Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/386 E. 2022/764 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/386 Esas

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/06/2021
KARAR TARİHİ : 03/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında—– yılından bu yana devam eden, akdi bir —- bulunduğunu, bu ilişkiye dayanak sözleşmelerin, 1 yıllık süreyle ve her yıl yeniden imza edildiğini, bu kapsamda imzalanan en son sözleşmenin—- olduğunu, sözleşmenin —- olarak ve sözleşmeye ek olarak imzalanmış olan bir hedef sözleşmesi de bulunduğunu, davalının müvekkilince anlaşılamayan bir sebepten ötürü ve tam olarak tespit edilemeyen bir tarihten bu yana, ürünleri müvekkilden değil,——– ithal ederek dağıtmaya—— başladığını, bu konuda müvekkili şirketin ———- izni, ———– bir surette ortaya koyulmuş rızasının bulunmadığını, müvekkili şirketçe durumun aslının ——– yoluyla sorulduğunu, bu soruya karşılık davalı şirket —– tarafından verilen—– tarihli cevabi ——- “—–dışında herhangi bir kaynaktan——– yapılmadığının belirtildiğini, davalının ithal edilen bu ürünlerin —– üzerinde —– ürünlerin —-gizlediğini ve bu malları piyasaya sürdüğünü, davalının geçerli bir neden bildirmeksizin sözleşmeyi tek taraflı şekilde feshettiğini, bu süreçte müvekkilce ve tarafınca yapılan araştırmalar neticesinde izinsiz olarak ——-edilmiş ürünlere ilişkin olarak davalı firmanın bu ürünleri—–olarak fatura ederek sattığını, keyfiyetin ortaya çıkmasını engellemek için ürünü sattığı firmalara fatura görsellerini paylaşmamaları gerektiği hakkında uyarı mahiyetli —– tespit edildiğini, sözleşmenin feshinden sonraki süreçte——— edilmiş ürünleri——–, davalının sözleşmeye aykırı davranması sebebiyle müvekkili şirketin zararlarını tazminle mükellef olduğunu belirterek —- maddi zararın davalıdan tahsiline, sözleşmenin süresinden önce ve haksız şekilde feshedilmesi nedeniyle müvekkili şirketin 1 yıllık mahrum kalınan karına karşılık şimdilik —- maddi zararın davalıdan tahsiline, haksız rekabetin tespitine ve men’ine, 100.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki sözleşmesi gereğince yetkili mahkemelerin———- Mahkemeleri olduğunu, taraflar arasında dava dilekçesinde bahsi geçen sözleşmedeki amacın müvekkili —– olmasından kaynaklı olarak müvekkili —– verilenden daha uygun fiyata ürün satışı yapılacağını kayıt altına aldığını, dava dilekçesinde bahsedilen gibi ———-durumun bulunmadığını, devam eden süreçte davacının taahhütlerini yerine getirmeyerek müvekkili şirkete sağladığı—- tutarının çok daha fazlasını müvekkili şirketin satış yaptığı diğer şirketlere sağladığını, müvekkili şirketin —– satışını ———— işlemler yaptığını——– satış sitelerinde satılan ürünlerin birçoğu ——— ile müşterilere ulaştığını——- —— satışının davacı tarafından yapılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle; tazminat davasıdır.
HMK m. 17’nin ikinci cümlesine göre, “Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır”. Bu hükme göre, yetki sözleşmesi —- yapan taraflar, aksine bir düzenleme yapmamışlarsa, dava sadece yetki sözleşmesinde kararlaştırılmış olan mahkemede açılabilir. Diğer bir deyişle, aksi belirtilmediği sürece, HMK, yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin münhasır yetkili mahkeme olacağını kabul etmiştir. Bu şekilde yapılmış olan yetki sözleşmesinin, münhasır yetkili olacağı, madde gerekçesinde de açıkça belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır. Taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinde yetkili mahkemenin—– mahkemeleri olarak belirlendiği, davalı tarafından süresinde sunulan cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunduğu anlaşıldığından yetkisizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesi gereğince iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta süre içinde başvuru halinde dava dosyasının yetkili——– Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331/2. maddesi gereği harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine, davaya yetkili mahkemede devam edilmemesi durumunda, mahkemece talep üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınmasına,
Dair, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı