Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/412 E. 2022/252 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/412 Esas
KARAR NO: 2022/252
DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 14/06/2021
KARAR TARİHİ: 16/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil —– davalı şirket sermayesinin onda birinden fazla hisse oranına sahip olup, tasfiyeye konu olan davalı şirket bir aile şirketi olduğunu, davalı şirkette hissedar olan —- annelerinin vefatı ile birlikte, müvekkilin ———- yasal miras haklarını büyük ağabey olması sebebi ile bedelsiz olarak talep etmiş ve müvekkilce bu teklif reddedildiğini, aradan geçen zaman neticesinde müvekkilin bedelsiz olarak miras payından vazgeçmeyeceğini anlaması üzerine, müvekkil, —- tarihinde —- yayınlanan—- müvekkilin yönetim kurulundaki görevi sona erdirildiğini, müvekkilin şirket yönetiminden çıkartılması ile beraber müvekkile şirketin kar payından hiçbir şekilde ücret verilmemiş olup, müvekkilin bu hususta şirket kayıtlarına bakması da engellendiğini, miras paylarında tek başına söz sahibi olabilmek için müvekkilin prosedür gereği olarak şirket evraklarını imzalatırken, müvekkilin iradesini sakatlayarak, şirket yönetiminde yıllardır beraber çalışmış olmasından —— duyduğu güvenden yararlanarak evrakların arasına beyaz kağıt koymak sureti ile —kağıdına imzasını aldığını, ve adında sahte evrakların düzenlendiğini, müvekkilinin ağabeyi ve yengesi adına — dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik, resmi belgede sahtecilik suçlarına ilişkin——- Numarası üzeriden suç duyurusunda bulunduğunu, soruşturmanın halen devam ettiğini, müvekkilinin davalı şirket yetkilisine güveninin kalmadığını belirterek davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket yetkilisi cevap dilekçesinde özetle; şirketin aktif olarak çalışmakta olduğunu, çalışanların bulunduğunu, pandemi süresince bile kısmen de olsa çalışmaya devam ettiğini, gerekli incelemelerle şirket aktifinin pasifinden fazla olduğunu, şirketin ekonomik durumu itibariyle tasfiyesinin söz konusu olmadığını, davacının bahsettiği senetlerden dolayı olan davaların şirketle hiçbir alakası olmadığını,—- şirket ortağı olmadığını, üçüncü kişiler ile ortaklar arasında görülen davalar tasfiye davası için haklı neden olmadığı gibi şirket iş ve işlemleri ile ilgilerinin de bulunmadığını, ——— ortaklara sadece birleşme nedeniyle ortaklıktan çıkma hakkı tanındığını, dava konusu olayda bu şart gerçekleşmediği için davacının çıkarılma talebinin reddinin gerektiğini, davacı — tarihindeki genel kurul sonrası ortak sıfatıyla şirket kayıtlarına bakmak için herhangi bir talepte bulunmadığını. ——— oluşumuna kendi imzası ile kabul oyu verdiğini, —— şirket ortağı olmadığını,— tarihli genel kurul öncesi — yönetiminde bulunmadığını, imza yetkilisi olmadığını, aksine o tarihlerde imza yetkilisi münferiden davacı —– bulunduğunu, dolayısıyla şirket ortağı olmayan, yönetimde bile olmayan ayrıca genel kurul evraklarını hazırlama sorumluluğu olmadığı gibi genel kurul toplantısında bulunmayan,—– heyetinde de bulunmayan ——-dildiği gibi evrak imzalatma durumu söz konusunun olmadığını, ———tarafında yapılan suç duyurusu ilgili savcılık makamınca takipsizlik kararı verildiğini belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, haklı sebeple anonim şirketin feshi taleplidir.
Feshi istenen davalı şirket anonim şirket olduğundan uygulanacak madde 6102 sayılı TTK’nın 531. maddesi olup buna göre; haklı sebeplerin varlığı halinde şirket sermayesinin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden pay sahiplerinin, haklı sebeplerin varlığı halinde şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceği, mahkemece, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, pay bedellerinin karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenmesi suretiyle davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme de karar verebileceği öngörülmüştür.
Davacının —— adet hisse sahibi olarak —– fazla pay sahibi olduğu ve bu davayı açabilme ehliyetine sahip olduğu kuşkusuzdur. Yine davalı şirket merkezinin Kadıköy olması nedeniyle mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmaktadır.
İncelenecek asıl mesele fesih için haklı sebeplerin mevcut olup olmadığıdır. TTK 531’in gerekçesinde de belirtildiği üzere, haklı sebep kavramanın ne olduğu belirtilmemiş ve bunu belirleme görevi yargı ve öğretiye bırakılmıştır. Öğretide temel fesih sebepleri arasında, sermayenin kaybedilmesi, organ yokluğu, genel kurula çağrıda usulsüzlük, azlık haklarının ihlali, bilgi alma ve inceleme hakkının ihlali, sürekli zarar, dağıtılan kar payının düzenli olarak azalması, genel kurulun toplanamaması, ortakların bir araya gelememesi, şirketin amacını gerçekleştirme ihtimalinin kalmaması olayları sayılmıştır.
