Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/4 E. 2023/826 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/4
KARAR NO : 2023/826

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/01/2021
KARAR TARİHİ : 26/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile teminat altında olan, davalı —-adına kayıtlı, davalı—– sevk ve idaresindeki —–plakalı aracın hatalı olarak U dönüşü yapması nedeni ile müvekkilinin motor kurye olarak çalıştığı —– plakalı motosiklete çarpması sonucu meydana gelen çift taraflı trafik kazasında ağır yaralandığını ve malul kaldığını, müvekkilinin kazada kusurunun bulunmadığını, —– tarafından davacıya 25 gün toplamda iş göremez raporu hazırlandığını, iyileşme süresinde çalışamadığını,—– hastanesinde toplam 1.030,00 TL masraf yapıldığını, ayrıca gidiş – dönüş yol ücretleri, yaralar için yapılan pansuman ve ilaç giderlerinin de davacı tarafından karşılandığını belirterek, 14.08.2020 günü meydana gelen trafik kazası nedeniyle ağır yaralanan ve malul kalan davacı için fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, diğer davalılar işleten ve sürücü yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile, 25.000,00 TL manevi tazminatın davalı işleten ve sürücüden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteelsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

Davalı —- ve davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davaya konu kazada iddia edilen kusur durumunu kabul etmediklerini, davalı sürücünün herhangi bir kusurunun bulunmadığını ve bu bağlamda da maddi ve manevi tazminat talep edilemeyeceğini, davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığını ve talep edilen 25.000,00 TL manevi tazminatın fahiş olduğunu, kolundan yaralanan davacının motosiklet kullanırken motosiklet montu, eldiveni, dizlik ve kask gibi koruyucu ekipmanların kullanılması gerektiğini, şayet davacının böyle bir önlem almış olsa idi kolundan da bu şekilde yaralanmasının önüne geçileceğini, davacı sürücünün bu nedenle kusurunun bulunduğunu, maliki olunan aracın davalı —– tarafından kaza tarihinde ZMMS sigorta poliçesi ile teminat altında olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı Sigorta Şirketi Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle;14.08.2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkil sigorta şirketi tarafından —– plakalı aracın 04.07.2020/2021 vadeli,— numaralı ZMMS poliçesi ile teminat altında olduğunu ve dava konusu kaza nedeni ile sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve azami poliçe limiti 410.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, öncelikle kusur durumunun tespitinin gerektiğini ve davacının müterafik kusur durumunun değerlendirilmesi ve maluliyet oranı tespitinin gerektiğini, hesaplamanın ZMMS Genel Şartlarında belirtildiği gibi aktüeryal olarak yapılmasını, davacıların —– rücuya tabi bir ödeme alıp almadıklarının tespitini talep ettiklerini, belgelendirilmeyen geliri olması halinde asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararlarından ve bakıcı giderlerinden sorumlu olmadıklarını, genel şartların A.S maddesinde sağlık giderleri kapsamında ve —–sorumluluğunda olduğunun beri, davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle; tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu trafik sigortası yapılan,—– plakalı araç ile 14/08/2020 tarihinde —– plakalı motorla kurye olarak çalıştığı sırada, —-plakalı araç sürücü hatalı şekilde U dönüşü yaparken davacı —– çarpmak sureti ile malul olmasına sebebiyet verildiği iddiası ile davacının davalı sigorta, işleten ve sürücüden kalıcı maluliyet ve geçici maluliyet tazminatı ve tedavi gideri nedeni ile maddi tazminat ile sürücü ve işletenden manevi tazminat talep etme şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, ceza dosyası, poliçe, hasar dosyası, davacının sigortaya başvuru evrakı, hastane kayıtları, trafik kayıtları, kaza tespit tutanağı, —– kayıtları, tedavi masraf evrakları, davacı sosyal ve mali durum araştırma tutanağı vs belge ve dokümanlar mahkememiz dosyasına celp edilmiştir.
Davacının kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik uyarınca geçici ve kalcı maluliyetinin olup olmadığı hususunda rapor alınmasına karar verilmiş—–İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 08/04/2022 tarihli raporda; 14/08/2020 tarihli kazada davacının tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 1 (bir) aya kadar uzayabileceği şekline rapor sunulmuştur.
Tarafların tanıklarını bildirdiği, mahkememizce tanıklara davetiye tebliğ edildiği, tanıkların beyanlarının alındığı anlaşılmıştır.
