Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/393 E. 2023/79 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/393 Esas
KARAR NO : 2023/79
DAVA : İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) -Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 02/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) – Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin—–marka aracı davalı koluman şirketinden aldığını, aracın 17/04/2012 tarihinde trafik siciline tescil edildiğini, kullanılmaya başlamasından kısa süre sonra araçta arızalar meydana geldiğini, ve bu arızalar neticesinde aracın kullanılamaz hale geldiğini, davalılardan ——başka firması olan —–firmasına aracın götürüldüğünü, orada yapılan incelemede arızanın araç motorundan kaynaklandığının belirtildiğini, çalışmalara rağmen arızanın kökten çözülemediğini, bu konuda davalıya gönderdiği ihtarlardan da sonuç alınamadığını belirterek ayıplı aracın öncelikle yenisi ile değiştirilmesini, davacının kullanamadığı süreler göz önüne alınarak maddi tazminata hükmedilmesine, aksi halde aracın bedelinin faiziyle ve diğer zarar kalemleriyle birlikte davacıya iadesine, kullanılmayan süreler için belirlenecek zarar ile değer kaybının hesaplanması için şimdilik 5.000,00 TL’nin davalılardan tahisliyle müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; Ayıp ihbarının zamanında yapılmadığını, davacının talebi doğrultusunda aracın onarımın garanti kapsamında yapıldığını ve tüm arızaları giderilerek davacıya teslim edildiğini, araç servisteyken davacıya eşdeğer bir araç verildiğini, bu konuda bir zararının oluşmadığını belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı——vekili cevap dilekçesinde özetle; ayıp ihbarının zamanında yapılmadığını, aracın debriyaj şikayeti ile servise getirildiğini, bunun ise kullanım ve dış etken kaynaklı olduğunu, gerekli değişimin yapılarak davacıya teslim edildiğini, davacının aracın bakımlarını gecikmeli yaptığını, huzurdaki davanın kabulü halinde davacı taraf bakımından araçta meydana gelen değer kaybı tespit edilerek müvekkiline iade edilmesi gerektiğini, fazi başlangıcı talebinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Eldeki dava öncelikle, mahkememiz——Karar sayılı kararı ile kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği, davalıların istinaf başvurusunda bulunması üzere dosyanın —–Hukuk Dairesine gönderildiği—- Esas—— Karar sayılı kararı ile davalıların istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek mahkememiz —– Esas——- Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek dosyanın mahkememize gönderilerek yukarıdaki esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.Taraflarca bildirilen deliller toplanılmış, mahkememiz 22/09/2022 tarihli, —- nolu celse —— nolu ara kararı gereği, dosyanın makine mühendisi tevdi edilerek rapor aldırılması istenilmiş, 16/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “——Dava konusu —— plakalı, ——marka tipi, —–11.04.2012 tarihli—– numaralı faturasıyla 76.365,70 TL bedel ile —- olarak satın alındığı ve 17.04.2012 tarihinde trafikte tescil edildiği, —— motor kısmının üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğu ve 17.06.2013 tarihinde motorun orijinali ile değiştirilmesinden sonra şikayetlerin bittiği anlaşıldığından—— misli ile değişimine veya geri alınarak bedelinin iadesine gerek olmadığı, 17.06.2013 tarihinde —— motorunun orijinali ile değiştirildiği ve dosya kapsamından motor İle ilgili şikayetlerin bittiği anlaşıldığından, —— misli ile değişimine veya geri alınarak bedelinin iadesine gerek olmadığı, ancak —— motoru değiştiği ve orijinalliği bozulduğu için değer kaybı talep edilebileceği, ——plakalı, —– marka tipi, —– 11.04.2012 tarihinde 76.365,70 TL fiyat ile satın alındığı, ancak aynı tarihte motoru değiştirilmiş eşdeğer —— 74.365,70 TL fiyat ile satılabileceği ve piyasa şartlarında değer kaybının 2.000 TL olduğu,——- plakalı—— 2.000 TL değer kaybının satın alma