Şirketler hukuku bakımından şirketin devamlılığının sağlanılması esas olup; düzenleme uyarınca, ekonomik değer taşıyan şirketin feshi yerine şirketi ayakta tutacak diğer çözüm yollarının hakimce değerlendirilmesi zorunlu kılınmıştır. Bu nedenle sadece haklı nedenin olması yetmez; şirketi ayakta tutmak için başkaca çözüm yollarının da olmaması gerekir.
Davacının ileri sürdüğü fesih sebepleri, davalı şirketin —- yılından beri genel kurulun toplanmadığı, kiralanan taşınmazın maliklerinden biri olmasına rağmen kira ödemesi yapılmadığını, ortaklar arasında güven ilişkisi kalmadığı, husumet olduğu, davacının abisi dava dışı —- davacının imzasını hileli şekilde alarak bonolar oluşturduğunu, davacı ile abisi — arasında davalar olduğu, iki yıldır kar elde edilmediği ve kar payı dağıtılmadığıdır.
Davacının ileri sürdüğü sebeplerin incelenmesi için bir mali müşavir denetçi atanmış; inceleme yaptırılmıştır. Bilirkişi, —– tarihli raporunda, özetle, şirketin — sermayeli olduğunu, davacının —oranında hisse sahibi olduğunu,dava dilekçesinde adı geçen — şirkette hisse sahibi olmadığı, şirket ortaklarının —- davacı olduğunu, şirketin —- dönemlerinde zarar ettiğini, bu zararın faaliyet zararı olduğunu faaliyet karının —- olarak —- bildirildiğini,şirketin —- zarar ettiği, — yılında kar ettiği ancak kar dağıtma kararı alınmadığı, ——- da zarar ettiği, bu zararın sebeplerinden birinin pandemi ve sektörden kaynaklı göründüğünü, özvarlığının kaydi olarak —- bağlamında borca batık olmadığını, şirket defterlerine göre davalı şirket merkezi binasının kirasının hissesi oranında davacıya ödenmiş olduğunu,davacının da şirkete çektiği bir ihtarnameye rastlanmadığını, genel kurulun ——tarihli yazısı ile limited ve anonim şirketlerde toplantı yapılmasının ertelenmesine imkan tanındığı, TTK.nun 531 maddesine göre haklı bir fesih ve tasfiye sebebine rastlanmadığını belirtmiştir.
Davacı vekili rapora itiraz dilekçesinde kira ödemelerinin yapılmadığını, şirket defter ve kayıtlarının bu bakımdan da usulsüz sayılması gerektiğini, pandemi olmadan önce de genel kurulun toplanmadığını,— eşi olan diğer ortak —– pek çok davalarının olduğunu ve bu sebeple davanın kabulüne karar verilmesini talep emiştir.
Bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğu görülerek benimsenmiştir. Haklı bir fesih sebebi olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin itirazları tek başına fesih sebebi sayılamaz. Bir kere anonim şirkette davacının, ortak olan yengesi ile arasındaki davalar, davacı tarafından keşide edildiği ileri sürülen bonolardan kaynaklanmakta olup, davalı şirketi ilgilendiren bir yönü yoktur. Yine, genel kurulun toplanması için davacının şirkete ihtar çekmek, yetkilisi genel kurulu toplantıya çağırmazsa, şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine başvurmak gibi imkanları varken, yine kira alacağı yönünden şirkete ihtar çekmek, bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmak gibi imkanları varken şirketin feshini talep etmesi isabetli değildir. Kira gelirine dair defterlerin usulsüz tutulduğu iddiası da şirket yöneticisinin sorumluluğu davasının konusu olabilir.
Bir başka fesih iddiası olan, dağıtılması gerekiği halde kar payı dağıtılmadığı iddiası da ispatlanmamıştır. Kar payı dağıtımına karar verecek organ,——, karın miktarına, ülkenin mali durumuna göre dağıtılmamasına da karar verilebilir. Bunun bir fesih sebebi olması için bu durumun süreklilik kazanması, iyiniyet ve dürüstlük kuralına aykırı biçimde azınlık haklarını zedeleyecek türde olduğunun ispatlanması gerekir ki somut olayda bu da ispatlanmamıştır.
Fesih yerine alternatif bir çözümün—— gündeme gelmesi için öncelikle haklı bir fesih sebebinin olduğu ispatlanmalıdır. Somut olayda davalı şirketin feshi sebebi olmadığından davacı ortağın payının gerçek değerinin hesaplanması yoluna gitmeye gerek yoktur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2- Alınması gerekli 80,70-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile şirket yetkilisi ————- yüzüne karşı diğer tarafların yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/03/2022