Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/483 E. 2023/444 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/483
KARAR NO : 2023/444

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2021
KARAR TARİHİ : 01/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine — İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyasından faturaya dayalı alacağa dayanarak takip başlatıldığını, borçlu şirketin hiçbir gerekçe göstermeksizin işbu icra dosyasına itiraz ettiğini, taraflar arasındaki elektrik Enerjisi Sözleşmesinin 9.1 maddesine göre davalıya elektrik satışının 01.06.2018 tarihi itibariyle başladığını, sözleşmenin de hitam tarihinin 01.06.2020 tarihi olduğunu, buna göre davalı sözleşmenin hitam tarihi olan 01.06.2020 tarihinden 60 gün evveline kadar yani en geç 01.04.2020 tarihinde, sözleşmenin hitam tarihinde feshedileceğine dair sözleşme kapsamına göre bildirimde bulunmadığından sözleşmenin aynı şartlarla | yıl uzadığını ve sözleşmenin hitam tarihinin 01.06.2021 tarihi olduğunu, ancak somut olayda davalının müvekkili şirkete usulüne uygun ve süresinde bir bildirim yapmaksızın 01.06.2020 tarihinde tedarikçi değişikliği yaptığını, davalı tarafça arabuluculuk sürecindeki görüşmelerde sözleşmenin feshedileceğine dair ihtarnamenin gönderildiği beyan edilmiş ise de, ihtarnamenin müvekkili şirkete tebliğ olmadığını, davalının söz ettiği —-. Noterliğinin 16.04.2020 tarih ve— yevmiye numaralı ihtarnamesinin müvekkili şirkete tebliğ edilmeksizin iade olduğunu, davalını ihtarnamenin iade dönmesine rağmen tekrar ihtarnameyi tebliğe çıkarmadığını, sözleşme şartları kapsamında alıcının sözleşmenin herhangi bir hükmünü ihlal etmesi halinde satıcıya son iki aylık fatura tutarında bedeli cezai şart olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalının usulüne uygun bildirim olmaksızın ve fesih bildirim sürelerine uymaksızın tedarikçi değişikliği yaparak sözleşmeyi sona erdirmesi nedeniyle sözleşmenin ilgili hükümleri uyarınca davalıya cezai şart faturası tanzim edilip gönderildiğini, faturaya —-Noterliğinin 02.07.2020 tarih ve —-yevmiye numaralı ihtamamesi ile itiraz edilerek müvekkili şirkete iade edildiğini, —-. Noterliğinin 07.07.2020 tarih ve——yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap verilerek, faturaların iadesinin hukuka aykırı olduğunun, müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarına alınacağının ve yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini beyanla, davalı şirketin yaptığı haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, sözleşmenin bitiş tarihinin 01.06.2020 değil 30.06.2020 tarihi olduğunu, davacı şirket tarafından düzenlenen bütün faturalarda sözleşmenin bitiş tarihinin 30.06.2020 olduğunun belirtildiğini, davacı tarafından dosyaya sunulan satış sözleşmesinde özellikle daha sonra kalemle doldurulan bölümlerde oynamalar yapıldığını, sözleşme düzenlendikten sonra sözleşme tarihinin davacı tarafından değiştirildiğini, ayrıca cezai şart kısmının da davacı tarafından sonradan düzenlendiğini, müvekkili şirket yetkilisine sadece sözleşmenin son sayfasında imzasının bulunduğunu, müvekkili şirketin imzasının bulunmadığı sayfada belirtilen cezai şart bedelinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin fesih tarihinin 30.04.2020 tarihi olduğunu, bu nedenle müvekkili şirket tarafından 16.04.2020 tarihli —–yevmiye numaralı fesih ihtarnamesinin davacı şirkete süresinde gönderildiğini, ayrıca ihtarnamenin elektronik posta yolu ile de davacıya bildirildiğini, müvekkili şirket tarafından süresinde gönderilen ihtarnamenin iade olmasında kusurun tamamen davacıya ait olduğunu, müvekkili şirketin usulüne uygun olarak noter kanalı ile davacı şirketin elektrik satış sözleşmesinde belirtilen “—- adresine fesih ihtarnamesinin gönderildiğini, davacı şirketin müvekkili mağdur etmek amacıyla tebligatı almadığını, ayrıca bugüne kadar müvekkiline bir adres değişikliği de bildirmediğini, bu nedenle ihtarnamenin iade olmasında müvekkiline herhangi bir kusur atfedilemeyeceğini, tebligat kanun’u uyarınca gönderilen ihtarnamenin usulüne uygun olduğunu, fesih nedeninin korona virüs gibi sebeplerle oluşan ekonomik kriz döneminde ticari faaliyette bulunan şirketlere sağlanan ekonomik iyileştirmelerin müvekkili şirkete sağlanmaması