Tanık —– beyanında; “Ben davalı—– arkadışı olurum olay günü birlikte —- doğru minübüs yolunda geliyorduk, U dönüşü yapmamız gerekiyordu, U dönüşü yasak olan yerleri kontrol ederek geçtik, U dönüşünün yasak olmadığı yere geldiğimizde dönüş yapmak için —– sinyalini verdi, zaten her ne kadar çift şeritli yol ise de sağ şeritte araçlar park halinde idi biz sol şeritte bulunuyorduk, sola doğru dönüşe başladık, bu esnada aracımızın sol tarafından ve arkasından hızlıca gelen motosiklet araca çarptı, motosiklette bulunan kişi yere savruldu, davalı —- ve araçta diğer bulunan arkadaşımız tıp öğrencisi olduğu için ilk müdahaleyi yapmak için dışarı çıktılar ancak ilk müdahaleyi yapan kişiler vardı zaten, etraftan da ilk müdahale için gelenler oldu daha sonra ambulansa haber verildi, ve ambulans davacı yaralıyı hastaneye götürdü, davalı —– tıp öğrencisidir, her hangi bir yerde çalıştığını bilmiyorum, diğer davalının da ne iş yaptığını bilmiyorum, kazanın olduğu yeri tam olarak hatırlamıyorum, görsem hatırlarım, hatırladığım kadarıyla araba galerileri vardı, yanında da tekel bayisi vardı, sola dönüş yapmadan önce davalı —- araçla sağ tarafa herhangi bir manevra yapmadı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık —-beyanında; “Ben davalı —– arkadışı olurum olay günü birlikte —-doğru minübüs yolunda geliyorduk, U dönüşü yapmamız gerekiyordu, U dönüşü yasak olan yerleri kontrol ederek geçtik, U dönüşünün yasak olmadığı yere geldiğimizde dönüş yapmak için —- sola sinyalini verdi, zaten her ne kadar çift şeritli yol ise de sağ şeritte araçlar park halinde idi biz sol şeritte bulunuyorduk, Benim gördüğüm kadarıyla davalı —- dönüş yapmadan önce sol aynasını kontrol etti, sola doğru dönüşe başladık, bu esnada aracımızın sol tarafından ve arkasından hızlıca gelen motosiklet araca çarptı, motosiklette bulunan kişi yere savruldu, davalı —–ve beni tıp öğrencisi olduğumuz için ilk müdahaleyi yapmak için dışarı çıktılar ancak ilk müdahaleyi yapan kişiler vardı zaten, etraftan da ilk müdahale için gelenler oldu daha sonra ambulansa haber verildi, ve ambulans davacı yaralıyı hastaneye götürdü, davalı —– tıp öğrencisidir, her hangi bir yerde çalışmıyor, diğer davalının mali müşavir dir ne kadar geliri olduğunu bilmiyorum, kazanın olduğu yeri hatırlıyorum, hatırladığım kadarıyla araba galerileri vardı, yanında da tekel bayisi vardı, sola dönüş yapmadan önce davalı —– araçla sağ tarafa herhangi bir manevra yapmadı” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık —- beyanında;”Ben davacının kardeşi olurum, olayı bizzat görmedim kazadan sonra kardeşim yakın bir arkadaşını aramış ve hastaneye gitmişler benim olaydan daha sonra haberim oldu, davacı kardeşim gece vakti hastaneden eve geldi, kazadan sonra yaklaşık bir buçuk ay tedavi için hastaneye gidip geldi üç ay da evde dinlenmek zorunda kaldı bu süreçte işinden kovuldu ve üç ay boyunca herhangi bir işte çalışmadı. Davacı kaza tarihinde farklı bir moto kurye şirketinde çalışmaktaydı şimdi ise —-moto kuryelik yapmaktadır, ek mesaileriyle birlikte yaklaşık 6.000-TL aylık kazancı vardır, halen daha bu mesleği yapmaktadır kaza nedeniyle kardeşimin yaralanmasında ben kendisine yardımcı oldum, davacının mesai olmadan yatan maaşı 4.000-TL’dir şuanda 12 saat çalışmaktadır mesai ile birlikte 6.000-TL civarında aylık ücret almaktadır, tanıklık ücreti talebim yoktur, dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık —– beyanında; “Ben davacının babası olurum, kaza anına ilişkin bilgim yoktur, oğlum kazadan sonra yaklaşık 1,5 ay evde bakıma muhtaç şekilde kaldı, bu süreçte biz ailesi olarak kendisine yardım ettik, özellikle lavabo ihtiyacını görmesi için veya kalkıp yürüyebilmesi için bizler bakımlarını yaptık, şuanda oğlum herhangi bir işte çalışmıyor, bu olaydan dolayı da psikolojisi kötü olarak etkilendi, tanıklık ücreti talebim yoktur, benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememiz 30/06/2022 tarihli —– nolu ara kararı gereği, dosyanın bir makine mühendisi ve bir aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek kusur ve hesap raporu aldırılmasına