Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/391 E. 2022/120 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/391 Esas
KARAR NO : 2022/120

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/05/2014
KARAR TARİHİ : 15/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından dava dışı —–faturalar ve cari alacaklar karşılığı olarak üç adet çek alındığını, bu çeklerden davaya konu keşidecisi —-çeki devamlı mal aldığı firmaya gönderilmek üzere–verdiğini, süresi içinde — gönderilmediğini, — yapılan yazışmada — taşıyan araca hırsız girdiğini, buna ilişkin — tutanağı gönderildiğini, çek ile ilgili —- mahkemesinde çek iptali davası açıldığını ve ödemeden men kararı verildiğini, çekin davalı … tarafından —— şubesine ibraz edildiğini, bundan dolayı bu istirdat davasını açma zaruriyetinin olduğunu, müvekkilinin cirosundan sonra cirosu bulunan davalı — ilişkisi bulunmadığını, — olan —-şeklen var— olmayan bir firma olduğunu, çekin çalındığının bilinmesine rağmen davalı … — ciro ——– bile bile kötü niyetli olarak —– gerçekleştirdiğini, bu konuda gerekli hassasiyet ve özeni göstermediğini, bu sebeplerle müvekkili firmanın davalı firmalar ve şahsa borçlu olmadığının tespiti ile davaya konu keşidecisi — nolu çekin Davalı ..—istirdadını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin —- verdiğini, bu hizmet çerçevesinde—- sözleşmesi akdettiğini, bu sözleşmeye göre —- borçlu —– faturaya dayalı alacaklarını müvekkiline temlik ettiğini, temlik işlemine istinaden — ödeme aldığını, çeklerin bir tanesinin dava konusu çek olduğunu, bu çeki — ibraz ettiğini, müvekkili şirketin — vermekle hukuka aykırı hiçbir işlem yapmadığını, faturaya dayalı olan alacağı temlik aldığını, — müşterinin verdiği bilgi beyana göre hareket edeceğini, müvekkilinin iyi niyetli meşru hamil olduğunu, davacı ile— hukuki bağlayıcılığının olmadığını belirterek açılan davanın reddini, müvekkilinin alacağının tahsil etmemeye yönelik davranması nedeniyle davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin dava konusu çek ile hiçbir ilgisinin olmadığını, nitelikli dolandırıcılık mağduru olduğunu, huzurdaki davanın tarafı olmadığını, davacıyı, dava konusu çekin keşidecisini, lehtarını, çek üzerindeki diğer cirantaları ya da temlik alan ——tanımadığını, müvekkilinin —— sahibi olan …—– nitelikli şekilde dolandırılmaya çalışıldığını, bu şirket tarafından müvekkili şirket adına sahte fatura düzenlendiğini, bu faturalara dayanarak piyasadaki çeşitli —–sahte cirolu çekler kırdırıldığını, bu yüzden müvekkilinin nereden geleceği belli olmayan haciz tehditleriyle karşı karşıya olduğunu, çek üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, konuyla alakalı —— suç duyurusunda bulunulduğunu, dava konusu çek üzerindeki imza müvekkili eliyle atılmadığı için müvekkilinin büyük mağduriyetinin söz konusu olduğunu belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından müşterisine gönderilen çekin — çalınmak suretiyle elinden çıktığı iddiasıyla açılan çekin istirdadı ve menfi tespit istemine ilişkindir.
