Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/375 E. 2022/948 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/375 Esas
KARAR NO: 2022/948
DAVA: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2021
KARAR TARİHİ: 13/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin aydınlatma çözümleri sektöründe iş yaptığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında kurulan ticari ilişki uyarınca düzenlenen faturalar kapsamında 49.608,15 TL alacaklarının ödenmemesi üzerine davalı aleyhine——dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız itirazı sonrası takibin durduğunu belirterek açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, davalının icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarını kabul etmediklerini, faturaya ilişkin alacak iddiasının davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, faturalara konu ürünlerin müvekkili şirkete teslim edildiğini kabul etmediklerini, davacı tarafından müvekkili şirkete düzenlenen faturalardaki ürünlerin teslim edilmemesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından iade faturaları düzenlendiğini, bu iade faturalarından —— tutarlı faturanın davacının kendi defterlerine işlenip kabul edildiğini, ancak ——- tutarlı iade faturasının defterlerine işlenmediğini, davacının söz konusu faturayı teslim aldığını, ancak usulünce defterlerine işlemediği ve iadesini gerçekleştirmediğini, bu nedenle davacı tarafın kendi defterlerinde cari hesabına göre alacaklı gözükse de gerçekte müvekkili şirketin herhangi bir borcunun bulunmadığını, aksine —- alacaklı olduğunu belirtmiş olup, haksız davanın reddine, davacının haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; hukuki niteliği itibariyle davacı tarafından faturalara dayalı olarak başlatılan —— Esas sayılı icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş, incelenen icra dosyasında 13 faturadan bakiye alacak için 49.608,15-TL icra takibi başlatıldığı ve davalı tarafça süresi içerisinde borca itiraz edildiği anlaşılmıştır. Tarafların defter ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla dosyanın mali müşavir bilirkişi —— tevdine karar verilmiştir. Bilirkişice tanzim edilen 04/01/2022 tarihli raporda sonuç olarak;”A- Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Davacının —– yılına ilişkin ticari defterlerinin GİB onaylı beratlarının süresinde alındığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu,Davalı şirket tarafından ticari defter ve belge ibrazında bulunulmadığından, davalı şirket defterleri üzerinde usul ve hesap incelemesinin yapılamadığı,B- Davacı Alacağı Yönünden: Raporumuzun Genel Değerlendirme bölümünde detaylı bir şekilde açıklandığı üzere, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen bütün faturalar içeriği malların davalı şirkete teslimine ilişkin karinelerin oluştuğu, bu kez ispat yükünün yer değiştirerek ödemenin yapıldığının ispat yükünün davalı şirkete geçtiği, davalının işbu malları almadığını veya fatura bedelinin tamamını ödediğini ispat etmesi gerektiği, bu kapsamda takip tarihi itibariyle somut herhangi bir belge bulunmaması nedeniyle davacı şirketin nın işbu fatura tutarı olarak —– tutarında alacağını talep edebileceği, Davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen ve davacı şirket defterlerinde kayıtlı olmayan ——– tutarlı iade faturası yönünden: Raporumuzun Genel Değerlendirme bölümünde detaylı bir şekilde açıklandığı üzere, davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen faturanın e-fatura sistemi üzerinden davacı şirkete teslim edildiği, ancak faturanın iade edildiğine ilişkin dosya kapsamında somut belgenin bulunmadığı, ancak davalı şirket vekilinin cevap dilekçesinde işbu malların kendilerine teslim edilmediğini beyan ederek faturayı düzenlemiş olduğunu beyan ettiği, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen en son fatura tarihinin ——- olduğu ve itirazsız faturaları kendi defterlerine kaydetmiş olduğundan davacının malları teslim etmiş olduğunun ispatlamış olduğundan, davalı şirketin malların kendisine teslim edilmemesi nedeniyle davacı şirketin faturasından yaklaşık 3,5 ay sonrası ve davacının başlatmış olduğu icra takibinden sonra düzenlemiş olduğu iade faturasının davalının kendi lehine değerlendirilemeyeceği, bu husustaki lave hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
C- Faiz: davacı/alacaklı takip öncesinde faiz talebinde bulunmadığı için taleple bağlılık kuralı gereği bu konuda değerlendirme yapılmayacaktır. Sayın Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında avans faiz talebinin yerinde olduğu, İCRA İNKÂR TAZMİNATI VE sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşılmıştır.” hususlarına yer verilmiştir.
