Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/49 E. 2021/1103 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/49 Esas
KARAR NO : 2021/1103
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/01/2021
KARAR TARİHİ : 07/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ——-davalının ise —- müvekkilinin— davalıya ——davalı ile anlaştığını ve bu anlaşmaya uygun olarak tüm hisseleri kendisine ait olmak üzere —- davalıya ödemelerde bulunduğunu, yapılan ödemelere karşın davalının müvekkiline şirketin hisselerini—- bu şekilde satışın gerçekleşmediğini satışın gerçekleşmemesi üzerine müvekkilinin satış bedellerinin tahsili için icra takibinin başlatıldığını davalının itiraz ettiğini belirterek davanın kabulüne, davalının haksız itirazının iptaline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar —- olarak tespit edildiğini, davacının — kira ödediğini, kira bedelleri için icra takibini başlattığını, müvekkilinin kira bedelleri karşılığında toplamda — müvekkilinin ticari ilişki çerçevesinde davacıdan alacaklı olduğunu, davacının kira sözleşmesinin konusunu oluşturan — devam etmekte —- geçici bir süre kullanmamasını—– işlediğini, davacının süre kazanmak adına kötü niyetli olarak müvekkilinin alacaklı olduğu dosyalara itiraz ettiğini, davanın konusu gereği davaya bakmakla görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine— takibine davalı tarafından yöneltilen itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, toplam 96.539,18-TL tutarlı ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.
Eldeki davada değerlendirilmesi gereken —– varlığı medeni usul hukukumuzda “— tanımlanmaktadır ve bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin o dava ile—- olması zorunludur. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olmasına karşın, taraf sıfatı dava konusu ——- sahibine ait olduğundan, anılan hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da hakkın sahibine aittir ve buna aktif husumet denilmektedir.—- ise o hakka uymakla yükümlü olan kimsedir ve bu da —–adlandırılmaktadır. —- uymakla yükümlü bulunan kişinin kimler olduğunun saptanması, bir başka anlatımla davada, davacı ve davalı sıfatlarının kimlere ait olduğu hususu, dava konusu—- hakkın özüne ilişkin maddi hukuk sorunudur. Dava açan veya aleyhine dava açılan kişiler o davada davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip değillerse, mahkemece dava konusu hakkın esası (var olup olmadığı) hakkında inceleme yapılmadan dava sıfat yokluğundan reddedilir ve bu karar davanın dinlenemeyeceğine ilişkin değil, esasına yönelik bir karar niteliğindedir. Davacı veya davalıdan birinin taraf sıfatına sahip olmaması durumunda verilecek olan——— davadaki taraflar arasında maddi anlamda kesin hüküm oluştursa da, dava konusu hak ve taraf sıfatına sahip olan kişiler bakımından kesin hükümden söz edilemeyecektir. Dava konusu hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olan taraf sıfatı (husumet) ve sıfat yokluğu, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itiraz niteliğindedir ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 116. maddesinde yer alan ilk itirazlardan olmadığından davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.
Tüm bu açıklamalar dikkate alındığında, dava dilekçesindeki iddiaya göre; davacının hisse sahibi olduğu—— konusu ve müşteri ilişkilerini satın alınması hususunda anlaştıkları iddia edilmiş ve bu anlaşmaya uyulmamasından dolayı eldeki davanın açıldığı tespit edildiğine göre; iddia edilen bu sözleşmeye aykırılıktan dolayı dava açma hakkı davacının hisse sahibi olduğu—– Davacının bu davayı açmak için aktif husumeti bulunmadığından davanın aktif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın aktif husumet yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.054,28-TL harçtan alınması gerekli 59,30 TL harcın mahsubu ile kalan 994,98 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden ——— vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde yatıran tarafa iadesine,
6-6325 sayılı Kanunun’un 18-A/13. Bendi uyarınca —— davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
Dair,davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.