Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/476 E. 2021/898 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/476 Esas
KARAR NO : 2021/898

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2013
KARAR TARİHİ : 08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davac—-Kanunun 3/b maddesi uyarınca– kanunun 7. Maddesinde belirlenen —- sürdürdüğünü, davacı şirket ile ——- sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, davacı tarafından bayiye düzenlenen faturalar üzerinde fatura bedelinin ödenmesi gereken tarihin yazılı olduğunu %5 oranında vade farkının davalılardan tahsil edilmesi gerektiğini, müvekkili ——- sözleşmesine istinaden doğmuş ve doğacak borçlarına müteselsil kefil olarak, davalı ….—- maliki olduğu ve tapuda “—- — Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ayrıca—— ticari defterlerinin tek taraflı ve münhasır delil olacağının kararlaştırılmış olduğunu, bayinin satın —bedellerini ödememiş olduğunu borçlarını ödememesi ve taahhütlerini yerine geirmemesi sebebiyle sözleşmenin fesh edildiğini, alacağın tahsili için “ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla Kadıköy — icra takibi başlatıldığını, davalının 2.250.616,73 TL lik borcuna ve takipten itibaren aylık %5 faiz talebine itirazının, davalının taşınmazında tesis edilen ipoteğin üst sınır ipoteği niteliğinde olması ve tutarının 1.000.000,00 TL olması nedeniyle ipotek bedeli olan 1.000.000,00 TL bakımından iptaline, takibin devamına, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —– Hukuk Mahkemesindeki davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, müvekkilinin olayda hulus ve saffetinden yararlanılarak suistimal edilmiş olduğundan açtığı davalarda haklılığını ispat etmekte olduğunu, müvekkilinin dava konusu taşınmaz üzerindeki lehine ” intifa hakkı” verdiği gibi aynı gün aynı taşınmaz üzerinde aynı şekilde “kefalet ve ipotek senedi” de imzalamış olduğunu, müvekkilinin bu şekilde borç altına girmesi borçlar kanunu genel prensiplerine aykırı olduğunu, müvekkkilinin bütün bu sorumlulukların altına taşınmazında kiracısı olan …– girmiş olduğunu, müvekkiline 1.000.000,00 TL nin kendisine ödeneceği söylenildiğini ve bu bedelin ödemediğini, müvekkiline hiçbir ödeme yapılmadığını, resmi senetle — Eski Borçlar Kanunu ve sözleşmenin devamı sırasında yürürlüğe giren yeni —bakımından geçerli olmadığını, davacının öncelikle talebi yargılamayı gerektirdiğinden alacak likit olmadığından inkar tazminatı isteminin reddini, davacı İİK’nun 67/2 md. uyarınca takibinde haksız ve kötüniyetli olduğundan reddolunan miktar üzerinden tazminata karar verilmesini, davanın …’a ihbar edilmesini, icra inkar tazminatı isteminin reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibariyle, davacı … şirketi ile dava dışı — arasında yapılmış bayilik sözleşmesinden doğan ve doğacak borçlara kefil olarak davalının taşınmazın 1. derecede 1.000.000,00 TL bedelli olarak üst sınır ipoteği ile ipotek edilmesi ve bayinin davacıya olan — ödememesinden dolayı davacının—- davalı hakkında başlattığı takibe ipotek borçlusunun itirazının iptali ve inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Davacı vekili 03/04/2021 tarihli beyan dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, karşı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin bulunmadığının beyan etmiştir.
Davalı vekili de 04/04/2021 tarihli beyan dilekçesinde davacı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığı beyan edilmiştir.
6100 Sayılı HMK.’nın 309. maddesinde “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu itibarla, açılan davadan feragat edilmiş olduğundan, yukarıda açıklanan hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Feragat Nedeniyle REDDİNE
2- Alınması gerekli 59,30TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 5.824,50TL harcın mahsubu ile kalan 5.765,20TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Taraflar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Taraf vekillerinin beyanları dikkate alınarak yargılama gideri ve avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
5-Artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde gider avansının ait olduğu tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yokluğunda dosya üzerinden verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.