Söz konusu bilirkişi raporu, taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Taraf vekilleri, bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunmuşlardır. Davalı vekilinin, ticari defterlerin incelenmesi için belirlenen günden önce yerinde inceleme talep etmiş olduğu anlaşıldığından —— tarihli ara karar ile davalı vekilinin bu konudaki itirazı ve bilirkişi raporunun sonuç kısmında —-tutarında alacak belirtilmesi dikkate alınarak bu kez de davalının ticari defterlerinin incelenmesi için ve rapor sonuç kısmının şablondan mı kaynaklı bir hata olduğu hususunun da açıklanması için bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.Bilirkişi, davalı tarafın ticari defterlerini de incelemiş ve —— tarihli ek raporunda sonuç olarak; “A- Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Davalı şirketin 2020 yılı ticari defterlerinin GİB onaylı beratlarının süresinde alındığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, B-Sayın Mahkemenin ara kararında belirtmiş olduğu raporun sonuç kısmında —– tutarında alacak belirtilmesinin maddi hata olup olmadığı yönünden: Bilirkişi kök raporumuzun sonuç kısmında, icra takip tutarı olan 49.608,15 TL yazılması gerekirken maddi hata yapılarak sehven 47.200,00 TL yazılmış olup, maddi hata yapılmış olduğu görülerek iş bu ek raporda hatalı yazılan rakamın doğru olarak yazılarak düzeltildiği, C- Davacı Alacağı Yönünden: Raporumuzun Genel Değerlendirme bölümünde detaylı bir şekilde açıklandığı üzere, bilirkişi kök raporumuzda belirtmiş olduğumuz kanaatimizin aynen geçerli olduğu, davacı şirketin —- takip tarihi itibariyle—– tutarında alacağını talep edebileceği kanaatlerine ulaşılmıştır.” hususlarına yer verilmiştir.Söz konusu bilirkişi ek raporu, taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulmuştur.Tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporları ve taraf vekillerinin dilekçeleri birlikte değerlendirildiğinde; işbu dava dosyasına konu —- icra takibinin —– tarihinde başlatıldığı, bilirkişi kök raporunda da belirtildiği üzere takip dosyasına ve dava dosyasına sunulan 13 fatura toplamının 268.807,54-TL olduğu, davalının 10/09/2020 tarihli 65.199,39-TL tutarlı ve 26/12/2020 tarihli (yani takip tarihinden sonra) 52.456,23-TL tutarlı 2 adet iade faturası düzenlediği, bu faturalardan 65.199,39-TL tutarlı faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak diğer faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı şirket tarafından düzenlenen tüm faturaların e-fatura şeklinde düzenlendiği ve davalı şirkete teslim edildiği, ancak davalı şirket tarafından faturalara karşı düzenlenmiş herhangi bir RED işleminin ve yasal itiraz süresinde düzenlenen iade faturasının bulunmadığı, 11/12/2020 takip tarihi itibariyle davacının kendi defterlerinde davalı şirketin 49.608,15-TL (Bilirkişi kök raporunun 5. Sayfasında yer almaktadır.) borçlu olarak gözüktüğü anlaşılmıştır. Bilirkişi ek raporunda belirtildiği üzere de; davalı şirketin kendi defterlerinde 11/12/2020 takip tarihi itibariyle 49.608,15-TL borçlu olarak gözüktüğü, icra takibinden sonra 26/12/2020 tarihinde düzenlemiş olduğu 52.456,23-TL tutarlı iade faturası ile 2.848,08-TL alacaklı duruma geçtiği ve söz konusu iade faturasının davacı defterlerinde yer almadığı anlaşılmıştır. Davalı şirketin biri icra takibinden önce (10/09/2020 tarihli) diğeri icra takibinden sonra (26/12/2020 tarihli) düzenlediği 2 adet iade faturasından icra takibinden önce düzenlenen iade faturasının davacı defterlerinde yer aldığı, uyuşmazlığın ise icra takibinden sonra davalı tarafından düzenlenen iade faturasından kaynaklandığı anlaşılmıştır. Davalı şirketin malların kendisine teslim edilmediği iaddiası ile davacı şirketin son faturasından yaklaşık 3,5 ay sonra yani yasal itiraz süresinden çok sonra ve icra takibinden sonra düzenlediği 26/12/2020 tarihli iade faturasının davalı lehine değerlendirilmesi mümkün olmamıştır —— Bilirkişi raporunun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmıştır. Sonuç olarak davalının —– sayılı icra takibine yaptığı itirazın haksız olması nedeniyle davanın kabulü ile itirazın iptraline ve davacının icra takibine konu alacağının faturalara dayanmakta olması yani söz konusu alacağın likit ve belirlenebilir olması nedeniyle asıl alacağın %20’si oranında davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;—– icra dosyasında davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin 49.608,15 TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen 49.608,15 TL’nin %20’si oranında (=9.921,63 TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 3.388,73-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 599,15-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.789,58-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 59,30-TL başvurma harcı, 599,15-TL peşin harç toplamı olan 658,45-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 873,00-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca—- tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.13/12/2022