olduğunu, davaya konu aboneliklere ilişkin tüm faturalar incelendiğinde taahhüt edilen indirimlerde müvekkili şirkete tam olarak yansıtılmadığını, bu hususun da bilirkişiler tarafından incelenmesi gerektiğini, davacı tarafın sözleşmeden doğan yükümlülüklerini gerektiği gibi yerine getirmediğini, ek ödeme kalemleri ile müvekkilinin fazla fatura ödemesine sebebiyet verdiğini, ayrıca müvekkilinin tüm faturalarda belirtilen sözleşme bitiş tarihi olan 30.06.2020 tarihinden 60 gün öncesine kadar herhangi bir sebep göstermeden fesih hakkının bulunduğunu beyanla, haksız davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine —-İcra Müdürlüğü —-sayılı dosyası (Merkezi Takip Sistemi —-) ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yöneltilen itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, toplam 162.918,55 TL tutarlı ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; taraflar arasında imzalanan elektrik satış sözleşmesinin usulüne uygun feshedilip feshedilmediği, cezai şart talep edilip edilemeyeceği ve cezai şart alacağına dair başlatılan —. İcra Müdürlüğü’nün —–sayılı takibi davalı tarafından yapılan itirazın haklı olup olmadığı itirazın iptali gerekip gerekmediği buna ilişkin itirazın iptali davası olduğu tespit edilmiştir. Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, mahkememiz 11/11/2021 tarihli —- nolu ara kararı gereği, —– Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak davalı tarafın defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, —– Asliye Hukuk Mahkemesince alınan 29/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “..davalı taraf ticari defter kayıtlarına göre taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden yapılan mal hizmet teslimlerinden dolayı davalı tarafa borçlu olmadığı, davacı tarafından düzenlenen —– nolu cezai şart faturasının davalı defter kayıtlarına işlenmediği, dava konusu faturaya ilişkin davalı şirketin —-Noterliğinin—– yevmiye nolu ihtarnamesi ile faturaya itiraz ve fatura iadesine ilişkin ihtarname ile itiraz edildiği, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin başlama tarihinin —- yapılacak kayıt tarihi itibari ile yürürlüğe gireceği, —– kayıt tarihinin sözleşme ve dava dosyasından tespit edilemediği, sözleşmenin süresinin 24 ay olduğu, taraflardan herhangi birinin sözleşme hitam tarihinden 60 takvim günü öncesine kadar sözleşmenin fesih edileceğine dair yazılı bildirimde bulunmadığı sürece sözleşmenin aynı şartlarla birer yıl süre ile uzatılmış olacağı, davalı şirket tarafından 16/04/2020 tarihinde —-Noterliğinin —– nolu ihtarnamesi ile taraflar arasında akdedilen elektrik enerjisi satış sözleşmesinin süresinin bitiminde fesih edileceğini, sözleşmenin yenilenmeyeceğini ihtar edildiği, ihtarnamenin davacı şirkete tebliğ edilip edilmediği konusunda dava dosyasında herhangi bir tespit yapılamadığı, sözleşmenin feshinden önceki iki yalık dönemde davacı tarafından davalıya düzenlenmiş faturalar, 05/05/2020 tarihli —- fatura nolu, 80.466,43 TL, 05/06/2020 tarihli, ——- fatura nolu, 82.292,16 TL olduğu, davacının talebinin 162.758,02 TL olduğu, sözleşmenin hitam tarihinden önce sözleşme de belirtilen şartlar dışında bir sebep gösterilerek veya sebepsiz yere alıcı tarafından tek taraflı olarak fesih edilirse veya tedarikçi değişikliği yapılırsa alıcının satıcıya son iki aylık elektrik fatura toplamlarını ceza bedeli olarak kendisine yapılan yazılı bildirimin ulaşmasından itibaren 7 iş günü içerisinde nakden veya defaten ödeyeceğini kabul ettiği, dava dosyasının incelenmesinde davacı tarafından yapılan yazılı bir bildirimin bulunmadığı…” şeklinde rapor sunulmuştur.Mahkememiz 11/11/2021 tarihli celse, —-nolu ara kararı gereği, talimat mahkemesinden rapor geldikten sonra dosyanın mahkememizce bir mali müşavir, bir elektrik mühendisi ve bir borçlar hukuku alanında uzman bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, 12/01/2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; “..davacının incelenen 2019-2020 yılları ticari defterlerinin kendi adına delil niteliği haiz olduğu, davacının ticari defter kayıtlarında 10/07/2020 icra takip tarihli olarak davalıdan 162.758,73 TL tutarında alacaklı görüldüğü, davacı şirketin 162.758,02 TL asıl alacak talebinin, davalı adına düzenlenen sözleşme feshi öncesindeki son iki fatura tahakkuk toplamı olduğu, davalı şirket davalı adına düzenlenen sözleşme feshi öncesindeki son iki fatura tahakkuk toplamı olduğu, davalı şirket adına düzenlenen son iki fatura EPDK onaylı —- ulusal tarifesi gözetilmek suretiyle sözleşme hükümlerinde taahhüt edilen indirim oranı uygulanmak suretiyle, sözleşme hükümlerine uygun olarak düzenlinmiş olduğunun tespit edildiği..” şeklinde rapor sunulmuştur.