karar verilmiş, 04/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”—- plakalı araç sürücüsü —- %70 kusur oranı ile asli kusurlu olduğu,—- plakalı motosiklet sürücüsü—– %30 kusur oranı ile tali kusurlu olduğu, 1 ay/30 Gün süre ile Geçici İş Göremezlik Zararının 2.324.71 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %70 kusurunun bulunduğunun kabulü durumunda, talep edilebilecek geçici iş göremezlik tazminatının 1.627,30 TL olduğu—– tarafından davacıya 1.343,40 TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı, yapılan ödemenin tenzili ile davalılardan talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 283.90 TL olabileceği, davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı, 2019 yılında toplam 169 gün üzerinden prime esas kazancının bulunduğu, 14.08.2020 kaza tarihi dikkate alındığında; 2019 yılının 11 ayında işten ayrılan davacının 19.06.2021 tarihinde işe girişinin verildiği ve 07/2021 ayı prime esas kazancının brüt 2.943,00 TL olduğu, (kaza tarihinden iki ay kadar önce işe girdiği, daha öncesinde 7 ay süre ile prime esas kazancının olmadığı) kaza tarihinde davacının 22 yaşında ve aktif döneminde olduğu, asgari ücretin üzerinde gelirinin bulunduğunu ispatlar herhangi bir belgenin dosyaya sunulmadığı görülmekle, elbette kişinin gelirinde düzenli olarak aldığı ikramiye, yakacak, giyim, prim, özel sağlık veya emeklilik sigorta primleri de kaza tarihinden önceki 1 yıl içinde düzenli olarak elde ettiği kanıtlanması durumunda çismani zarar hesaplamalarında göz önüne alınması gerektiği, ancak bahşiş, fazla mesai, davalı sigorta şirketinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve azami sağlık giderleri tazminatı teminatı üst limiti 410.000,00 TL ile işbu hesaplanan tazminatlardan sorumlu olacağı, manevi tazminat davacı için talep edilen 25.000,00 TL manevi tazminat talebinin tüm hukuki takdir ve değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğu..” şeklinde rapor sunulmuştur.—- ASCM—–esas sayılı dosyasına ait tüm kusur raporları, gerekçeli karar, istinaf kararı ve kesinleşme şerhinin mahkememiz dosyasına celp edildiği, ayrıca mahkememiz 22/12/2022 tarihli nolu ara kararı gereği, dosyanın rapor sunan heyete tevdi edilerek, —– Asliye Ceza Mahkemesi —–esas sayılı dosyasında alınan kusur raporu (—- trafik ihtisas kurulu raporu) , dosyada bulunan kaza anına ilişkin görüntüleri içeren CD ve tarafların tüm itirazları incelenerek rapor arasındaki çelişkinin giderilmesine karar verilmiş, 05/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;”..1 ay/30 Gün süre ile Geçici İş Göremezlik Zararının 2.324,70 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %70 kusurunun bulunduğunun kabulü durumunda, talep edilebilecek geçici iş göremezlik tazminatının 1.627.30 TL olduğu, —– tarafından davacıya 1.343.40 TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı, yapılan ödemenin tenzili ile davalılardan talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 283.90 TL olabileceği, davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı, 1.030TL sağlık kurumuna,300,00 TL pansuman, ilaç, bakım için gerekli tibbi malzemeler için, 500,00 TL sağlık kurumlarına tetkik ve tedavi için ulaşım ve diğer sosyal giderleri için olmak üzere toplam 1.830,00 TLbelgeli- belgesiz tedavi gideri olacağını öngörüldüğü, 14.08.202020 tarihinde trafik kazasının meydana gelmesinde davalı —–, sigortalısı %70 oranında kusurlu olarak değerlendirildiğinden sigorta şirketi, araç işleteni ve sigortalısı davacının 1.830,00 TL belgeli-belgesiz tedavi giderinin 1.281,00 TL kısmından müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, 2019 yılında toplam 169 gün üzerinden prime esas kazancının bulunduğu, 14.08.2020 kaza tarihi dikkate alındığında; 2019 yılının 11 ayında işten ayrılan davacının 19.06.2021 tarihinde işe girişinin verildiği ve 07/2021 ayı prime esas kazancının brüt 2.943,00 TL olduğu, (kaza tarihinden iki ay kadar önce işe girdiği, daha öncesinde 7 ay süre ile prime esas kazancının olmadığı) kaza tarihinde davacının 22 yaşında ve aktif döneminde olduğu, asgari ücretin üzerinde