Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/383 E. 2021/1268 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/383 Esas
KARAR NO : 2021/1268
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/06/2021
KARAR TARİHİ : 18/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ..——– kurulu başkanlığını ve aynı evi paylaştığı diğer davalı —– şirketin yönetim kurulu üyeliğini yaptığını, davalı .——- devrettiğini, daha sonra .—-hisselerin bir kısmını ..—– devrettiğini, …—- kendi namına hisse alım satımı yaptığını,——— tanımlar ve kısaltmalar başlıklı 4. maddesine göre …, oğlu sıfatıyla —- paylaşması sıfatıyla ——idari sorumluluğu bulunan kişi ve ilişkili kişilerin oluğunu, bu sebeple davalıların 2018 yılından beri şirket’in — sahip olduklarını, şirketin —- çıkarılacağına dair şirketin ile görüşmeler yapıldığını, şirketin —- çıkarılma durumu —- sahip davalı ..—- ait 100.000 adet hisseyi şirketin — çıkarılmasından kısa süre önce çok yüksek fiyatlarla borsada sattığını, —- Durumlar Tebliği’nin idari sorumluluğu bulunan kişiler ile ana ortak işlemlerinin açıklanması başlıklı 11. maddesine göre “… İdari sorumluluğu bulunan kişiler ve bunlarla yakından ilişkili kişiler ile ihracının gerçek ya da tüzel kişi ana ortağı tarafından sermayeyi temsil eden paylar ve bu paylara dayalı diğer sermaye piyasası araçlarına ilişkin olarak gerçekleştirilen tüm işlemler işlem yapan tarafından kamuya açıklanır.” şeklinde olduğunu, davalı … —-diğer davalı ile arasındaki ilişkiyi saklayarak ve şirket ile ilgili yanıltıcı ve yanlış bilgiler vererek davacıyı yanlış yönlendirdiğini, davalıların şirket hakkında sahip oldukları —- menfaatleri için kullanarak fahiş kazançlar elde ettiğini, açıklanan nedenlerden dolayı davanın kabulüne davalıların haksız eylemleri nedeniyle davacının uğradığı şimdilik 10.000,00-TL maddi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından açılan dosyada iddiaları kabul etmediğini, davacı taraf soyut ve mesnetsiz iddialar ile haksız kazanç elde etme gayesi ile eldeki davayı açtığını, dava yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin davalının——- mahkemesi olduğunu, davacı tarafından diğer davalı … ‘—- şirket ile alakalı olarak —- olduğunu iddiasının bir dayanağının olmadığını, iş bu davayı bir temele oturtabilmek adına davasını mevzuatsal temel bulmak adına aslında olmayan bir durum varmışçasına diğer davalı .—şirket ile alakalı olarak— bilgiye sahip olduğu iddia edildiğini, bu iddianın dayanağı dava dilekçesinin içeriğinde belirtilmediğini, yine iddiasını destekler bir delil de sunulmadığını, davacı taraf davalı müvekkili …– diğer davalı ile arasındaki ilişkiyi saklayarak ve şirket ile ilgili yanıltıcı ve yanlış bilgiler verdiğini yanlış yönlendirildiği ve müvekkilinin şirket hakkında sahip oldukları — menfaatleri için kullanarak fahiş kazançlar elde ettiğini iddialarının yersiz ve ispata muhtaç olduğunu, açıklanan nedenlerden ötürü —- Asliye Ticaret (Hukuk) Mahkemelerinin yetkili olması sebebi ile yetkisizlik kararı verilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle;——-yöneticilerinin ———- hisse sahibi davacının uğramış olduğu zararın tazminine ilişkin dava olduğu tespit edilmiştir.
6100 Sayılı Hmk’nın 6. maddesinde genel yetkili mahkeme düzenlenmiştir. Buna göre genel yetkili mahkeme davalı gerçek ya da tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
6100 Sayılı Hmk’nın 16. maddesinde ise, haksız filden doğan davalarda yetkili mahkeme düzenlenmiştir. Maddeye göre; haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.
Dava dilekçesinden ve —- davalıya ait adres araştırmasından da anlaşıldığı üzere davalı ..—— yerleşim yeri adresi —-diğer davalı .——— yerleşim yeri adresi ise ——. Davacının yerleşim yeri —–. Somut olayda, davalıların yerleşim yeri adreslerinin ve haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yerin mahkememiz yetki alanında olduğuna ilişkin bir bilginin olmadığı, haksız fiilden zarar görenin yerleşim yerinin de —–olması nedeniyle mahkememiz yetki alanında olmadığı, bu haliyle mahkememizin yetkili olduğuna dair herhangi bir düzenlemenin mevcut olmadığı belirlenmiştir. Davalı süresinde verdiği cevap dilekçesinde usulüne uygun yetki itirazında bulunduğu anlaşıldığından mahkememizin yetkisizliğine, talep olması halinde dosyanın yetkili— Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının yetki itirazının kabulü ile MAHKEMEMİZİN YETKİSİZLİĞİ NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesi gereğince iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta süre içinde başvurulması halinde dava dosyasının yetkili — Nöbetçi Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 331/2. maddesi gereği harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmemesi durumunda, mahkemece talep üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.