Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/452 E. 2022/456 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/452 Esas
KARAR NO : 2022/456

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2021
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu ile müvekkili arasındaki ticari ilişkiden dolayı, taraflar arasında bir cari hesap ilişkisinin bulunduğunu, müvekkili ile borçlu arasındaki ticari ilişki sonucunda —- yaptırıldığını, —–borçlu ….—- yakınına — olup, hizmet bedeli altında davacı müvekkiline ——- fatura düzenlediğini, söz konusu bu fatura bedelinin müvekkili tarafından ödendiğini ve davalı borçlu adına —- —–yansıtma faturası düzenlenerek — eklendiğini, söz konusu faturanın — taahhütlü olarak davalıya tebliğ edildiğini, ancak davalı tarafından ödenmesi gereken borç tutarının ödenmediğini, müvekkili şirketin alacağının tahsili amacıyla— dosyası ile borçlu aleyhinde icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, davalının icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına, davalının haksız itirazı sebebiyle asıl alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, takip konusu alacağın tamamı üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile taraflarına verilmesini, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun çağrı kağıdı tebliğine rağmen davalı, davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle davacı tarafça fatura alacağına istinaden başlatılan –icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında davalı yana ödeme emrinin — tarihinde tebliğ edildiği davalının süresi içerisinde —- tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Tarafların — formları celp edilmiş, her iki tarafın — incelenmesi amacıyla dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdine karar verilmiştir. Bilirkişice tanzim edilen— tarihli raporda özetle: “Davacı —defterlerinin — beratlarının süresinde alındığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davalı tarafından defter ve belge ibrazında bulunulmadığından, davalı defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı, davacı şirketin kayıtlarında davalıya ait hesap hareketlerinin incelenmesinde kendi defterinde — alacaklı olduğunun görüldüğü,— dökümlerinin incelendiğinde takip konusu alacağın davalı tarafından bildirilmediğinin görüldüğü, davacı şirketin takip konusu alacağı oluşturan ——yansıtma faturasını ve fatura içeriği hizmetin dava dışı——– şirketi tarafından davalıya verildiğini, davalıya düzenlenen faturanın da davalı tarafından ödeneceğinin davacı tarafından ispatlanması gerektiği, dosya kapsamında bu somut bir yazılı delil sunulmadığı gibi davalının kabulünde olabilecek bir hususun da bulunmadığı, böylelikle fatura konusu hizmet ifasının dosyadaki delil durumuna göre ispata muhtaç kaldığı, kendi defterlerini usulüne uygun tutan davacı yanında verilen kesin süreye rağmen katılmayan, defter belge ibraz etmeyen davalıya karşı ticari defterlerinin hangi şartlarda sahibi lehine delil olacağını düzenleyen HMK 222.maddesi üçüncü bendirinin değerlendirilmesinin Mahkemeye ait olduğu” yönünde görüş bildirmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflarca rapora karşı beyanda bulunulduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafça rapora karşı itiraz dilekçesinde inceleme günün taraflarına tebliğ edilmediği, telefonla bildirimde bulunulmadığı yönünde itiraz edilmiş ise de; Mahkememizce inceleme günü taraflara tebliğ edilmiş, davalı tarafça süresinde yerinde inceleme talebinde bulunulmadığı anlaşılmış, kanunda arama gibi bir usul hükmü de olmadığı nazara alınarak itirazları ve yeniden inceleme talebi yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin 14/04/2022 tarihinde sunmuş olduğu —— kayıtlarında takip konusu faturanın bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı vekiline yansıtma faturasının dayanağını, taraflar arasındaki ilişkiyi açıklaması için kesin süre verilmiş, davacı vekili 12/04/2022 tarihinde sunduğu dilekçesinde özetle; davacının —- yapılan anlaşma dolayısıyla davacıya ait ürünlerin sergilenmesi için —— yaptırdığını, standı yaptıran ve bedeli ödeyen davacının bunun karşılığında —- karşılıklı iş birliği şartlarını yerine getirmesini beklediği, bu işbirliği kapsamında — sözleşme ile anlaşılan ciroyu yakalamaması ve ödemesini zamanında yapmaması halinde —- — kendisine fatura edildiğini, davalının kendisine satılan ürünlerin ödemesini yapmadığı ve böylece işbirlik şartlarını yerine getirmediği, dolayısıyla davalı eşinin şirketi tarafından davalı adına yapılan ve davacı tarafça ödemesi gerçekleştirilen —– dayanaksız kaldığı ve faturanın yansıma olarak fatura edildiği beyan edilmiş, davalı tarafça ise hem icra takibine itiraz dilekçesinde hem mahkememize sunulan beyan dilekçelerinde yansıtma faturasının kabul edilmediği ve tebliğ edilmediği beyan edilmiştir.