gelirinin bulunduğunu ispatlar herhangi bir belgenin dosyaya sunulmadığı görülmekle, elbette kişinin gelirinde düzenli olarak aldığı ikramiye, yakacak, giyim, prim, özel sağlık veya emeklilik sigorta primleri de — kaza tarihinden önceki | yıl içinde düzenli olarak elde ettiği kanıtlanması durumunda mani zarar hesaplamalarında göz önüne alınması gerektiği, ancak bahşiş, fazla mesai, UBGT ödemeleri vb. giderlerin hesaplamada göz önüne alınmayacağının hukuki değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğu..” şeklinde rapor sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; 14.08.2020 tarihinde trafik kazası meydana geldiği, kazada davacı —- yaralandığı, davacı vekili maddi tazminat talep ayrıştırma dilekçesinde maddi tazminat talebinin 100,00 TL tedavi masrafı, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 300,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olduğu yönünde açıklamada bulunduğu anlaşılmıştır.Öncelikli olarak davacının yaralanması kapsamında maluliyetinin olup olmadığı belirlenmelidir. Davacının yaralanması kapsamında gördüğü tüm tedavi evraklarının dosya içerisine alındığı, —– davacının yaralanması nedeniyle kalıcı – geçici maluliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin rapor düzenlenmesinin istenildiği, kaza tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik dikkate alınarak düzenlenen rapora göre davacının kalıcı maluliyetinin olmadığı geçici iş göremezliğinin ise 1 ay olduğu belirlenmiştir. Maluliyet raporu doğru yönetmeliğe göre ve denetime elverişli şekilde düzenlendiğinden hükme esas alınmıştır.
Değerlendirilmesi gereken ikinci husus ise kazanın oluşumunda tarafların kusur durumudur. Dava konusu kazaya ilişkin yapılan ceza yargılamasında alınan ilk bilirkişi raporunda davalı sürücünün asli kusurlu, davacının tali kusurlu olduğu şeklinde rapor sunulduğu, ceza yargılamasında ikinci kez alınan —–Trafik İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 2. raporda davalı sürücünün asli ve tam kusurlu kusurlu olduğu şeklinde rapor sunulmuş, ceza mahkemesi tarafından davalı sürücünün asli ve tam kusurlu olması nedeniyle mahkumiyetine karar vermiştir. Mahkememizce alınan kök raporda davalı sürücünün %70 oranında asli kusurlu olduğu, davacının %30 oranında tali kusurlu olduğu şeklinde rapor sunulmuştur. Ceza yargılamasındaki kusur oranı ile mahkememizde alınan bilirkişi raporundaki kusur oranı arasındaki çelişkiyi gidermek için bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişi ek raporunda ceza yargılamasındaki alınan—– Trafik İhtisas Kurulu raporundaki kusur belirlemesini tartışarak kanaatinin değişmediğini belirtmiştir. Ceza mahkemesinde kesinleşen vakıalar hukuk hakimini bağlasa da ceza mahkemesinin ksuur belirlemesi hukuk hakimini bağlamaz. Bu nedenle hukuk hakimi dosya kapsamına göre kusur belirlemesini yapabilir. Bu nedenle kusur durumunun değerlendirilmesi gerekmiştir. Kazanın oluşumuna ilişkin kaza tespit tutanağı, görüntü kayıtları ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davalı sürücünün sola dönüş yapmak istediği esnada davacı sürücünün aracın sol tarafına çarpması sonucu kazanın meydana geldiği, davalı sürücünün sola dönüş yaparken iyice yolun solulan yanaşmamış olması, sola dönüş yapacağına dair işaret vermemesi, hızını dönüşe uygun seviyeye düşürmemesi, dönüşe başlamadan önce aynadan arkadan gelen araçları kontrol etmeden dönüşe başlaması nedeniyle asli kusurlu olduğu, davacı sürücünün ise önündeki araçların ve kendi aracının teknik özellikleri veü yol durumu dikkate alarak davalı aracın dönüş yapması ihtimalini gözününde bulundurarak gerektiğinde fren yaparak kazanın oluşumunu engelleyecek düzeyde kavşak ve dönüşlere yaklaşırken hızını azaltmadığı, kazanın oluşumunda tali kusurlu olduğu kanaatine varılmış, bilirkişi tarafından belirlenen davalı sürücünün %70 oranında asli kusurlu olduğu, davacının %30 oranında tali kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Bir diğer değerlendirilmesi gereken husus ise tazminat miktarı konusudur. Davacının kalıcı maluliyetinin bulunmadığı belirlendiğinden buna ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Davacının 1 ay geçici iş göremezliğinin olduğu, bu döneme ilişkin zararının 2.324,70 TL olduğu, davalıların zararın %70 kusur oranı olan 1.627,30 TL den sorumlu olacakları, —– tarafından yapılan 1.343,40 TL ödemenin düşülmesinden sonra davacının zararının 283,90 TL olacağı belirlendiğinden bu miktar üzerinden geçici maluliyet tazminatının kabulüne karar verilmiştir. Davacının tedavi masraflarına ilişkin bilirkişi tarafından denetime elverişli şekilde düzenlenen raporda belirlendiği üzere sağlık kurumuna ödeme, ulaşım ve pansuman için toplam 1.830,00 TL tedavi masrafının olduğu, %70 kusur oranına denk gelen 1.281,00 TL yönünden talebin kabulüne karar verilmiştir.Son olarak manevi tazminat talebinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Manevi tazminat, zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünda tutularak, 6098 sayılı B.K’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedileceği öngörülmüştür. Belirtilen hususlar dikkate alındığında davacının kaza nedeniyle yaralandığı, dava konusu kazada davalı araç sürücüsünün % 70 kusurlu olduğunun belirlendiği, somut olayın özelliği, kusur durumu, davacının yaşı, davacının kalıcı maluliyetinin bulunmaması, geçici maluliyet süresi, tarafların sosyal ve mali durumu dikkate alınarak davacının manevi tazminat talebinin araç işleteni ve sürücü yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat talebinin KISMEN KABUL
KISMEN REDDİ ile;
a-) 283,90 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 1.281,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 1.564,90 TL’nin davalılar —– ile —–yönünden kaza tarihi olan 14.08.2020 tarihinden itibaren, diğer davalı—– yönünden ise 04.01.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin faiz talebinin reddine,
b-) Kalıcı iş göremezlik tazminatı talebinin reddine,
2- Manevi tazminat talebinin KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14.08.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —- ile —– alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Maddi tazminat davası yönünden alınması gerekli harç yeterince alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Maddi tazminat davası yönünden davacı tarafından yatırılan 269,85 TL peşin harç ve 59,30 TL Başvuru Harcı olmak üzere toplam 329,15 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat davası yönünden davacı tarafından yapılan 4.443,25 TL bilirkişi ücreti ve tebligat ücreti ile 1.070,00 TL —— rapor ücreti olmak üzere toplam 5.513,25 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre (%83,91 kabul, %16,09 ret) 4.626,16 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Maddi tazminat davası yönünden davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 1.564,90 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Maddi tazminat davası yönünden davalılar kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalılar vekilleri için takdir olunan 300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 1.024,65 TL harçtan peşin yatırılan 183,83 TL harcın mahsubu ile 840,82 TL harcın davalılar —— müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
9-Manevi tazminat davası yönünden davacı tarafından yatırılan 183,83 TL harcın davalılar —— müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Manevi tazminat davası yönünden başka yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11-Manevi tazminat davası yönünden davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar —- ile—– müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
12-Manevi tazminat davası yönünden davalılar —–ile —–kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalılar —-ile —– vekili için takdir olunan 10.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar—– ile —— verilmesine,
13-6325 Sayılı Kanun m. 18/A-13 uyarınca Adalet Bakanlığı tarafından karşılanan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.107,61 TL davalılardan, 212,39 TL davacıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
14-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.