Eldeki dava Mahkememizde —- dosya numarasını almış, Mahkememizce ceza davası dosyası, icra dosyası celp edilmiş ve davanın kısmen kabulüne, çekin davalı … —– istirdatına, diğer davalılar yönünden davanın reddine borçtan dolayı sorumlu olmadıklarının tespitine karar verilmiş, kararın davalı … şirketince istinaf edilmesi üzerine —Karar sayılı ilamında: “.. davalı olarak yer alan … hakkında herhangi bir tebligat yapılmadan karar verildiği, davalının, dava dilekçesinde — ise de bu hususta davacıya süre verilmediği gibi hükme esas alınan kesinleşmemiş ceza dosyasında da .—— yer aldığı, —- ilişkin olmakla—- HMK 355 maddesi gereğince re’sen dikkate alındığı, bununla birlikte ilk derece mahkemesinin hükümde;…. Davanın diğer davalılar ….—- yönünden REDDİNE, borçtan dolayı sorumlu olmadıklarının tespitine..” şeklinde hüküm kurulmuş ise de; davalılarca açılmış bir dava olmamasına rağmen davalı … dışındaki davalılar yönünden davanın reddi kararına müteakiben davalıların borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi de taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu gibi hükümde karışıklığa yol açıldığı, kabule göre de;—- sayılı dosyasında verilen mahkumiyet hükmünün istinaf incelemesinde olup kesinleşmediği, dosyada yer alan —-raporlarının ise dava konusu olmayan —- bedelli çeke ilişkin olduğu, açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, ilk derece mahkemesinin kararının HMK 355, 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce istinaf ilamı göz önünde bulundurularak taraf teşkili sağlanmış,—. Sayılı dosyası celp edilmiş, ceza dosyasının — kesinleştiği anlaşılmıştır. Tüm bu hususlar gözetildiğinde aşağıdaki belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu çek davalı … şirketine diğer davalı—tarafından temlik edilmiş, ve şirket yetkili … çeke aynı zamanda ——-olmuştur.— alacağı —-fatura ile alacağı devralmışsa da; fatura borçlusu diğer davalı— aralarında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, sahte ciro kullanıldığını iddia etmiştir. İstinaf incelemesinden geçerek kesinleşen — Sayılı dosyasında dava konusu çeke ilişkin mahkemenin kabulü ise: “Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde sanık ..—eline geçtiği, sanığın önce —- — olarak yaptırdığı —– çekin arkasına —–imzaladığı veya bir başkasına imzalattırdığı, bu şekilde — —— çekte ciranta olarak gösterdiği, daha sonra 4. ciranta olarak kendisine ait —-kaşesini vurup üzerini imzaladığı, alt kısmına da ”—-..” ibarelerini yazıp imzaladığı, bu şekilde üzerinde sahtecilik yaptığı çeki ,— şubesine — tarihinde kırdırmak için götürdüğü, söz konusu çeki, keşidecisi — şirketine verip toplam— para aldığı , katılan şirket tarafından çekler ilgili bakaya ibraz edildiğinde karşılığının bulunmadığından bahisle çekleri tahsil edemediği,” yönündedir. Ceza mahkemesinde tespit edilen maddi vakıalar hukuk hakimini bağlayacaktır. Davalı — alacağını—- devreden—- ticari ilişki bulunmadığı, temlik eden şirket yetkilisi tarafından — adına sahte ciro yapıldığı ve mahkumiyet kararı alındığı sabittir.
6102 sayılı T.T.K.’nun 792. maddesine göre; “çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile ——- devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddesine göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çek geri vermekle hükümlüdür.” 6361 sayılı Yasa’nın 9/2 maddesi: “—- çerçevesinde — senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile —- usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez. Aynı faturaya dayalı birden çok —– yapılan kısmi temliklerin toplam tutarı fatura tutarını aşamaz.” hükmünü haizdir.
Emsal nitelikte—– “Davalı şirket tarafından gerçekleştirilen faktoring işleminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6361 sayılı——- Kanunu’nun 9/2. maddesi, —- şirketinin, — tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde, kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile yine — tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde—- edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamayacaklarını ve tahsilini üstlenemeyeceklerini öngörmektedir. —- tarihi itibariyle anılan kanunun Geçici 1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan ve somut olaya da uygulanması ——–Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunan Yönetmeliğin 22. maddesinde de benzer bir hükme yer verildiği görülmekte olup uyuşmazlığın çözümünde mezkur mevzuat hükümleri yanında kanun uyarınca konuyla ilgili usul ve esasları belirlemekle yükümlendirilen —- bu husustaki genelgelerinin ve bu arada —– genelgesinin de dikkate alınması gerekmektedir. Tüm bu mevzuat hükümlerinde öngörüldüğü üzere, — şirketleri ancak —-ile—-olunan mal veya hizmet satışına dayalı olup alacakları devralabilirler. Bir başka söyleyişle, anılan hükümler gereğince, — işlemi bakımından mal veya hizmet satışının sadece fatura ile tevsik olunması yeterli olmayıp — şirketince faturaya konu mal veya hizmet satışının—- nitelikte olup olmadığı, işlem taraflarının ve faturanın güvenilirliği, ilgililerin mali durumları——- çalışması yapılması gerektiği, ayrıca —- alacağı