazılan müzekkereden davalının esnaf kaydının bulunduğu fakat tacir kaydının olmadığı anlaşılmıştır. —— müzekkere yazılarak davalının vergi kaydının bulunup bulunmadığı, kaçıncı sınıf tacir olduğu, hangi esasa göre defter tuttuğu, yıllık vergiye esas gayri safi kazancının ne olduğu sorulmuş, gelen yazı cevabında davalının —.sınıf tüccar olduğu fakat —– tarihinde re’sen terk olduğu bildirilmiştir. İncelenen—– yılında gelirinin olmadığı, —- yılında ise çok düşük olduğu ve zarar ettiği anlaşılmıştır. Davalının—— tarihinde faaliyetlerini terk ettiği ve dava tarihi itibariyle de tacir olmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca eldeki davada nispi ticari dava şartlarının da sağlanmadığı, ancak uyuşmazlığın iş yerinden kaynaklanması sebebiyle asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu kanaatine varılmış, Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller , vergi kayıtları birlikte değerlendirildiğinde, davada mutlak ticari dava ve nispi ticari dava koşulları bulunmadığından Mahkememizin görevli olmadığı, genel nitelikte görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmış, görev kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında değerlendirilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.’nın 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli——- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.01/06/2021