Bilindiği gibi fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir. Belirtilen belgeler imzalı sevk irsaliyesi, mutabakatname, vergi kayıtları gibi her türlü ispata yarar yasal delil olabilir. Yine HMK 222/3 maddesi: “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.)”hükmünü haizdir. Bu kapsamda süresinde defterleri “ibraz etmeme” halinde davacının ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilmesi gerekeceği açıktır. Eldeki davada tartışılması gereken husus ise sırf davalı defterlerini süresinde ibraz etmediği için davanın doğrudan kabulünün gerekip gerekmediğidir. Eğer defterlerin ibraz edilmemesi halinde davanın kabulü şartlarının mutlaka, her durumda mevcut olmayacağına karar verilir ise bu defa ispat yükü davacı üzerinde olacağından davanın ispatlanıp ispatlanmadığının tartışılarak hüküm verilmesi gerekeceği açıktır.
Şüphesiz ki Kanunun defterlerin ibraz etmemesine bağladığı sonucun her koşulda uygulanması, —- sonuçlara sebep olabilecektir. Bu nedenle her dosyada ilgili maddenin taraflar arasındaki ticari ilişki/başkaca deliller ve beyanlar bir arada değerlendirilerek uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacının dava konusu ettiği yansıtma faturası raf bedeline ilişkin olup, öncelikle davalı—— ilişkin bir delil yoktur. —— tarafından davacıya——- değil hizmet bedeli adı altında fatura tanzim edilmiştir. Öte yandan davacının iddiası davacıya ait ürünlerin ——– ———– için davalı—- yapıldığı, bu anlaşmaya istinaden davalıya ait —— yaptırıldığı, —— bedelini kendisinin ödemeyi üstlendiği, buna karşılık ise davalının sözleşme ile anlaşılan ciroyu yakalamaması ve ödemesini zamanında yapmaması halinde stand veya raf bedelinin tekrar davalıya yansıtılacağına ilişkin anlaşma yapıldığıdır. Ne var ki taraflar arasında böyle bir anlaşma olduğunu, yani davalıya ciro hedefi verildiği yahut ödemeyi zamanında yapmaması halinde davacının zaten bedelini ödemeyi üstlendiği rafı tekrar davalıya yansıtacağına ilişkin somut hiçbir belge/yazışma vb. delille ispatlanamadığı gibi, hayatın olağan akışına da aykırı bulunmuştur. Yine davacı tarafça dosyaya faturanın gönderildiğine ilişkin ——– gönderi takibi sunulmuş ise de davalı kendisine fatura gönderildiğini kabul etmediğinden ve paket içeriğinde dava konusu faturanın olduğu ispatlanamadığından kaldı ki —. Sayılı ilamında: “Faturanın tebliği ifaya yönelik olup içeriğindeki malların teslim edildiği veya akdi ilişkinin varlığını kanıtlamaz” gerekçesi ile belirtildiği gibi, bu hususun ispatlanmasının da esasa etkisinin olmayacağı anlaşılmış, dosya kapsamı, davalı tarafça sunulan muavin kaydı, — bildirimleri ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının davasını ispatlamayamadığı kanaati ile yukarıda belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 250,59-TL harcın mahsubu ile artan 169,89‬-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5—— yapılan kontrolde karar yazım tarihi itibariyle —–için sarf kararı düzenlenmediği anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
7-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden —- uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.