temsil eden kambiyo senedinin fatura tutarı ile uyumlu olup olmadığına bakılarak açık uyumsuzluk halinde işlem yapılmaktan kaçınılması, senedi düzenleyen ve sair ilgililer açısından da borcun varlığı bakımından teyit işlemleri yapıldıktan sonra ve ancak tüm bu araştırma ve soruşturma sonucunda olumlu bir sonuca varılması halinde faktoring işlemi yapılmasının öngörüldüğü açıktır. Nitekim, 6361 sayılı Kanun’a dayalı olarak —- itibaren yürürlüğe giren Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 5., 6. ve 8. maddelerinde de yukarda belirtilen hususlar hakkında hükümler sevkedildiği, söz konusu hükümlerin yürürlükten kalkan bir önceki yönetmeliğe dayalı olarak çıkarılmış —-uymakla yükümlü oldukları hususlara ilişkin —- genelgede belirtilen —-görülmektedir. —- şirketlerinin —- gözetildiğinde, yukarda belirtilen usul-esaslar çerçevesinde bir inceleme-araştırma —-işlemi yapılması halinde, mevzuattan kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle hasıl olacak sonuçlar bakımından ağır kusurlu kabul edilmeleri gerektiği izahtan varestedir. ” gerekçesi ile 01/01/2015 tarihinden önceki eski tarihli çeklerde de 28496 sayılı kanunda kurumca ibaresi gözetilerek —- genelgelerinin dikkate alınması gerektiği, özellikle—-gereği istihbarat çalışması yapılması gerektiği, yeterli istihbarat çalışması yapılmaması halinde faktoring şirketinin ağır kusurlu olacağına değinilmiştir.—– tarihli genelgesinde ise; —yeteri kadar tanıyacak şekilde istihbarat çalışmalarının yapılması, yalnızca müşterilerin beyanı veya sözlü teyit alınmak suretiyle işlem yapılmaması, öncelikle 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan faturanın tarifi, şekli ve nizamına ilişkin düzenlemeler de dikkate alınarak faturadaki bilgilerin uyumu ve doğruluğunun kontrol edilmesi,—– gerçekliğine ilişkin gerekli istihbarat ve araştırma yapılmasını sağlayacak şekilde oluşturulması, faturayı düzenleyen müşterilerin mali durum —- itibarı ve işlem geçmişleri de dikkate alınmak suretiyle, gerektiğinde fatura borçlusu ve —- keşidecisine de başvurularak borcun teyidinin yapılmasını sağlayacak yöntemler geliştirilmesi ve bu çerçevede ——— —-oluşturulan, “—- —–nezdinde oluşturulan veri tabanı gibi ilgili veri tabanlarından yararlanılması yoluna gidilmesi, ” içeriğinde tebliğ yayınlanmıştır.
Tüm bu içtihatlar, kanunlar gözetildiğinde, davalı … şirketinin kanunda açıkça istihbarat yükümlülüğü düzenlenmese de; kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde fatura ile tevsik edilmeyen alacakları temlik devralamayacağı düzenlemesi karşısında;——– aykırı olarak istihbarat yapmaması, fatura borçlusu ve çek/senet keşidecisine de başvurularak borcun teyidinin yapılmasını sağlayacak yöntemler geliştirmemesi sebebiyle ağır kusurlu sayılması gerektiği, eldeki davada temlik aldığı alacağı devreden şirket yetkilisinin dolandırıcılıktan mahkumiyet cezası aldığı, yine aynı şahsın———- sahte olarak yaptırdığı kaşesini çekin arkasına ———- imzaladığı veya bir başkasına imzalattırdığı, en azından alacağı tevsik eden faturada adı geçen ———- yazışmalar yaparak çekin sahte imza ile devredildiğini, ilişkinin sahte olduğunu öğrenebileceği, gerekli araştırmaları yapmayarak —- gözetilerek ağır kusurlu olduğu, davacının bu davalıdan çekin istirdatını talep etmekte haklı olduğu kanaatine varılmış, davanın kabulüne davacının faktoring şirketine borçlu olmadığının tespiti ile çekin istirdatına karar verilmiş, diğer davalılar yönünden mahkememizce istinaf kararından önce verilen ilk kararda davanın reddine karar verildiği ve kararın davacı tarafça istinaf edilmediği anlaşıldığından davalılar lehine usuli kazanılmış hak olduğu gözetilerek yeniden davanın reddine karar verilmiş, —– iki tarafın kararı istinaf etmediği de gözetilerek vekalet ücreti hükmü aynen korunmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-İstirdadı talep edilen davaya konu —- bedelli keşidecisi —– keşide tarihli, —— firmasından istirdadına ve davacının ———- firmasına borçlu olmadığının tespitine,
2-Diğer davalılara yönelik açılan davanın REDDİNE,
3-Alınması gerekli 1.024,65-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 256,20-TL’nin mahsubu ile bakiye 768,45-TL harcın davalı ..——-tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 25,20-TL başvurma harcı, 256,20-TL peşin harç toplamı olan 281,40-TL harcın davalı .—- alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 370,10-TL yargılama giderinin davalı ..— alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı .—– tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı —- tarafından sarfedilen toplam —– yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı——- verilmesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —— göre hesaplanan davacı vekili için takdir olunan —– vekalet ücretinin davalı …—- alınarak davacıya verilmesine,
9—— göre davalı —– vekili için takdir olunan ——– vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı—– verilmesine,
10-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı ——vekilinin yüzüne diğer davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.