tarihi 11.04.2012 itibariyle avans faizi ile talep edebileceği,——-üretimden kaynaklı gizli ayıplı olması nedeniyle davacı araç sahibinden haksız yere tahsil edilen 24.09.2012 tarihli giriş için 2.938,26 TL, 26.11.2012 tarihli giriş için 534,22 TL, 11.09.2013 tarihli giriş için 2.787,87 TL olmak üzere toplam KDV dahil 6.260,35 TL servis bedellerinin ödenme tarihleri itibariyle avans faizi ile talep edilebileceği, —– plakalı —— yoğun olarak serviste kaldığı 2012 yılı 2.yarısı ile 2013 yılı sonuna kadar olan zaman diliminde —-düşüldükten sonra eşdeğer ikame araç net zararının 150 TL/Gün olduğu, Servis formlarının detaylı incelenmesi ile minibüsün 10 gün * 25,5 saat (——-) serviste kaldığının tespit edildiği, saatler üst üste toplanırsa minibüsün 12 gün serviste kaldığının kabulünün gerektiği ve bu durumda ikame araç maliyetinin 12 x 150 — 1.800 TL olduğu ve dava tarihi 12.08.2013 itibariyle avans faizi ile talep edilebileceği, süresine bakılmaksızın servise her giriş çıkış 1 gün kabul edilirse minibüsün 18 gün serviste kaldığının kabulünün gerektiği ve bu durumda ikame araç maliyetinin 18 x 150 — 2.700 TL olduğu ve dava tarihi 12.08.2013 itibariyle avans faizi ile talep edilebileceği, dosya kapsamından davacının turizm sektöründe çalıştığı ve 10 taneden fazla aracı olduğunun tespit edildiği ve yoğun bir iş programı olduğu dikkate alındığında, servis saatleri dışında aracın boş kalmayacağı kanaatine varıldığı için serviste kalma süresinin 12 gün alınmasının uygun olduğu..” şeklinde rapor sunulmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalıdan almış olduğu aracın ayıplı olup olmadığı, ayıbın gizli ayıp olup olmadığı, ayıplı ise davacının seçimlik haklarını kullanıp kullanamayacağı, aracın misli ile değişiminin mümkün olup olmadığı, aracın misli ile değişimi mümkün olmaz ise aracın satış bedelinin iadesinin mümkün olup olmadığı, bu da mümkün değil ise araçtaki, ayıptan dolayı değer kaybı tazminat talebinin mümkün olup olmadığı, aracın serviste kaldığı süre boyunca tazminat talep edip edemeyeceği ve tazminat miktarı hususlarında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.Bilindiği üzere Türk Ticaret Kanunu 23’üncü maddesinde; “Ticari satış ve mal değişimi” düzenlenmiş, tacirler arasında yapılan ticari satışlarda esas itibariyle Türk Borçlar Kanunun ilgili hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten sonra bu tür satışlar hakkında özel bazı hükümlere yer verilmiştir. Bu hükümlerin uygulanabilmesi için somut olayda ticari satışın mevcut olması gerekir. Ticari satış, sözleşmenin her iki tarafının da tacir olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olan satıştır. Tacirler arası ticari satımlarda satıcının ayıplı ifadan sorumluluğu esas itibariyle Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı madde hükümlerine tâbidir ancak tacirler arasındaki ticari satımlardan kaynaklanan ayıplı ifa hallerinde alıcının muayene ve ihbar külfetlerinin süresi hakkında Türk Ticaret Kanunu 23/1-c madde hükmünde düzenlenmiş olan özel hüküm uygulanacaktır. Satıcının ayıplı ifasına ilişkin diğer konularda ise Türk Borçlar Kanunu 219 ve devamı hükümlerinde düzenlenen genel hükümler uygulama alanı bulacaktır.6098 sayılı TBK’nun ayıba karşı tekeffül hukuki kurumunu düzenleyen 219 ve devamı maddelerine bakmak gerekir. Buna göre “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.”TTK. m. 23/c hükmü, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223’üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” düzenlemesini, TBK. m. 223 hükmü ise; “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” düzenlemesini içermektedir.Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında araç satışına dair ilişkinin bulunduğu, dava konusu aracın satışından sonra kısa süre içerisinde aynı ve benzer sorunlar nedeniyle birden çok kez servise gittiği, aracın arızasının motor kaynaklı olduğu, servisteki onarımların sorunu gidermediği, sonuç olarak aracın motorunun değiştirildiği, aracın motorundaki bu arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğu ve yukarıda ayrıntılı olarak bahsedildiği üzere gizli ayıbın varlığı halinde ayıbın ortaya çıkmasından itibaren alıcının satıcıya ayıbı derhal bildirmesi gerektiği, gizli ayıbın varlığının belirlenmesi üzerine davacının davalı tarafa ayıbı bildirdiği, davacının dava konusu talebinde haklı olduğu anlaşılmıştır. Davacının öncelikli talebi aracın misli ile değiştirilmesi, mümkün olmaması halinde aracın bedelinin iadesine yönelik ise de, yargılama esnasında aracın davacı tarafından satılmış olduğu anlaşıldığından bu talepler yönünden hüküm kurulmasının imkanı kalmamıştır. Davacının son talebi ise araçta oluşan değer kaybının tazminine yönelik olduğundan bu hususta değerlendirme yapılması gerekmiştir. İstinaf kararından sonra davacı vekiline talebini açıklaması ve aracın misli ile değişimini talep ediyor ise eksik harcı yatırması için süre verilmiş, davacı vekili beyan dilekçesinde aracın satılmış olduğundan misli ile değişimini talep etmediğini, 24.388,00 TL değer kaybı tazminatı ve 1.650,00 TL serviste kalan süre için tazminat talep ettiğini bildirmiştir. Dava değeri olarak bu miktarlar toplamı olan 26.038,00 TL esas alınarak yargılama giderleri hesaplanmıştır. Davacının bu talebi dava değeri olarak kabul edilmiş, yatırılan harcın yeterli olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar 22.09.2022 tarihli duruşmanın —— nolu ara kararında davacının talep dilekçesinin ıslah dilekçesi olarak kabulüne karar verilmiş ise de, davacının açıkça ıslah dilekçesi sunmadığı, ıslah harcı yatırmadığı bu nedenlerle usulüne uygun bir ıslahın olmadığı anlaşıldığından 02.02.2023 tarihli celsede bu ara karadan rücu edilmiştir. Eldeki davada değerlendirilmesi gereken husus değer kaybı tazminatı ile aracın serviste kaldığı süre için tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve tazminat miktarının ne olduğuna ilişkindir. Yukarıda da belirtildiği üzere dava konusu araçtaki ayıp gizli ayıp olduğundan davacının tazminat talep edebileceği, aracın motorunun değişmesinden dolayı değer kaybının oluşacağı, değer kaybının dava tarihinde 2.000,00 TL olduğu, aracın serviste kaldığı sürenin 12 gün olduğu ve bu süredeki tazminatın 2.700,00 TL olduğu ancak davacının talebinin 1.650,00 TL olduğu anlaşılmış, davacının talebi aşılamayacağından toplam 3.650,00 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 2.000,00 TL değer kaybı ve 1.650,00 TL aracın serviste kaldığı sürede kullanılamamasından kaynaklı ikame araç bedeli olmak üzere toplam 3.650,00 TL’nin 12.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin değer kaybı ve ikame araç bedeli talebinin reddine,
2-Alınması gereken 249,33 TL harcın davacının yatırmış olduğu 1.133,96 TL harçtan mahsubu ile kalan 884,62 TL’nin karar kesinleşince davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 249,33 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 5.920,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre (%14,00 kabul %86 ret) hesaplanan 828,80 TL’sinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı—— tarafından yapılan 200,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre (%14,00 kabul %86 ret) hesaplanan 172,00 TL’sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, bakiye kısmın bu davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı —– tarafından yapılan 775,73 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre (%14,00 kabul %86 ret) hesaplanan 667,12 TL’sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, bakiye kısmın bu davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansının karar kesinleşince taraflara iadesine,
8-Davacı kendini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT gereğince 3.650,00 TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT 13/3. maddesi gereğince gereğince 3.650,00 TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.