—-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- Esas sayılı dosyasında, davacısı aynı, davalısı farklı, dava konusunun benzer nitelikte olan davada,— Esas —– Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, bu dosyada davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu — BAM— Hukuk Dairesi’nin —- Esas —- Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmış olup, gerekçeli karar ve istinaf kararınından bir suret dosya içerisine alınmıştır. Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 01.06.2018 tarihli “Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi” imzalandığı, davalı —-. tarafından —-Noterliğinin 16.04.2020 tarih ve —– yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiğinin davacı şirkete bildirildiği, ihtarnamenin davacı şirkete tebliğ edilemediği, davalı tarafından 06.05.2020 tarihli e-mail ile sözleşmenin feshedildiğinin e-mail olarak bildirildiği ve Noter ihtarının mail eki olarak e-posta ile gönderildiği, davalı tarafından 01.06.2020 tarihinden itibaren tedarikçi değişikliği yapıldığı, tedarikçi değişikliği yapılarak davacı ile olan elektrik satış sözlemesinden çıkış yapıldığı,—– sistemine davacı şirket ile olan elektrik enerjisi satış sözleşmesinin bitiş tarihini 01.06.2020 tarihi olarak bildirdiği, bu tarihten itibaren yeni tedarikçiden elektrik enerjisi alımı gerçekleştirdiği anlaşılmıştır.Davalı vekili tarafından 01.06.2018 tarihli sözleşmesinin her sayfasının imzalanmadığı, davalı şirket yetkilisinin imzasının sadece son sayfada bulunduğundan imzasının bulunmadığı sayfada belirtilen cezai şart bedelinden sorumlu tutulmayacağı iddiasında bulunmuş ise de; Yargıtay — HD’nin 15.02.2007 tarih ve —- Esas, —–Karar sayılı emsal kararına göre; “…Yargıtay uygulaması ve öğretide, tacirler arasında düzenlenmiş olsa bile birden çok sayfadan oluşan yazılı sözleşmelerin devam eden sayfalarının taraflarca imzalanması veya paraf edilmesi zorunluluğu kabul edilmemektedir. Borçlar Kanunu’nda da bu yolda bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak, sözleşme metninin birden çok sayfadan oluşması halinde her sayfanın imzalanması zorunlu değil ise de, metin içerik, anlam ve devam eden maddeler ile başlıkları bakımından mantıksal sıralama ( silsile ) ve bütünlük taşımalıdır. Davacının dayandığı 24.05.2002 tarihli sözleşme ( 3 ) sayfadan oluşmakta olup, maddelerin başlığı, sırası, içeriği ve imzalı olan son sayfa ile bağlantısı bakımından bir bütünlük taşımaktadır … Tarafların karşılıklı ve birbirlerine uygun irade açıklamalarına kesinlik ve bağlayıcılık kazandıran imzaya itiraz edilmediğine, sözleşmede içerik ve anlam birliği bulunduğuna ve imzasız ilk sayfaların farklı içerik taşıdığı ispatlanamadığına göre…” denildiğinden davalı vekilinin taraflar arasında imzalanan sözleşmenin her sayfasında davalı şirket yetkilisinin imzası bulunmadığı iddiasının mahkememizce dikkate alınmamıştır. Yine davalı vekili tarafından faturalardaki sözleşmenin hitam tarihinin 30.06.2020 tarihi yazdığından davalı tarafın yanlış bilgilendirildiği iddia edilmiş ise de; taraflarca imzalanan 01.06.2018 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesine göre davacı şirket tarafından elektrik enerjisinin davalı şirkete 01.06.2018 tarihinde verildiği, imzalanan sözleşmeye göre sözleşme süresinin elektrik enerjisinin verildiği tarihten itibaren itibaren 24 ay olduğu, sözleşmenin 9. maddesine göre taraflardan birisinin sözleşmenin bitiş tarihinden itibaren 60 gün öncesine kadar sözleşmeyi feshedebilceğinin kararlaştırıldığı, sözleşme kapsamında elektrik enerjisinin davalıya verildiği 01.06.2018 tarihi esas alındığında sözleşmenin bitiş tarihinin 01.06.2020 tarihi olduğu ve 60 gün öncesi olan 01.04.2020 tarihine kadar sözleşmenin feshi talebinin davalı tarafından davacı şirkte yazılı olarak bildirilmediği, davalı —– şirketinin iddia ettiği gibi sözleşmenin faturalarda yazılı olduğu üzere bitiş tarihinin 30.06.2020 tarihi olsa dahi davalı tarafından sözleşmenin feshine dair —- Noterliğinin 16.04.2020 tarih ve —– yevmiye nolu ihtarnamesi tebliğ edilmiş sayılsa bile 60 günlük süreden sonra yapıldığı, davalının faturalarda sözleşmenin bitiş tarihinin 30.06.2020 tarihi yazdığından davacı şirketin kötü niyetli olduğu iddia edilmiş ise de; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin kapsamının ticari iş mahiyetinde olduğu ve tarafların tacir olduğu dikkate alındığında davalının TTK 18. maddesine göre basiretli tacir gibi davranması gerektiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre elektrik enerjisinin verildiği tarihten itibaren sözleşme süresinin 24 ay olarak belirlendiği, davalı tarafından elektrik enerjisinin 01.06.2018 tarihinde verildiği bilinmesi gerektiği ve sözleşmenin bitiş tarihinin 24 ay üzerinden hesaplanabileceği, davalı tarafından sözleşmenin bitiş tarihinin ve bitiş tarihinden 60 gün öncesi sözleşmenin feshinin yazılı olarak ihbarının davacı şirkete yapılmadığı anlaşıldığından davalının bu yöndeki iddiaları mahkememizce dikkate alınmamıştır. Taraflar arasında 01.06.2018 tarihli “Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi” imzalandığı hususunda ihtilaf bulunmadığı, davacı şirket tarafından davalı şirkete sözleşme kapsamında elektrik enerjisinin 01.06.2018 tarihinde verilmeye başlandığı, sözleşmeye göre taraflarca sözleşmenin bitiş tarihinden 60 gün öncesi yazılı bildirimde bulunmak suretiyle feshedilebileceği, aksi halde sözleşmenin 1 yıl uzayacağının kararlaştırıldığı, davalı şirket tarafından —-. Noterliğinin 16.04.2020 tarih ve —– yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşme feshedildiğinin ihtar edildiği, ihtarnamenin davacı şirkete tebliğ edilemediği, davalı şirket tarafından 06.05.2020 tarihli e-mail ile sözleşmenin feshedildiğinin davacı şirkete bildirildiği ve Noter ihtarının e-posta ekinde gönderildiği, yeni tedarikçi ile anlaşma yapıldığı, davalı şirket tarafından—–sistemine sözleşmenin bitiş tarihi olarak 01.06.2020 tarihinin bildirildiği, sözleşmenin feshinin sözleşme hükümlerine uygun olmadığı, bu nedenle taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre sözleşmenin 1 yıl uzadığı, davacı şirket tarafından sözleşmenin 9. maddesine göre cezai şart talebinin yerinde olduğu, tarafların tacir, yapılan işin ticari iş mahiyetinde olduğundan 6183 sayılı AATUHK’nın 51. maddesine göre talep edilen faizin yerinde olduğu, fatura tarihinin 26.06.2020 olduğu, sözleşme gereğince fatura tarihinden itibaren 7 iş günü içerisinde ödeme yapılacağı kararlaştırıldığı, 08.07.2020 tarihinde davalının temerrüde düştüğü, 10.07.2020 tarihinde icra takibi başlatıldığı, bu iki tarih arası için davacı faiz talep edebileceği anlaşılmış, mahkememizce resen faiz miktarı hesaplanmıştır. Alacağın sözleşmeye dayalı olduğu, sözleşmeye dayalı talep edilen cezai şart bedelinin davalı tarafından belirli ve bilinebilir olduğu, itirazın haksız olduğu, icra ve inkar tazminatı koşullarının oluştuğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; Merkezi Takip Sistemi —–sayılı icra dosyasında davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 162.758,02 TL asıl alacak ve 89,18 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 162.847,20 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen 162.847,20 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 11.124,09 TL harcın davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 11.064,79 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30 TL peşin harç ve 59,30 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 118,60 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 4.623,00 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%99,96 Kabul %0,04 Ret) 4.620,98 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-6325 Sayılı Kanun m. 18/A-13 uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%99,96 Kabul %0,04 Ret) 1.319,42 TL davalıdan, 0,58 TL davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
8-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 25.427,08 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 71,35 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.