Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/381 E. 2021/737 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/381 Esas
KARAR NO : 2021/737
DAVA: Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 10/07/2014
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
—- sayılı yetkisizlik kararı ile gönderilen Tapu İptali ve Tescil davasının incelenmesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında —– tarihli protokoller düzenlendiğini, bu protokoller ile müvekkilinin yetkilisi olduğu ——- borçlarının ödenerek iflas kararının kaldırılması ve mülkiyeti bu —– yeniden faaliyete geçirilmesinin amaçlandığını, söz konusu protokoller gereğince davalının bir kısım taşınmazların tapu devrini müvekkili adına yapma yükümlülüğü altına girdiğini, ancak davalının iş bu sözleşmelerle düzenlenen yükümlülükleri yerine getirmediği gibi protokolde yer alan taşınmazları müvekkiline devretmediğini, buna ilişkin—–davada, mahkeme kararına gerekçe oluşturan —– tarihli vekaletnamede müvekkilinin doğum yerinin——yazılması sebebi ile tapuda gayrimenkullerin devir işleminin yapılamadığını, mahkeme ilamının gayrimenkullerin tapu devrine ilişkin hükmü kesinleştikten sonra davalı tarafa noter aracılığıyla ihtar yapılmasına rağmen müvekkil adına tapu devrinin gerçekleşmediğini ifade ve özetle; davaya konu —————- konularak müvekkiline adına tesciline, tescilleri mümkün olmaması halinde bedellerinin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde; Taraflar arasında yapılan protokoller gereğinin müvekkilince yerine getirmesine rağmen, davacının edimlerini yerine getirmediğini, tarafların şirket payları aynı olması nedeniyle şirketin karar alma mekanizmasının çalışamaz hale geldiğini, müvekkilinin, şirketi işler vaziyete getirmek için davacının evvelce teminat için verdiği kambiyo belgelerine karşılık büyük miktarda ödemeler yaptığını, davacının da kendisine ait —- müvekkiline devrettiğini, akabinde tüm eski sözleşmelerin iptal edilerek, bütün ortakların ıslak imzası ve onayıyla tek geçerli—– tarihli sözleşmenin tanzim edildiğini, davacının iptal edilen sözleşmeleri delil olarak göstererek haksız talepte bulunduğunu, kaldı ki——— dosyasında -iş bu davada da ileri sürülen- iddiaları da inceleyerek müvekkili lehine verilen kararın kesinleştiğini ifade ve özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle taraflar arasında ortak oldukları şirkete ilişkin akdedilen protokoller kapsamında davacının edimlerini yerine getirmesine rağmen davalının protokolde devri taahhüt edilen taşınmazı davacıya devretmediği iddiasıyla açılan tapu iptal tescil davasıdır.
Eldeki dava öncelikle —- görülmeye başlanmış, Mahkemece —- kararı ile davanın reddine karar verilmiştir. Söz konusu kararın istinafı üzerine———–Somut olayda, davacının talebinin taraflar arasındaki protokollere dayandığı, bu protokollerde şirket pay devrinin öngörüldüğü ve uyuşmazlığın bu haliyle şirket ortakları arasındaki ihtilaftan kaynaklandığı, dolayısıyla uyuşmazlığın şirketler hukukunu ilgilendirmesine göre, dava konusu uyuşmazlık niteliği itibariyle mutlak ticari davadır. Dava tarihinde yürürlükte olan 6102 Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ticari davalara bakmakla görevli mahkeme ise Asliye Ticaret Mahkemesi olup, Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114 ve 115. maddelerine göre görev, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir. Bu nedenle, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilip hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ” gerekçesiyle verilen karar kaldırılmıştır. İstinaf kaldırma kararı sonrası dosya —- sırasına kaydedilmiş,—— kararı üzerine dava dosyası —- gönderilmiş olup——— kararı ile “6100 sayılı HMK’nın 14/2 maddesinde “Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” düzenlemesi yer almaktadır. Kesin yetki hali yargılamanın her aşamasında ve mahkemece resen gözetilmesi gereken bir dava şartı niteliğindedir. Dava tarihi itibariyle tarafların ortağı olduğu şirketin ——–gerekçesi ile yetkisizlik kararı vermiş ve dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Bilindiği gibi HMK’nın 14. Maddesinde: “Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” düzenlemesi mevcut olup, her ne kadar —– bu nedenle yetkisizlik kararı vermiş ise de; Mahkememizce—- üzerinde yapılan incelemede; tarafların ortak olduğu şirketin —–olduğu, ardından yine ünvan değiştirerek —- olduğu, son olarak yeniden —- olduğu, şirketin dava tarihinden önceki son kararının —tarihinde —– yayınlandığı, incelenen gazetede şirket adresinin ———- olduğu, bundan sonra ise ilk olarak —- tarihinde yani dava tarihinden—– sonra ——- çağrı yapıldığı ve şirketin —- toplanacağının bildirildiği, son olarak —- tarihinde bir önceki toplantı çağrısı gereği toplantının yapılarak ——— belirlendiği, ancak dava tarihinde adreste bir değişiklik olmadığından dava tarihi itibariyle şirket—- bulunduğu, mahkememizin yetkili olmadığı anlaşılmıştır. — incelendiğinde de işyeri naklinin — belge ile yapıldığı ve –tarihinde ilan edildiği görülmekle —- doğruladığı ve dava tarihinde ——– adresine henüz taşınılmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca kesin yetki kuralları ve dava şartlarının dava tarihi itibariyle değerlendirilmesi gerektiği de nazara alınarak dava tarihi itibariyle ——– bulunması sebebiyle Mahkememizin yetkisizliğine, ——Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 14. Maddesi gereği Mahkememizin YETKİSİZLİĞİ sebebiyle davanın usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde başvuru halinde dosyanın yetkili ——Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereği yargılama giderleri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi.10/06/2021